FAŞİST MUHALEFET!
Seçim süreci yaklaşırken birçok tartışma programı yapılıp Kürtlerin olmadığı televizyon kanallarında bol bol Kürtlerin adına ve Kürtler konuşulur oldu. Bu uzun bir süredir bu şekilde devam ediyor. Bütün faşist, milliyetçi kişilik ve zihniyetler sözde demokratik duruşlar sergileyerek Kürtler adına Kürtlerin ne yapması gerektiğini saatlerce konuşuyor. Faşist rejimin kanallarından ziyade sözde muhalif görünen faşist kesim bunu daha fazla yapıyor.
Demokratik siyasetin yegane temsilcisi olan HDP’nin ve Kürtlerin ilerleyen seçim sürecinde ne yapması, nasıl davranması, kimi dinleyip kimi dinlememesi gerektiği yönünde akıl veriyor. En çok da Kemalist ve ulusalcı faşist çevreler bunu yapıyor. Gazeteci, siyasetçi, araştırmacı ve birçok kılıfta saklanan bu faşist kesim ilerleyen süreçte her iki ittifakın da Kürtler olmadan kazanamayacaklarını iyi biliyor. Bir yandan Kürtlerin oyunu alabilme çabası içerisindeler diğer yandan da yüzyıllık dokularına işlemiş olan faşistliği de ihmal etmiyorlar.
Faşist rejimin başı Erdoğan’ın kalemşörü sözde bir gazetecinin yazdıkları yazılar, bu faşist zihniyetli muhalif görünümlü kesimini baya endişelendirmiş bulunuyor. Yazar kılığındaki bu kalemşör bu anlamda muhalefete istediği etkide bulunmuş oluyor. Söz konusu Kürtler olunca gözleri dönüyor, faşist damarları kabarıyor, hemen inkâr ve imha durumuna geçiyorlar. Ama bir yandan olası seçimi Kürtlerin desteği olmadan kazanamayacaklarını iyi biliyorlar. Bunun için mevcut faşist rejimden daha tehlikeli adımlar atmaya çalışacaklarına benziyor.
Mevcut faşist rejim Kürtlere dönük gerçekleştirdiği saldırı konseptinin haddi ve hesabı yok. Her alanda doğrudan soykırım saldırıları geliştirmekte, buna bir an bile ara vermeden devam ediyor. Düşmanlığın dozunu en yüksek seviyelere çıkarmış bunu topyekûn bir şekilde sürdürüyor. Kürtlerin siyasetine dönük aralıksız tutuklamalar, gerillasına karşı durmadan kimyasal silah kullanımı, zindanlarda uygulanan vahşet politikaları ve gazetecilere baskı hiçbir zaman gündemden düşmüyor. Saldırıları durmadan devam ettirip soykırımı hedeflemektedir.
Faşist rejim bu yönlü saldırıları elbette aynı zamanda muhalefetten aldığı sessiz destekle devam ettiriyor. Buradan cesaret alarak yaptığını görmeyecek kadar kimseler kör değil. En başta da Kürtlerin siyasetine geliştirdikleri her saldırıda açık veya gizli destekleri oldu bu faşist muhalefetin. Bundan dolayı muhalefet, aynı zamanda bu saldırıları onaylayan, savunan ve destekleyen bir konumdadır. Bu muhalefetin Kürtlere uygulanan soykırım saldırılarına karşı engel olduğu ya da karşı çıktığı görülmüş müdür? Elbette hayır.
Bu saldırılara destek veren faşist muhalefet seçimde desteği almak da istemektedir. Bunun için de bazı yaklaşımlar sergileyebiliyor. En tehlikeli olarak öne çıkan birkaç şeyi söylemek gerekiyor. Kürt halk Önderliği üzerinde yürütülen tecride karşı yapılan yürüyüşe karşı çıkmakta neden daha sert müdahaleler yapmadığı için mevcut rejimi suçlamakta. Kürt halk Önderliğinin Kürtler açısından değerini ve önemini çarpıtmakta ve inkar etmektedir. Özünde bu Kürt halk Önderliğine karşı yürütülen özel savaşın ve saldırıların meşrulaştırma çabasıdır. Fakat aynı zamanda demokratik siyaset alanına muhtaç haldedir. Bunun açık bir göstergesi vardır; oylarınıza evet ama mücadelenize hayır. Bu şekilde Kürt halkının elli yıllık mücadelesinin ortaya çıkardığı kazanımı istiyor ama bu kazanımları ortaya çıkaran güçleri de reddediyor hatta ortadan kaldırmayı hedefliyor. Tipik faşist zihniyet.
Kürt Halk Önderliğinin ortaya koyduğu Kapitalist çizgiye karşı demokratik çizgiyi ve ortaya çıkardığı üçüncü yol çizgisini reddedip sistem içileştirmeyi hedefliyor. Yine bu yönlü dayatmaların olduğunu söylemek de mümkün. Kürtlerin yürüttüğü mücadeleye karşı düşmanlık ederek kendi zihniyetlerinin değişmediğini ortaya koyuyorlar. Olası seçimde iktidarın değişmesi halinde de Kürtlere ve Özgürlük Mücadelesine dönük saldırıların durmayacağı ve farklı yol yöntemlerle soykırım saldırıları geliştireceği gün gibi açık. Bunun için mevcut faşist rejimin yerine gelecek herhangi bir iktidarın Kürt halkına bahşedeceği bir özgürlük olduğu yanılgısına kapılmamak gerekiyor. Sonuç itibariyle değişmeyen Kürt inkarı üzerine kurulmuş olan siyasettir. Evet Kürtlerin önündeki en büyük hedef bu rejimi yerle bir etmektir. Aynı zamanda yerine gelebilecek CHP veya İYİ Parti adlı AKP’nin ve MHP’nin farklı versiyonları olan partiler Kürtlere dönük soykırım siyasetinde değişim olduğuna dair zerre kadar bir emare bulunmamaktadır.
Söz konusu Kürtlere akıl vermeye çalışan bu muhalif faşistler bu aklı kendilerine saklamalı, hatta akıllarını başlarına almaları gerekiyor. Kürt halkı adına konuşmalarının son bulması kendi faşist zihniyetlerinin ürünü olan düşüncelerini kendilerine saklamaları gerekiyor.
Yüzyıllık inkar ve imha siyasetinden kurtulmadıkları sürece Kürtlere hiçbir şey veremeyeceklerini Kürt halkı çok iyi biliyor. Yine Kürt halkının Önderliğine dönük geliştirdikleri tecrit siyasetini onayladıkları sürece var olan faşist kafalarının değişmediği açıktır. Tecridin kaldırılmasına bu kadar karşı çıkmaları da nasıl bir Kürt düşmanı olduklarını açığa çıkartıyor.
Bunun için Kürt halkının iktidara kaybettirmesi ve onu tarihin çöp sepetine atması çok önemlidir. Aynı zamanda olası değişim durumunda yerine gelecek olan millet ittifakının da Kürt halkında yarattığı bir umut yoktur. Var olan zihniyetiyle de olmayacağı bir gerçekliktir. Bunun için Kürt halkı faşist muhalefetin ne dediğinden ziyade kendi yoluna bakacaktır. Kendi mücadelesini daha güçlü geliştirip kendi yolunda ilerleyecektir. Devam ettirdiği savaşı her alana yayarak daha güçlü bir Devrimci Halk Savaş’ına dönüştürecektir. Tüm bu saldırılar kapsamında her alanda yürüttüğü direnişi daha görkemli ve etkili bir şekilde yürüteceği şimdiki direnişinden de anlaşılıyor.
SERHAT EREN
YORUM GÖNDER