ÖZ YETERLİLİĞİ SAĞLAYAN BİR EKONOMİ
Kapitalist ekonomi, toplumsal eşitsizlik ve sömürüye karşı kadın ekonomisi ya da kolektif ekonomi de denilebilecek bir sistem kurulmaya çalışılmaktadır. Ortak ekonomi alanları oluşturmada kadınlar gerek genel ekonomi alanlarında gerekse de sadece kadınların ürettiği ve yönettiği kadın kooperatiflerinde yer almaktadırlar. Rejimin Kürt toplumuna uyguladığı ve üretim alanlarından dolayısıyla ekonomi alanlarından dışlama politikaları Rojava Kürdistan’ında ekonominin gelişmesini engellemiş, tüketim kültürü hâkim kılınmaya çalışılmıştır. İş gücü ve ekonomi kaynakları sömürülen Rojava Kürdistan’ı toplumunda erkekler dahil üretici bir güç olma konumundan çıkarılmışken kadının ekonomi sisteminin kurucusu olarak öncülük etmesi devrimin temel özelliklerinden birini oluşturmakta, kadınlara alternatif model sunmaktadır. Özellikle savaş koşullarında yaşamak zorunda olan kadınların savaş ekonomisini kavram ve kuram olarak somutlaştırmaları incelenmeye değer gelişmelere yol açmıştır. Kendi öz kaynaklarıyla, bağımlılığı aşan ve öz yeterliliği sağlayan bir ekonominin geliştirilmesi için çalışmalarını devam ettirmektedirler.
Siyaset alanı egemen erkek zihniyetiyle sadece iktidarların ve erkeklerin kendilerini ve zihniyetlerini ürettiği bir alan olarak tanımlanmaktadır. Ekonomik alanda olduğu gibi Kürt erkek ve kadınları kendi kimlikleri ile egemen Baas rejimi süresince siyasette yer almaları engellendi. Devrimin müdahale ederek değiştirdiği alanlardan biri ve en temeli de siyasetin demokratikleştirilmesi oldu. Önder APO’nun demokratik siyaset ve kadının katılımına yönelik geliştirdiği pratik mücadele Rojava’da gerçekleşen devrimin niteliğini de belirledi. Oluşturulan özerk yönetim bölgelerinde eşit temsiliyet, eş başkanlık sistemi ve modeli uygulandı. Kadınlar kendi özgün örgütlenmeleri içerisinde edindikleri yönetim deneyimlerini Rojava ve Suriye’de özgürleştirilen alan yönetimlerinde yer alarak diğer halklardan kadınlara da mal etmeye çalıştılar. Yönetim mekanizmalarında Kürt, Arap, Çerkez, Süryani, Ermeni kadınlar temsil edilmekte, kendi alanlarında dini ve kültürel olarak örgütlenmeleri için teşvik edilmektedirler. Kadının demokratik ulus modeli Rojava’da farklılıklarıyla tüm kadınları bir arada yaşamayı başarmalarına yol açtı. Savunma alanlarından tutalım, ekonomi alanına ve yaşamı ilgilendiren tüm alanlarda gerçekleşen bu kadın ortaklaşması gerçekleştirilmeye devam edilen kadın devriminin temellerini sağlamlaştırmaktadır. Farklılıkların birbirine karşıt olduğu ve birbirini yok etme durumunda varlıklarını sürdürebilecekleri zihniyetine dayanan kapitalist modernite kadının demokratik ulus deneyimi karşısında tarihin en büyük yenilgisini yaşamaktadır.
Rojava devrim sürecinde kadınlar egemenler tarafından dört parçaya bölünerek sömürülen Kürdistan ulusal birliği bilincinin gelişiminde belirleyici bir rol oynadı. Kadın devrimi perspektifiyle örgütlenen Kürdistanlı kadınlar Rojava’da gerçekleşen devrime katıldılar. Bakur, Rojhilat ve Başur Kürdistan’ından kadınlar öz savunma savaşında yer alarak bedel ödediler ve sistemin inşasında diğer parçalarda edinilen deneyimlerini aktarmak üzere Rojava’da sorumluluklar üstlendiler. Kürdistanlı kadınların birbirlerini daha iyi tanıdıkları, ortaklaştıkları, dayanıştıkları bir süreç hala devam etmektedir. Gerçekleşmekte olan kadın devrimi deneyimi Kürdistanlı kadınların ortak değerlerini açığa çıkarmada etkili olduğu kadar her parçanın kendi devrimini ulusal bilinçle örgütlemesi açısından hem umut yarattı hem de ortak manevi değerlerin daha da güçlendirilerek genel bir ulusal birliğe ulaştırılması çalışmalarında kararlılık yarattı.
Kadın hakları ve kazanımlarının tüm direnişlerine rağmen neredeyse hiç yansımadığı alanlardan birisi adalet alanıdır. Kadınların kaderlerini belirleyen ve yasalara bağlayan bu sistemin yerle bir edildiği bir devrim gelişmektedir. Adına ‘Anayasa’ dense de oluşturulan ‘Baba yasalar’ kadın köleliğini erkek lehine güvence alan yasalar olmaktadır. Rojava toplumsal sözleşmesi kadının tanımlanan tüm haklarını güvence altına alıyor. Eşit temsiliyet, eş başkanlık sistemi, özgün örgütlenmesine dair kararlar sadece yazılı belgelerde değil bizzat kadınlar tarafından uygulanıyor ve takip ediliyor. Yine kadına yönelik, topluma ve çocuklara yönelik suçların ve çözümlerin en temel muhatabı kadınlar olmaktadır. Kurulan adalet divanlarında kadınlar eşit temsil edilmekte, erkek üyelerin kadın bakış açısıyla sorunları yaklaşımı için özel eğitilmektedir. Kadın sorunları neredeyse her mahallede kurulmuş olan ‘kadın evleri’ne gelmekte orada çözülmeye çalışılmaktadır. Kadına yönelik şiddet, çok evlilik, taciz, tecavüz, erken yaşta evlilik, berdel vb. Birçok sorun kadınlar tarafından ele alınarak çözülmekte, kadınların aldığı kararlar ilke olarak tartışılmaksızın kabul edilerek uygulanmaktadır. Toplumsal cinsiyetçilik kadınların en çok karşılaştıkları çalışmalardan olması nedeniyle en zorlu çalışma ve devrimin gerçekleşmesi gereken alanlardan birini oluşturmaktadır. Bu anlamda kadın evlerinin çözemediği sorunlarda iç güvenlik ve adalet divanı ile birlikte çözme yöntemi devreye konulmaktadır. Kadınların kendi sorunlarını çözebilmeleri ve toplumun genelinin de bu çözümlere uymaları, uygulamaları çok büyük bir mücadeleyi gerektirmiştir. Bu mücadele hala devam etmekte, yaşanan deneyimlerle belli bir model olarak gelişmektedir. Adalet alanlarının dışında bu süreçleri takip eden uygulanması süreçlerine müdahil olan üçüncü alan olarak örgütlenen kadının sivil toplum örgütleri yaygınca gelişmekte, kadınların yaşadıkları toplumsal sorunları, toplumun yaşadığı genel sorunları daha lokal gündemlerle çözmeyi hedefleyen çalışmalar yürütmektedir.
Bu devrimin sadece Rojava ve Suriye içerisinde etkili olmadığı artık bilinen bir gerçek. Ancak kadın devriminin en temel özelliği olan ve kadınlar tarafından kabul görmesini sağlayan bir özelliğine vurgu yapmadan geçmemek gerek. Devrimlerin yerel olduğu kadar evrensel değerlere dayanmaması çözülmelerinin temel nedeni olmuştur. Rojava’da Kürt kadınları öncülüğünde gelişen ve devam eden devrim evrensel bir paradigmaya dayanmaktadır. Dolayısıyla gerçekleştirilen model sadece Rojava için değil aynı zamanda dünyanın neresinde olursa olsun uygulanabilir bir alternatifi oluşturmaktadır. Devrimin temellerinin atılması süresince dünyanın birçok yerinden devrimci sosyalist arayışçı kadınların devrimde yerlerini almaları evrensel niteliğini göstermektedir. Kadın devriminin gelişim süreçlerini takip eden, ilgi duyan ve deneyimlerini paylaşmak için yüzlerce kadın Rojava’da kadın hareketinin açtığı alanlarda deniyim paylaşımını gerçekleştirmiştir. İhtiyaçları ve talepleri doğrultusunda öz savunma alanlarından, siyasete, ekonomiden ekolojiye tüm yaşamsal alanlara dair düşünsel ve pratik eğitimlerle bu paylaşım sağlanmaktadır. Aynı zamanda kendi deneyimlerini katmaları kadın devrimini güçlendirmektedir. Paylaşım tek taraflı kalmayıp karşılıklı geliştiği için etkisi daha da kalıcılaşmaktadır. Kendi ülkelerine dönen kadınların bir model olarak kadın devrimi deneyimlerini taşırdıklarını görmek Kürt kadın hareketinin onur duyarak takip ettiği gelişmeler oluyor. Zira kendi mücadele değerlerinin evrensel değerler olarak kabul edilmesi yaşamları pahasına hedefleridir.
ZEYNEP STAR
YORUM GÖNDER