SOĞUK SAVAŞ ZAMANI: BİRİNCİ VE İKİNCİ SAVAŞLAR VE HEGEMONYA (4.BÖLÜM)
Sonuç
Gelinen aşamada özü; sömürü baskı olan kapitalist modernite toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel olarak bir bütün tarihinin en büyük sistem krizini yaşamaktadır. 20.yüzyılda 1. ve 2. dünya savaşlarıyla oluşturulan siyasal sistem aşılırken; 21.yüzyılda kurmak istediği yeni sistemi, 3. Dünya Savaşı ekseninde Ortadoğu merkezli olup, savaş giderek yayılarak derinleşmektedir. Halkların özgürlük eğilimine karşı yeni kölelik kültürünün sürdürücüleri olan sistemin hegemon güçleri, kendi aralarındaki ilişki ve çelişki temelli çıkar çatışmaları üzerinden dünya düzeni yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor.
İki kutuplu dünya sistemi üzerinden oluşturulan soğuk savaş, döneminin 89’da SSCB’nin çözülmesiyle beraber siyaset bilimci Fukuyama, her hegemonyanın kendini son hegemonya olarak ilan etmesi şeklinde bir ezberle; tarihin liberal demokrasiyle birlikte sona erdiği şeklinde soğuk savaş sonrası, kapitalizmin alternatifsiz kaçınılmaz nihai son bir sistem olduğu yönünde belirlemede bulunmuştur. Bugün yaşanan 3. Dünya Savaşı gerçekliğinde bu peşin hükümlülük boşa çıkmıştır. Hegemonik güçlerin çıkar savaşları hegemonyalarını büyütme amacı taşıyor. Ortadoğu merkezli yaşanan 3.Dünya Savaşı ile 20.yüzyıl siyasal sistem aşılmaktadır.
21 . yüzyıl siyasal sistemin, Ortadoğu merkezli olarak, özellikle Kürdistan ve Suriye’de yoğunlaşarak derinleştiği tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Kapitalizm sürekli kriz oluşturarak, yeni savaşlar geliştirerek, jeopolitik çıkarlar temelindeki kirli planları doğrultusunda, kendilerine göre esnetilebilen ulus-devletin kutsal sınırlarının dokunulmazlığı mitiyle egemenlik sultasında kendisini kutsamaktadır.
Sistem, yaşadığı krizi yeni bir dünya düzeni oluşturma üzerinden aşmak için, 3. Dünya Savaşının çatışma alanlarıyla varlığını sürdürmeye çalışıyor. Yaşadığı çoklu krizden çoklu savaşla çıkmaya çalışan kapitalist düzenin hegemon güçleri, çıkarları temelindeki ilişki çelişki hali gücün belirleyiciliğinden hegemonya alanlarını büyütme amacı taşıyor. Kapitalist sistem; jeopolitik çıkarları temelinde halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi taleplerini sürekli kriz üreterek ve kaos halinde tutarak yeni savaşlar geliştirerek, bastırmaya çalışarak, kendini yeniden yapılandırarak ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Böylece dipten gelen anti iktidar güç olan halkların özgürlük demokrasi eşitlik talepleri karşısında bir ittifak etme durumuyla bu talepler bastırılmak istenmektedir. Buna karşı halklar da kendi demokratik özgür geleceklerini inşa etmenin adı olan 3.Yol siyasetiyle çıkışını yapıyor.
WENDA DURSEND
KAYNAK: DEMOKRATİK MODERNİTE
YORUM GÖNDER