SİYASET ÜZERİNE (4.BÖLÜM)
SİYASİ DİKTATÖRLÜKLER DEMOKRATİK ÖZGÜRLÜKLERE DÜŞMANDIR
“İnternetin gözetim altında olması, giderek büyüyen siyasal ve ekonomik iktidarların alanlarına göre özel hayatın yok olduğunun ve de kısmi de olsa toplumsal ilişkilerin metalaşmasından kaçan bir müşterek alanın ortadan kalktığının göstergesidir. Kamusal alanın özelleşmesi, özel alanın ortadan kaybolması ile hareket eder.(…)Nüfus hareketlerinin polis tarafından gözetlenmesi(biyometrik gözetim)onların tüm varlıklarının-gündelik hayatlarını da içermek üzere-piyasa mekanizmalarına entegrasyonu için şarttır.(…)Yargı aygıtının zayıflaması ve onun giderek bir şekilde yürütmenin bir parçasına dönüşen polise boyun eğişi, hukuk devleti şeklinin yok olmasının yapısal bir unsurudur. Polis adli soruşturmalar üzerinde artık tekelini kurmuştur… Yargı artık sembolik bir ritüeldir” J.C.P
Demokratik özgürlükçü siyasi hareketlere karşı dikta rejimler tarafından küresel çapta ve yaşamın her alanında ceza yasalarının sertliğiyle meşruluklarını ortadan kaldırmaya dönük süreklileştirilen bir yönelim var. Siyasal olanın tümden reddiyesi ve yasa dışı ilanına yönelik saldırgan bir tutumdur bu. Demokrasi karşıtı bu siyasi diktatörlük rejimleri demokratik-Siyasal hak talepleri girişimlerini ortadan kaldırmaya dönük yoğun bir işbirliği içerisindedirler. Bunlar gaddar tanrısallığa oynayarak izolasyon ve kapatmaya dönük tecritlerle yaşamı bunaltıyor.
Bu gestapo rejimler ortaklaşa toplumsal alanda boğucu bir polis devleti hakimiyeti kurmuş durumdadırlar böylelikle kamusal alanda her türlü özgürlüğe dayalı hak arayışını ve protestoyu yasa dışı kılmak için anlaşmış ve her türlü teknik veriyle organize olmuş bulunuyorlar. Böylelikle kamusal alanda muhalefetin siyasi örgütlenmesini de kökten ortadan kaldırmak istiyorlar. Kamusal özgürlükleri ortadan kaldıran anti birey ve anti toplum karşıtı bu yasalara karşı küresel çapta bilinçli ve kesintisiz bir ortak mücadele gerekiyor. Bu insan karşıtı rejimler önce bireyi kolektif toplumsallıktan kaynaklı haklarından bireysel haklar aldatmacasıyla toplum korumasından yoksun bırakarak kolayca onları yutuveriyorlar!
Teknolojik casusluk bu özgürlük karşıtı gestapo rejimlerin toplum karşısında ki en güçlü işbirlikçi silahlarıdırlar. Herkesin kullandığı internet, telefon ve bilgisayar varyantlarını üreten teknolojik şirketler ve telekomünikasyon şebekeleri bu rejim aygıtları için toplumsal ve bireysel dinlemeyi ve izlemeyi kolaylaştıran “kusurları” bu teknolojik aletler içine bilinçli yerleştirirler! Üretilmiş ve yeni üretilen tüm bu teknolojik ürünlerin içine özenle yerleştirilmiş “casuslar” vardır. Bunlar “NSA key” dedikleri şifreler, kimlik saptayıcı cihaz yerleştirmeler siber güvenlik adına rejimlerce etkin olarak toplumsal gözetleme amacıyla kullanılırlar. Tüm dünyada toplumlar artık gözetim altındadır ve yine yazışmalarının tümü de aynı kaderi paylaşmaktan kurtulamazlar. Rejimlerin siyasi demagogları “Özgürlük ve demokrasi” her dediklerinde sizler aklınızla dalga geçtiklerini bilin ve öfkenizi bileyerek sadece acı acı gülüp geçin!
Yaşadığımız bu çağda demokratik siyasal özgürlükleri kullanma hakkı tamamen ortadan kaldırılmak istenmektedir bununla birlikte her türlü siyasi muhalefet eylemselliğini de engellenmek buna dahildir. Demokratik özgürlüklere karşı örgütlü bir dikta suistimal söz konusudur bu haklar giderek zayıflatılarak yürürlükten kaldırılırlar. Demokratik hak taleplerinin küresel ölçekte fişlenmesinin amacı da tam budur. Artık siyasi diktatörlüklerin hukuksuzluğunun hukuku yürürlüktedir.
Küresel ölçekte demokratik özgürlüklerini kullanmak isteyen örgütlü siyasi topluluklara rejimler tarafından kendi paravan ceza hukuku üzerinden gözdağı veriliyor. Özgürlük karşıtı finans kapital rejimler insan yüzünü dijital fotoğraflara sığdırarak, parmak izlerini de potansiyel suç deliline dönüştürerek ve silikon çipleri yaratarak toplum üzerinde tahakküme dayalı biyo-metrik gözetim kurulmasını yasalarla kurumlaştırmışlardır. Temel insana ait demokratik özgürlükler saldırı altındadır. Özel hayat ve kamusal yaşam da aynı ölçüde hedeftedir. Tüm dünya insanlar için gözetim altında tutuldukları bir cezaevidir!
Derin bir otokrat küresel iktidar aygıtı demokratik özgürlükleri planlı bir şekilde ulus devletleri yeniden kurgulayarak ve dönüştürerek ortadan kaldırıyor ve gasp edilen haklarını talep eden insanlığın büyük bölümünü potansiyel suçlu ilan ediyor. Demokratik eylemsellikleri suç haline getiriyorlar ve böylelikle her türlü hak talebini marjinalize ediveriyorlar. Siyasi diktatörlüklerin taraflı tarafsızlık nutukları bu hakikati örtmekten oldukça uzak bir mecrada seyir ediyor!
Demokratik taleplere “sıfır tolerans” anlayışıyla yaklaşan ulus devlet siyasi diktatörlükleri kendilerini anti demokratik temelde küresel ölçekte bir mikro imparatorluk olarak yeniden kurguluyor ve kurumlarını da bu zihniyet temelinde yeniden örgütlüyorlar. Yargı ve yasama yürütme karşısında orantısız güç dayatmasına boyun eğerek özgün özerkliklerini tümden yitirmişlerdir. Yürütmenin sopası polis devletinde kitlesel ajan yurttaş mühendisliği de işin tuzu biberidir! Kapitalist piyasa düzenin selameti açısından küresel iktidar hegemonyası tüm dünyada toplum kontrol denetimini yaygınlaştırarak ve siyasi özgürlükleri kullanmayı önemli ölçüde sınırlandırarak yakın gelecekte tümden ortadan kaldırma eğilimindedir. Bu hegemonyaya dayalı insan özgürlüğünü yok sayan ve köle gören yaşama sınırsız bir hakimiyet kurma saldırganlığıdır.
Özcesi; Toplumsal özgürlük endeksli muhalefet hareketlerini hedefine koyan, insan hak ve özgürlüklerini askıya alan ve yoksulları kapatan saf şiddete dayalı yeni bir polisiye siyasi rejim tipleri doğuyor! Yeni ulus devletler mikro imparatorluk ceza hukuk sisteminde halkın protesto eylemlerinin siyasi karakterini tümden illegalize eden, somut ve soyut tüm haklarını ortadan kaldıran, halkın egemenliği yerine polisiye saf şiddette dayalı ulus devletlerin tekçi egemenliği kendisini yeniden kurumlaştırıyor! Kuşkusuz bu küresel tahakkümü yine kısasa kısas küresel ölçekte ki bir kitlesel direniş muhalefeti kıracak ve haklarını söke söke geri alacak! Bugün "sarı yeleklilerin" ayağa kalkışıyla yarın ise "sarı mekaplıların" öncülük ettiği görkemli direnişle!
Kerem ÇİFTÇİ
Aryen Arşivi: 9 Aralık 2018
YORUM GÖNDER