SİYASET ÜZERİNE (5.BÖLÜM)
SİYASİ SUSKUNLUKLA YÜZLEŞMEK
“Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil; onun anlayacağı dili konuşun.” –Mandela
İktidarın kibirli şiddet gücü ile konuşan insanlarla ve bu anlayışın sivil uzantılarıyla adilane konuşacak bir şeyinizin olmadığını erkenden fark edersiniz. İktidar ve erk üzerinden kendisini var eden kişilikler veya güç odakları yatay ilişkilenme de toplumdan koptuklarını fark bile etmezler çünkü onları çoğul kılan sahip oldukları erk'leridir ha bire birbirine dönüşürler ve birbirini durmaksızın kutsarlar! Meta tanrısal tapıcılığın kibri de, kini de yamandır.
Siyasi zeminde muhalefet ettiğiniz iktidarla benzeştiğiniz de artık ölçüler ortadan kalkar ikizleşirsiniz en çokta özgürlükçü fikirlere zarar veren de iç sansür ve sorgulamaya vurulan ketlerdir. Toplumu duyumsamak güçlü bilişler ve sezgiler gerektirir.
Şunu peşinen belirtelim faşizmin yasaları yürürlüktedir ve faşizmi durduracak yeni yöntemleri devrimci tarzda devreye koymak gerekmektedir. Tepeden tırnağa yaşama faşizm hüküm etmeye başladı ve toplumda geçici de olsa psikolojik bir üstünlük kurmak üzere! S.S Süleyman’ın “her yerde bizim borumuz ötüyor” dediği şey tamda budur.
Yüzyılın ruhuna denk Apoist özgürlük ve toplumsal kurtuluş paradigmasını dünya genelinde bir etkin siyasete dönüştürememenin sebepleri enine boyuna iyi tahlil edilmelidir. Yaşamı teğet geçen kurumuş insan ilişkileri boğuyor arayıştaki toplumsal dinamikleri. Çağın ve mücadelenin gerisine düşmüş figürlere saplanmak işin başka bir boyutu. Devrim fikirleri teorik ve askeri bazda iktidara büyük üstünlük kurmuşsa bile bunun inşa ve tabana yansıması oldukça sınırlıdır işte bunu giderecek bir siyasi inşaya ihtiyaç vardır. Ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin kaynaklarını teşhis eden ve buna karşı devrimci alternatifler geliştiren. Toplumsal sağlık politikalarında uzmanlaşmış, özgürlük hukukunun karinelerini toplumsal direnişi meşrulaştıran tarzda oluşturan, soykırımcı mantığın insana, doğaya, kültüre, tarihe yönelen barbarlığına karşı koyacak bilinç ve donanıma sahip bunu uluslar arası arenalarda taşırma yetkinliğine ulaşmış siyasi öncüleri sahaya sürmek gerekiyor!
21.Yüzyılın paradigma insan modellerinin farklılıklarını ortaya koyma zamanı! Halk deneyim bilgeliğine siyaseti açmak gerekiyor. Michel Foucault’un dediği gibi “Prensip olarak bilgi yansızdır iktidardan muaftır. Bilge kişi politikacının zıddıdır. Ona karşı sadece küçümseme duyar.” Geriye çeken kısır ve vasat tekrarlar, eksik temsiller tez elden aşılmalıdır, toplum adına demokratik toplumcu siyaseti toplum yapmalı bürokratik siyaset değil tıkanma burada!
İlk elden Kürt varoşlarını anlamak lazım geçmişte diyasporası ve banliyö’leriyle buluşamayan siyasi elitizm derin handikaplar yarattı buna yerel yönetimler elitiz'mide eklenince burukluk ve kırılganlık arttı. Bunu görkemli bir ayağa kalkış ve silkinme ile aşmanın/kırmanın şartları her zamankinden çok daha fazla vardır. Yeter ki doğru temelde “Kürdün psikolojik ilkelerine” bağlı kalınsın ve bu ilkeler iyi tahlil edilsin. Kabul ret ölçüleri aşınmasın ve de karışmasın. Sokakta iklim faşizm ve tam da şu deyişle özdeş "Köyün küs köpekleri Kürdü gördüklerinde ortak havlarmış..." Bu hepimizi iliklerimize kadar mücadele için kamçılayabilmeli! Yaşanılan süreçte her bilinçli birey bir örgüttür ve kendisini çare haline getirmede tereddüt göstermemelidir.
Kürtler açısından tarih bir başka yaman öğreticidir çünkü tüm kritik süreçlerde ve Ortadoğu gerçekliliğin de ilkin Kürtler gözden çıkarılır ve sırtından hançerlenir, çıkar savaşlarında ucuzca pazarlanır! Mazlumluklarına, yiğitliklerine hiç bakılmaz ve gözyaşının kıymeti de yoktur. Ağıtlarına ve çığlıklarına herkes soğuk çıkarları gibi sağırdır. İnsanın yüreğini parçalayan ise İşbirlikçi Kürdün kendisi kendi hakikatlerine ve kimliğine sahip çıkmayan bir yabancılaşma içinde olmasıdır oysa biliyoruz vicdani bir uyanış gafleti boğar! Maharet küçük detaylara takılıp kalmakta değil, büyük fotoğrafı görerek ve birliğini yaratarak eyleme geçmekte!
Bunu kırmak için sınırlı bir çabanın yettiğini sanmak gaflettir dönemsel rehavetlere kapılmakta onarılmaz sonuçlar getirir. Sürekli eğitim ve pratiğe dayalı bir uyanık duruş esas alınmalıdır. Bireyin kendisin özgürlük temelinde sürece denk örgütlemesi ve çelişkilerini aşması gerekir hem de hiç kimseyi beklemeden! Özerk ve otonom bir eylemci tarzında kendisini iradeleştirmek herkesin önünde tarihsel bir sorumluluk olarak durmaktadır. “Kızgınlıkları çabuk geçen halkların şefkat handikapları vardır.” ! Bu süreç soylu duyguların savaşımıdır bir an bile bu akıllardan çıkarılmamalıdır. Özgürlük ideallerimizin içini yumuşak geçişlerle boşaltmaya çalışanlara karşı her zamankinden daha da uyanık olalım! Tabanda birbirimize sarılalım!
Özgürlük bir yaşam eylemidir bu devrimci mücadelede onu yaşamsallaştırabiliyorsak misyonumuzu oynamış oluruz. Yaşamda kapladığı özgürlük eylemi kadardır insan. Mezarlar genç insan bedenleriyle doluyorsa bunun toplumsal bilince yansıması nedir diye kendi vicdanımıza bakmamız gerekiyor. Artık çekilen çileler ve ödenen bedeller yaşamda özgürlüğe tekabül etmeli köleliğe ve bitmek bilmez bahanelere değil! Bıçak kemiği kesiyor! Reber APO'nun yokluğuna alıştırılmak isteniyoruz! Komplo şahsımızda, yetersiz yoldaşlığımız da ve sahte dostluğumuzda sürüyor!
Toplumsal direniş ruhunun ezilişini amaçlayan bir yönelim Kürt toplumsallığına dayatılıyor. Değerlerine yabancılaştırmayı amaçlayan ve yenilgi psikolojisi dayatan, zihni ve vicdanı donduran ince bir özel savaş saldırısı çok aktiftir. Ekonomik, askeri, kültürel, eğitimsel boyutları olan ve Kürdistan’ı açık bir cezaevine çeviren uygulamalarla psikolojik teslim almaya dönük bir kuşatma amaçlanıyor. Yapamamanın gerekçeleri yanında bu yaşanılan gerçeklilik yapmanın kaçınılmazlığı şeklinde kendisini milyon kes daha fazla dayatıyor.
Bununla birlikte militan faşizme imaj ve prestij kazandıran destekçilerin teşhirasyonunu sağlamaya dönük çok ciddi bir yapılanma içine girilmelidir. Basını çok etkili kullanan ve tekelleştiren bir yapının yaydığı yalan-manipülasyona dayalı haberleri kırmak için karşı faaliyetler de geliştirilmeli. Teknolojik kitlesel savaşta da kendi dilimizi ve etkin yöntemlerimizi de yaratmamız gerekiyor. Düşünce ve eylem zenginliği sürecin başarı anahtarıdır ve siyasi öncülük halklarla ortak bir dil yakalayarak her gün topluma moral verecek zaferler kazanmaya kendisini odaklamalıdır. Otantik rengini ve ritmik dinamizmini kazanmış bir siyasetin önü açıktır yeter ki yüzünü güneşe dönsün ve kendisiyle halkın tanıklığında sürekli yüzleşmeyi bilsin! Doğum yakındır!
KEREM ÇİFTÇİ
Aryen Arşivi: 27 Ekim 2018
YORUM GÖNDER