ÖZGÜN-ÖZERK ÖRGÜTLENMENİN İÇ İŞLEYİŞİ
Özgün örgütlenme, cins olarak kadının kendi öz gücünü, cins sevgisini ve düşüncesini yaratacağımız en temel zemindir. Özgün özerk örgütlenme daha partinin kurulduğu ilk yıllarda Sara Heval tarafından özgün kadın birimlerinin oluşturulduğu dönemlerden başlatabiliriz. Devamında Kopuş süreci ve kadın ordulaşması ile başlayan süreç özgün örgütlenmenin kadın açısından yaratacağı kazanımları en somut haliyle açığa çıkardı. Özgün-özerk örgütlenmenin diğer önemli ve esas boyutu ise, genel anlamda yürütülen özgürlük ve eşitlik mücadeleleri, kadın açısından da özgürlük ve eşitlik anlamına gelemeyeceğidir. Tarihsel olarak derin, çok yönlü bir köleliği yaşayan kadın, özgün çabalar olmadan özgürleşme adımları atabilir mi? Bunun böyle olmadığı reel sosyalizm ve dünya devrimlerinden çıkarılan sonuçlarla rahatça anlaşılabilir. Bu yönüyle de Önderliğimiz hiçbir devrim hareketinde görülmeyen çaba ile toplumsal ve ulusal kurtuluşun esasını da kadın devrimine dayandırdı. Özgün örgütlülük çabası özgürleşme mücadelesinin özüdür, beslendiği kaynaktır. Önderlik bu konuda şunları belirtir: “Kadın sorunu günümüz dünyasında gittikçe öne çıkan bir durum. Biz Kürdistan Devrimi’yle buna en büyük karşılığı vermeyi esas alan bir parti hareketiyiz. Parti hareketimiz içinde özgürleşen birey, büyük bir çözümdür. Parti içindeki özgürleşme düzeyi kesinlikle kadının özgürleşme düzeyini de ortaya çıkarıyor. Bu sanıldığından daha fazla toplumun devrimcileşmesine, özgürleşmesine büyük katkı sunuyor. Bir yerde kadın özgürleştiği oranda toplum özgürleşir; biz buna birey özgürleştiği oranda kadın-erkek ilişkilerinde de eşitlik, özgürlük gelişir diye bir derinlik kazandırıyoruz.
PKK’lileşmenin bu yönüne de dikkat etmemiz gerekiyor. Kürdistan Devrimi’nin, yalnız erkek egemenlikli bir devrim değil, kadın-erkek ortak egemenlikli ve otoriteli bir devrimci gelişme olduğunu iyi görmek gerekir. Feodal özellikleri ağır basan, erkeğin güdümünde yürüyen bir devrim olmasına izin vermiyoruz. Daha da ötesi, kapitalizmin lehine ayrıcalıklı kıldığı kişi özellikleri olduğu kadar, erkek egemenlikli özelliklere de izin vermiyoruz. Bütün bunlar da bizim kadın-erkek birlikteliğinde eşitlik ve özgürlüğe çok açık bir zeminde PKK’yi geliştirdiğimize ve kendi kendimizin bu ilkeyi iyi gözeten bir tarzda gelişmesine büyük değer biçiyoruz. Kesinlikle hem ilke var, hem de uygulaması vardır. Buna göre kadın gelişir, buna göre erkek kendini geliştirir.”
Özgün-özerk örgütlenme Önderliğin temel prensibi, ilkesidir. Özerk örgütlenme özgün örgütlenmeden bir adım daha önde olmayı ifade ediyor. İnisiyatif daha fazladır, resmiyeti, hareket alanı daha geniştir. YAJK, PAJK, KJK ve YJA-STAR’ın konumu böyledir. Aslında özgünlüğü aşmıştır. Ayrı bir işleyişi, programı, tüzüğü ve prensipleri vardır ama bütünlük içinde de yer alır. Hem genel örgüt içinde temsili bulur, hem de bağımsız karar alma uygulama gücü ve inisiyatifi vardır. Hatta YJWK’den özerk örgütlenmeyi başlatabiliriz. Bu anlamda parti tüm özgün özerk örgütlenmelerimizin zirvesidir. Kadının öz kimliğini, düşüncesini, duruşunu ve karar gücünü temsil eder. Bu yönüyle Özgün örgütlenmenin asıl temeli zihniyettir, cins bilincinin zirveleşmesidir. Bu yüzden Önderlik kadın özgürlük çalışmalarına zihniyetten başladı. Kadının kendisini görmesi, tanıması, gücünü görmesi, birbirine güvenmesi, birlikte yaşaması içindi. Kadındaki yaratılan kölelik, parçalı, birbirine güvensiz, kendisine güvensiz, zihniyete karşı mücadele ederek bunun üzerinden özgün özerk partileşmeyi bu zihniyet üzerinden geliştirdi. Eğer böyle bir zihniyet ve zemin olmasaydı kadın özgür kimliğine yabancılaşmasını aşabilir miydi? Yani özgün özerk örgütlenmenin içeriğini oluşturan şeması değil, ulaşılmak istenen zihniyette değişimdir.
Cins mücadelesi açısından olmazsa olmaz bir zemin iken güncel olarak bizi güçlendiren bu zemini nasıl ele aldığımız hayati önemdedir. Geriye dönüp baktığımızda Ordulaşmadan komplo sürecine kadar kadın kendini var edebilmek için iddialı, güçlü bir mücadele yürütüyor Bu yüzdende de irade olması ve etkinlik düzeyi çok belirgindir. Her birimiz kendi açımızdan değerlendirdiğimizde Partide ilk öğrendiğimiz ölçü neydi? Kadını sevmelisin, kadını güç görmelisin, muhatabın kadındır! İlk öğrendiğimiz ve kayıtsız şartsız, çelişki yaşamadan kabul edilen yaşamsal bir ölçüydü. Yani temel bir ilkeydi. Fakat bugün açısından özgün zeminlerimize hangi düzeyde yaklaşıyoruz, cins mücadelemizin bir ilkesi olarak görüyor muyuz? Kimi pratik yaklaşımlarımızı değerlendiğimizde yaklaşımda kimi zayıflık olduğu görülüyor. Ortaya çıkan zayıflıkları tespit etmek için Özgün-özerk örgüt zeminlerimizin iç işleyişini yeniden hatırlamak ve bulunduğumuz tüm zeminlerde vazgeçemeyeceğimiz ilkeler olarak ele almamız gerekiyor. Şehit Sara Hevalin özgün örgüt ve ortak kimliğe ilişkin şu değerlendirmeleri bizim açımızdan ufuk açıcıdır: “Özgünleşme karakteri, özgürlük ilkeleri ve onun örgütsel ilişki boyutuyla ifade edildiği oranda sorunlar aşılabilir ancak. Özgünlüğün örgütlülüğü ortak kimlikse, her birimizin ifade ve inisiyatif yeteneği onun temsil düzeyidir. Nerede olunursa olunsun kadın kendi bağımsız, ilkesel duruşuyla var olur. Bu olmadığında veya yetersiz olduğunda, dar-yetki kimliği öne plana çıkar ki, farklı güç arayışları ve dengeler de burada kendini gösterir. Bir yerde kadro, özgünlüğünü salt yönetim kimliğinde görüyor ve onun inisiyatifi sınırında dolanıyorsa orada doğru temsiliyet (özgünlük anlamında) de, doğru cins mücadelesi de olmaz. Bunun için en başta öncülükte zihniyet değişimi oluşturmak ve özgürlük hareketimizin geneline yansıyan bir dönüşüm sağlamak önem kazanmaktadır.”
Şehit Sara’nın da vurguladığı gibi özgün kimlik özgün örgütü temsil eder. Her birimiz de öncülük misyonumuzla bu kimliği bütünleştirdiğimiz oranda bir temsiliyet den söz edebiliriz. Buna göre de özgün işleyişi uygulamak demek, yaşamın her alanını, her anını hesaplamak, planlamak ona göre kural koymak ve kadında duyarlılık ve hassasiyet yaratmak, ve ona göre erkeğin alanını daraltıp kadının alanını genişletmektir. Yani kadının kendini besleyeceği, büyüteceği alandır, fakat erkeği dönüştürme amacı olan bir hareket olarak genel ortamlara da rengimizi, düşüncemizi, ölçülerimizi yansıtmak zorundayız.
ŞEHİT ZİLAN AKADEMİSİ
Devam edecek
KAYNAK:pajk.org
YORUM GÖNDER