TOPLUMSAL HAKİKAT TANIMI
Hakikat ahlaki ve politik toplumun özüdür, anlamıdır. Ahlaki ve politik toplum dışındaki hakikat arayışları insanı, toplumu gerçekliğinden...
İnsanın ilk toplumsallığına baktığımızda belli bir anlam düzeyi vardır. Doğal topumda yaşamın sürdürülmesi için topluluklar Klan şeklinde bir arada bulunmak zorundaydılar. Çoğalma, beslenme ve korunma o dönemin toplumu için en büyük kaygıydı. Bu yaşam tarzında en güçlü anlam toplumun ruhudur. Bu ruh hakikatin ta kendisidir.
Hakikat esas olarak çağlar boyunca gelişen toplumsal anlamlılığın insan bilincinde oturmuş halidir. Kendini mitolojik, felsefik, dinsel ve bilimsel yöntemlerle ifadeye kavuşturma işine Hakikat demek yerinde bir yaklaşım olacaktır. Önderlik toplumsal Hakikati değerlendirirken, böyle bir tanım yapmaktadır. Eğer toplumlar tarihsel varlıklar ise, anlamları da tarihseldir. Anlam toplumsal yaşamın özüdür. Hakikat ise bu tarihsel toplum varlığının teşkil ettiği anlamlılığının mitolojk, dinsel, bilgelik ve bilimsellik olarak ifadeye kavuşturulmasıdır. Toplumları sadece hakikat örgüsü olarak değerlendirmek yetersiz bir yaklaşımı teşkil edebilir, aynı zamanda açıklama gücüdürler. Hakikatini açıklayamamak en ağır kölelik ve asimilasyon durumunu ifade eder. Hakikatini yitirmiş toplum ve birey anlamsızlaşır. Hakikat ile anlam arasında sıkı bir ilişki vardır. Anlam bir nevi hakikatin potansiyelidir. Bu potansiyel dile geldikçe özgür konuşulup yapılandırıldıkça hakikat haline erişilmiş olacaktır.
Hakikat toplumsal olandır. Önder APO “hakikat, uygarlık ve kapitalist moderniteye karşı ahlaki ve politik topluma kavuşmadır” dedi. Hakikat aşktır, aşk özgür yaşamdır diyor. Hakikat ana kadın öncülüğünde yaratılan neolitik toplumda vardı. Yani birinci doğanın oluşumuyla insanların her zaman bir hakikat arayışı olmuştur. Her dönemin kendine göre bir hakikat arayışı olmuştur. İlk çağ hakikat arayışı doğal olaylardaki görünüşün ve ilişkinin oluşum ardındaki değişmez olanı aramaktır. Yani tanrı evren insan ve doğaya dair gözle görülen her şeyin nasıl olduğunu oluştuğuna dair sorular sorulur ve bununla hakikate ulaşmaya çalışılır. Hakikat toplumsaldır, somuttur, yaşayandır. Hakikat öznellik ile nesnellik arasındaki bütünlüğü ifade ediyor.
Sonuç olarak insanı insan yapan en temel olgulardan bir tanesi insanın toplumsallaşmış olmasıdır. Bütün canlılar kendi türleriyle yaşarlar. Fakat insanın toplumsallığı insanın zihniyetiyle bağlantılıdır. Toplumsallaşma olmasaydı insan primat olmaktan ileri gidemez, doğada da tutunamazdı. Çünkü canlı varlıklar içerisinde en zayıf konuma sahip olan insandır. Tabi ki toplumu oluşturan insandır. Topum insanlar arası gelişen düşünce ve duygu birikimidir. Yukarıda vurgulamadığımız gibi toplumu kuran ve geliştiren kadındır. Binlerce yıl yaşamını toplayıcılık ve avcılıkla geçiren insanları yerleşik bir yaşama kavuşturan kadın olmuştur. Ana kadın öncülüğünde gelişen toplum olarak da adlandırılan bu toplum HAKİKATİ yaşayan toplumdur. Hakikat ahlaki ve politik toplumun özüdür, anlamıdır. Ahlaki ve politik toplum dışındaki hakikat arayışları insanı, toplumu gerçekliğinden uzaklaştırır. Bir yerde yaşam kaybetmişse aynı yerde yani kaybedilen yerde aranır. Başka yerdeki arayışlar bizi doğruya götürmez. Ahlaki ve politik toplum dışındaki hakikat sistemin inşa ettiği hakikattir. Yalana dayalıdır.
Önder APO, hakikatin kendisidir. Somut ifadesidir.
GEVER ZAFER
YORUM GÖNDER