SİYASET ÜZERİNE (15.BÖLÜM)
YENİ ÇAĞDA DEĞİŞİMİN POLİTİK RUHUNU YAKALAMAK
“Sınır çizgileri bir kes aşıldı mı, sosyal ve siyasal görünüm değişir. Artık sosyal ve siyasi iklim de farklıdır: sosyal dil de, yeni gerçekler oluşmuştur.” Peter F.Drucker // Yeni Gerçekler
Yeniçağın ruhunu yitirmiş orta çağın alışkanlıklarıyla cinnet geçiren Türkiye toplumuna bakıp dehşete düşmemek elde değil. Türkiye genç bedenlerin mezarlığı olduğu kadar geleceğe dair umutların da enkaz durumunu yaşıyor. Ruhsal bölünmeler hakikat yitimi eşliğinde yaşamın kendisini çekilmez bir ıstırap’a dönüştürüyor. Oysa değişimin gücüne inanarak iyimser bir inançla yeniçağın ruhuna tutunmak gerekiyor.
I.Berlin’nin “hiçbir şey bireylere veya gruplara tek bir hakikate sahip oldukları inancından daha büyük zarar veremezdi.(…) Sadece kendini haklı bulmak, hakikati gören sihirli bir göze sahip olduğunu sanmak ve farklı düşünen diğerlerinin haksız olduğunu düşünmek, korkunç ve tehlikeli bir kibirdi.” Saptaması bizlere yeniçağın ruhu hakkında ve umuda dair farklı bir bakış açısı sunuyor.
Kendi kendini yiyip tüketen bu kaotik ülkede duysal ve düşünsel olarak dünyanın yaşadığı çağın fersah fersah gerisinde yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Değişimin anlık hızını kestirmeye hayallerimizin ütopik ufukları bile yetersiz kalıyor. Yeniçağın temposunu ve politik ruhsal ritmini yakalamakta zorlanıyoruz. Değişimi çiğ bırakan hızlandırılmış zaman sersemliği zihnimizi fena yoruyor! İnsanlığın evrensel manevi değerlerini benimseyen ve onu sentezleyen stratejik bir üst duygu/duyu akılına ihtiyaç duyuluyor.
Gezegenimizi tehdit eden totaliter rejimlerin yükselişine paralel olarak yeni demokrasiler çağı da er ya da geç yenilenmiş bir formatta kan deryası bu dünyanın kapısını çalacak zira insanlığın çok farklı otoriter sorunlarla uğraşacağı günler hemen yanı başımızdadır ve tüm insanlığı birleştirmeyi amaçlayan özgürlüğün başkaldırısı da aynı mesafede duruyor. Özgürlük ise klasik zaman ve mekan mantığından azade olmayı gerektiriyor!
Sosyalist özgürlük idealinin kitlesel deneyimlerle olgunlaşmasını engellemeye dönük çarpıtmalara inat kendilerini manevi ideallerine adamış özgür ruhlar dünyası büyüleyici ölümsüz değerler yaratacaklardır. Eski çağın kutuplaştırıcı laneti yeniçağın ruhunu öyle kolayca rahat bırakmayacaktır. Şimdiden politik çıkarların nesnesine dönüştürülen insanın sosyalist bilinçlenme uyanışından korku duyuluyor.
Toplulukların simgeleştirdikleri değerlerin anlamlarını küçümsemeden içselleştirmek ve öz saygıya dayalı ilişkiler kurmak birçok sorununun çözümünü de içerisinde barındırır. Yükselişe geçen otoriter sağın kan taşıdığı dönemsel sefil milliyetçiliği durduracak olanda demokratik toplumcu solun özgür düşünce alışkanlığı kazanma temelinde yeni çözümler bulup, değişken toplumsal zaman’ın ruh halini anlamasından geçiyor.
Stabil kuşatmışlığı zihnen sıçrama yaparak aşıyor insan bunun için zamanın ruh halini anlamak ve şuur kazanmak gerekiyor. Mikro toplulukların simge değerlerini yadsımamak önem kazanıyor. Farklı fikirler ve ideolojiler üzerinden yürütülen savaşların bir nedeni de bu gerçekliliğin göz ardı edilmesidir.
Şuan yaşanılan büyük ayrıştıran ve kutuplaştıran bölünme furyası derin bir toplumsal felaketin habercisidir. Bütünleşik soyut gerçeklikler ve yapay hakikatlerin yön verdiği içinden geçtiğimiz ruhsuz çağın aksine yeniçağın ruhu bunun aksini birleştirici bir yörüngenin ibresini gösteriyor.
Yüzyılın kitlesel kanser kaynağı kötücül sermaye güçleri sebep oldukları yıkıma sırtlarını dönerek dünyalarını keskin bariyerlerle ayırmaya hazırlanıyorlar. Egemen mikro milliyetçiliklerin yükseldiği bu süreçte farklılıklarını korumaya çalışan anarşik toplumsal dip dalganın psikolojik korku üreten caydırıcı varlığının hangi sermayedar suç saltanatını ne şekilde vuracağı ise merak konusudur.
Ekonomik ve siyasi eksen kaymalarının hızlı seyrine bir türlü ayak uyduramayan insanlık çok ağır da olsa kirletilen ruhunu şok edici hızlandırılmış değişimlerin gölgesinde yenilemeye çabalıyor. Yeni güç dengelerinin yarattığı de facto gerçekliliklere anlam biçmek ve peşine takılacak alternatif yönleri iyi tayin etmek gerekiyor. Kolektif geçmiş hafızanın melankolisi her zaman hesaba katılmalıdır!
Hakikat parçalanması eşliğinde öz gerçekliliğimizi bile yitirmekle sınandığımız şu değişken süreçte somut ve soyut emeğin birbirini tamamlayan simbiyotik uzlaşısı kamusal zeminde genişleyerek entelektüel insan kaynağıyla bütünsellik kazanırsa yeniçağdan umutlu olma adına nedenlerimiz daha da çoğalacak. Yapay algı tarafından kışkırtılan arzu enflasyonu hakiki özgürlükten kaçışın gerekçesine dönüşmekten de kurtulacak.
Radikal dönüşümleri esnek kavramak uyumsuzluklardan uyum ve uzlaşı çıkarmayı gerektirir. Yerel ve evrensel kültürel değerlerin harmanlamasıyla oluşacak gökkuşağından köprüler yaratarak geleceği inşa etmek olasılıklar dahilindedir. Duyu düşün iyimser lisanıyla konuşan, sonsuz boyutlarda ve günümüz zaman hükümranlığının söz geçiremediği sezgi mabetlerinde bilgeler yeni çağın değerlerini yaratacak gerçek adanmışlarını bekliyor!
Reel politik gerçeklikte çözülme ve inşa dinamikleri iç içe yaşanıyor global dünyanın çoğulcu etkileşimi farklı devrimci demokratik çıkışlara da imkan tanıyor. Melez ve esnek fikirler kendi ortak dünyasını kurma yolunda hızla ilerliyor. İnsanlık bir yandan da kendi dar görüş ve alışkanlık sınırlarından kurtulma kavgası veriyor şunu da unutmayalım şeffaf bir esnek demokratik topluma ulaşma çağı pür insan odaklı ideallerine geçmişten dersler çıkararak yeniden sarılıyor.
KEREM ÇİFTÇİ
Aryen Arşivi: 23 Nisan 2019
YORUM GÖNDER