GLADİO MERKEZİ NATO VE TÜRKİYE UZANTILARI (4.BÖLÜM)
Beşinci Gladio Dönemi
Sistemin hegemonik gücü ABD, Irak’ın işgaline başlamış, AKP’yi yeni uzantısı olarak seçmişti. Tarihte olduğu gibi Kürt Hareketi’ni yine tek elden manipüle etmeye çalışıyordu. Özgürlük hareketi ve Öcalan’a yönelik Gladio Savaşlarının arkasındaki temel güçtü. Elinde, güçlü işbirlikçiler vardı. Türk Gladio’sunu, yeniden oluşturuyordu. Komplonun Türk özel savaşı boyutundaki güçler, bu sefer, yeşil maskeli AKP şeması içinde hareket etmekteydiler. Kürt meselesinin bastırılmasında orduyla uzlaşma, ilk defa AKP döneminde daha planlı ve kapsamlı olarak hayata geçirildi. Bu politikanın kilit kavramlarından biri olan ‘bireysel ve kültürel haklar’, özünde Kürt Sorununu çözme adı altında kolektif ve Özgür Kürt Kimliğini tasfiye etme planını ve uygulamalarını maskelemek içindir. 2002-2004 tasfiyeciliğinin boşa çıkarılmasından sonra geliştirilen ‘bireysel ve kültürel haklar’ çözümü, KCK çözümüne karşı ordunun komuta kesimiyle birlikte ABD, AB, Irak Arap ve Kürt yönetiminin desteğiyle, 2005’ten itibaren uygulamaya konuldu.
Ayrıca İran ve Suriye ile yapılan başka destekleyici bir ittifak daha devreye sokuldu. Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle ‘teröre karşı askeri, politik, ekonomik, kültürel, diplomatik ve psikolojik boyutlarda topyekûn bir seferberlik ve mücadele’ dönemine geçildi. AKP Hükümetinin, hiçbir hükümetin yükümlenmeye cesaret edemediği kapsamda kendi Gladio’sunu da (Beşinci Gladio Savaşı Dönemi) oluşturarak yürüttüğü bir savaş söz konusudur. AKP, savaştan vazgeçmedi; savaşın kapsam ve boyutlarını geliştirip derinleştirerek devam ettirdi. AKP, kendisinden önceki bütün devlet partilerinden daha fazla devlet partisi, hükümeti de tüm önceki hükümetlerden daha fazla ‘özel savaş’ hükümetidir. JİTEM bağlantılı tetikçi Hizbullah örgütünden daha kapsamlı bir İslami kontra örgütlenmesi yaratma peşindedir. Başta Diyanet İşleri’nin kadrolu imamları olmak üzere, birçok tarikat cemiyetinin üyelerini, Hamas tarzı bir çatı örgütlenmesi halinde çok amaçlı olarak kullanmaktadır. Ekonomi üzerindeki denetimini, özel savaşın hizmetinde yürütmektedir. Dinsel yaşam kültürünü aynı amaçla değerlendirmektedir. Diplomasinin ağırlık merkezi aynı yönde işletilmektedir. Özcesi, hükümetin faaliyetlerinin merkezinde Kürt Özgürlük Hareketi’nin tasfiyesi vardır.
Önümüzdeki aşamada TC, tam bir yol ayrımıyla karşı karşıya gelecektir. Kuruluş aşamasında İngilizlerce anti-Kürt savaşımına yönlendirilen Cumhuriyet, ne yazık ki yine aynı İngiltere ve bir numaralı müttefiki olan ABD tarafından yönlendirildiği anti-Kürt savaşımıyla, kendini daha büyük bir çıkmazın içinde bulacaktır. Zaten İkinci Cumhuriyet’in son kırk yılı, bu çıkmaz içinde debelenmekle geçti. Yaşanan sadece bir ‘düşük yoğunluklu savaş’ değildi; toplumsal değerlerin hücrelerine kadar ayrışması ve yozlaşmasıydı. Çöküş veya çözülüşten daha ağır bir toplumsal çürüme ve dağılma yaşandı. Bir Gladio organizasyonu olarak kendini icra eden irade, her tipten karanlık bir rejim olabilir ama asla cumhuriyet rejimi olamaz. Savaşta ısrar, ancak Gladio’nun son hamlesi olabilir ki, bunun da bertaraf edilmesi için sadece kozmik odadan çıkarılıp aydınlatılması yeterlidir.
Cumhuriyet’in önündeki kavşakta beliren ikinci yol, Ulusal Kurtuluş Savaşında yaşanan demokratik birlikteliği tekrar Cumhuriyet’in temeli yaparak yürünecek yoldur. Cumhuriyet’i cumhuriyet yapan, 1919-1922 yılları arasındaki ulusal demokratik savaş ittifakıdır. Anti-hegemonik yönü de olan bu ittifakın reddi, demokratik cumhuriyet şansının kaybedilmesi ve yerine komplocu, proto-faşist ve Gladiocu darbe ve çete iktidarlarının kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Defalarca denenip başarısızlığı kanıtlanan bu yolun, Cumhuriyet’in gerçek yolu olamayacağı açıktır. Daha başlangıçta içine girilmesi gereken Demokratik Cumhuriyet Yolu, önümüzdeki aşamada toplumsal barışın ve sorunların çözümünün yegâne yoludur.
ALİ FIRAT
YORUM GÖNDER