“KOBANÊ DİRENİŞ GÜNCESİ" ANNELES OKULU PENCERESİNDEN YENİDEN DEĞERLENDİRMEK
Annales okulu 1929 yılında Fransa'da geleneksel siyasal tarih yazımına karşı "aşağıdan tarih" anlayışıyla "yıkıcı bir gerilla hareketidir". Annales okuluna kadar tarih yazımı pozitivist bir bakış açısıyla yazılıyordu. Böyle bir tarih yazımın malzemesi arşiv belgeleridir. Yazılı arşiv belgeler dışında yapılan bütün tarih yazımı çalışmaların bilimsel olmadığını iddia edilirdi. Annales okulu geleneksel tarih anlayışının "olay odaklı" tarih anlatımını yerine "sorun odaklı" tarih anlayışını benimser. Annales okuluna göre tarih salt neden-sonuç ilişkileri ile açıklanmayacak kadar karmaşıktır. 1.Dünya savaşının Avrupa merkezli dünya algısını temelden sarsmış ve Avrupa savaş yorgunu olmuştur. Tabi ki Avrupa modernitesi ve onun sosyal bilim anlayışı büyük yara almıştır. Haliyle, yeniden tarih yazımı üzerine büyük tartışmalar yaşanmıştır. Tartışmaların bir sonucu da 1929 yılında Fransa'da Annales okulu "sosyal ve ekonomik" tarih anlayışını total bütünlükçü bir bakış açıyla yeniden yazımına yeni bir soluk getirmişlerdir. Marc Bloch ve Lucien Febvre'in önderliğinde "yeni bir tarih yazılıcığı" perspektifiyle "Annales d' histoire et sociale" dergisini kurarak geleneksel tarih yazımının reddi üzerinde kendilerini konumlandırmışlardır. Annales tarih yazımın asli unsurları: Coğrafya, iklim, ekonomi, hukuk, psikoloji, sosyoloji, antropoliji, kültür, sözlü tarih, mitoloji ve sosyal olgulardır. Bu bilimler arası disipline çalışma büyük "total" çalışmayı gerektiriyordu.
İşte tam bu noktada Sefkan Kobanê'nin "Kobanê Direnişi Güncesi" kitabını okurken ellerimi titreten de bu bilimler arası kolerasyonu sağlamasıydı. Kobanê Direnişi Güncesi kitabı tıpkı Anneles okulu gibi "aşağıdan tarih" anlayışıyla yazılmıştır. Kitap Rojava devrimin alt yapısını, onun örgütleme modelini ve ekonomisini; kadın hareketinin özneleşme ve özgürleşme pratiğini anlatıyor. Aynı zamanda Kobanê de büyük kahramanlıklar meydana gelmişti. Bu "hakikat" arayışçılarının kahramanlıklarını yazmak elbette kaygı vericiydi. Çünkü tıpkı "Moskova önlerinde" kitabının yazarının: “Bu kitabı ancak bu savaşın içinde olan biri yazabilir." dediği gibi, Kobanê Direnişi Güncesi ancak Sefkan Kobanê yazabilirdi. Ne kadar zor olsa da bu tarihi tanıklık, kaygıdan ağır bir sorumluluk yüklüyordu yazarın omuzlarına. Sefkan Kobanê kendisi de belirtiyor: "Bu kitabı amacı hakikat arayışına katkıda bulunmaktır". Yine burada resmi tarihin objektivizm adı altında reddettiği "kişisel gerçekliği" yazar kan ve barut kokuları arasından yaptığı canlı tanıklığını, bizzat yüreğinden ve bilincinden süzerek bizlere ulaştırarak, resmi tarih anlayışını bir kez daha reddediyor. Çünkü tarihin en hakikatlisini ancak direnenler yazar.
Kobanê Direnişi Güncesi okurken insan zamandan koparak başka bir boyutta geçiyor. Yaşamını yitiren savaşçılar sanki zamanı aşarak bizimle şimdiyi yaşıyorlar. Bergson'un geçmiş değişebilir metaforu anlam kazanıyor. Sanki tarih o an yazılıyor ve siz şahitlik ediyorsunuz. Bu süreçte Şehadet ve buna şahitlik kaçınılmaz bir sonuçtur zaten. Kobanê de yaşanan amansız mücadelenin gizli kodlarını çözmek için, Sefkan Kobanê bizi kitabında şahitliğe çağırıyor. Bu şahitlik sürecinde her okunan satır bizde eksiklik ve suçluluk duyusunu derinden hissettiriyor. Kanımca Marx'ın, utanmak devrimci duygudur düsturu; Hogir Garzan, Emin Erkendi, Botanê Reş, Avesta, Cûdî, Arîn Mirxan, Dilgeş Cudi ve tabi ki binlerce isimsiz kişiyle bize ulaşırken, şahitlere utanç, şehadete ulaşanlara kahramanlık kalıyor. Yazar: "Tek gayem; bilinmeyenlerin bilinmesi her biri bir roman olacak kadar anlamlı direnişleri tarihe not düşmektir. Kobanê de yaşananların unutulmaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü en umutsuz anlarda dahi kentin kurtulacağına inanan, bu uğurda yaşamına feda etmekte bir an bile tereddüt etmeyen kadın ve erkek savaşçılar da buna inanıyordu. Benim yaptığım olsa olsa onların tarihe düştükleri notu size iletmektir." diyerek mütevazi bir şekilde tarihteki konumunu belirtiyor. Sefkan Kobanê tanık olduğu savaşın prototipini yazarken gerçeklik olgusunu nasıl "hakikat" algısına dönüştüğünü serüven şeklinde anlatıyor. Kitap Kürt mücadelesinin ulus aşırı bir küresel güce dönüşmesi ve dünyada daha tanınır hâle gelmesini sağlayan Kobanê ve Kobanê devriminin merkezinden bize hikayeler fısıldıyor.
MÜRSEL YILDIZ
YORUM GÖNDER