DEVLET BÜROKRASİYİ, SİYASET İSE DEMOKRATİK TOPLUMU İNŞA EDER (2.BÖLÜM)
HDP Üçüncü Yol’un Temsilcisidir;
‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Süreci’ olarak adlandırılan çözüm süreci sonrasına damgasını vuran ve Türkiye’nin geleneksel ikilemini aşmayan, dolayısıyla sürekli çatışmacı ve kutuplaştırıcı üslubun başta Kürt sorunu olmak üzere, tüm toplumsal sorunları ağırlaştırdığı ortaya çıkmış bir sonuçtur. Cumhur ve Millet ittifaklarının bu gerçekliğine karşılık HDP’de ifadesini bulan Demokratik İttifak ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır. Önümüzdeki dönem gerek iç toplumsal gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak Türk-Kürt birlikteliğinin derin yara almasının önüne geçmeye çalışılıyor. HDP Demokrasi İttifakıdır, Demokratik İttifak Çizgisidir. Kutuplaştırmaya, ikili duruma tuz- biber olmayacak, bu çatışma dilidir. Buna karşı HDP Üçüncü Yol’u temsil ediyor. Bunu koruyor. Toplumsal uzlaşı derken, bu kastediliyor. Gelinen tarihsel noktada toplumsal anlamda demokratik siyasi uzlaşıya ihtiyaç vardır. Ayrıştıran ve kutuplaştıran değil bir uzlaşma olmalıdır. Nedir bu uzlaşma? Türk- Kürt uzlaşması, toplumsal uzlaşma, siyasal uzlaşma, kültürel uzlaşmadır; Türkiye uzlaşmasıdır. İkincisi müzakere yöntemidir. Burada müzakere yöntemi demokratik müzakere yöntemidir. Eski hatalar tekrarlanmayacak. Onlardan ders çıkarıp benzer hatalar yapılmayacak. Biz de devlet de bu hatalardan ders çıkaracak. Çıkacak sorunları demokratik müzakere yöntemiyle çözeceğiz. HDP bir müzakere partisidir. Türk-İslam milliyetçiliği (MHP-AKP) ile klasik Türk milliyetçiliği (CHP) arasında üçüncü bir müzakere yeri vardır. Bahsedilen iki kutuplu hal cumhuriyetin kuruluşundan beri var; buna karşı Demokratik İttifak olarak ortaya çıkmak cesaret işidir. HDP Demokratik İttifak ruhuna uygun siyasetin güçlendiricisidir. HDP, demokratik müzakere partisidir; katalizör gibi çözüm siyasetini geliştirebilir. Yumuşak gücü kullanabilir, bunlar akıl, politika, kültürdür. Akılla siyaset yürütecek, eskisi gibi olmaz.
Son beş yılda korkunç şeyler yaşandı. Her şey yapıldı. Giyotinle, savaş aygıtıyla sosyalizm kurulamaz, böyle yapılmayacak. “Dönmeyen dönüştüren” gücü ortaya koymak gerekir. Dönüştürme fırsatın varsa niye kullanmıyorsun? Yaratıcı fikirler var, sürekli geliştiriliyor. Akıllı siyaset yapmak cesaret işidir. Siyaset üretilmiyor, siyaset yapılamıyor Türkiye’de. Tartışmayı bile bilmiyorlar; küfürleşiyorlar, hep hakaret. Bunlar demagojidir, çatışmaya sebep olan tarz budur. Böyle siyaset olmaz, bu siyaset değildir. Akıllı siyaset ile çözüm gücü olunur. Toplumun en küçük yapısından, köyden başlayıp en yukarıya doğru birçok sorun var. Bu sorunların en tepesinde toplam olarak siyaset durur; tüm bu sorunlara siyaset ile çözüm geliştirilir. Siyaset, toplumsal sorunları çözme sanatıdır. Toplumsal sorunlara çözüm getirmeyen siyaset, siyaset değildir, lafazanlıktır.
Siyaset yapamıyorlar, çok söylendi, örgütlenme gerekiyor. Gönüllü, bu halka nasıl hizmet ‘ederim, çalışırım’ düşünmek gerekiyor. Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağı üzerine demokratik siyaset gelişir. Evrensel Hukuk İçinde Demokratik Anayasa İttifakı diyebiliriz. Kilit kavram, sözcük budur. Evrensel hukuka oturtulmuş şekilde Demokratik Anayasa İttifakını geliştirmektir.
Bugün katı ulusalcı blok ve Türk-İslam bloğu zayıflamıştır, yeni bir demokratik uzlaşma zemini doğmuştur. HDP Demokrasi ittifakıdır, demokratik ittifak çizgisidir. Buna üçüncü yol denir; üçüncü yolu temsilidir HDP. Belirtilen bu üçüncü yolun/ blokun (Demokratik Ulus Bloğu) da güvenceye alınmasıyla bir demokratikleşme sağlanabilir. Devletle bir uzlaşma olursa bu temelde olur. Bu blok Kürtlerin, ezilenlerin, farklılıkların, anayasa dışına itilmiş herkesin uzlaşma bloğudur. Bir toplumsal uzlaşma bloğudur. Toplumsal uzlaşma herkesin yararına, bundan herkes kazanır, toplum kazanır. Toplumsal uzlaşmayı sağlayan hedefleyen bütün felsefeler ve ilkeleri de bunu gerektiriyor, uzlaşmayı gerektiriyor. Müslümanlığın ilkeleri de bunu gerektiriyor, kardeş olmayı gerektiriyor. Demokratik İslam’a karşı olunamaz. İslam’ın demokratik yorumu, demokratik İslam kimliği ile de uzlaşılabilir. Yeter ki demokratik uzlaşı kültürüne bağlı olsunlar. Herkes demokrasinin gerekli olduğunu anlamalıdır ve ihtiyacının demokrasi olduğu anlayışı toplumda iyice yer edinmelidir. Bir kişilik cemaatten bin kişilik cemaate ve örgüte kadar her yerde demokrasi ilkeleri işlemelidir. Kim demokratik tarzda gelirse onunla uzlaşılır. İlkeli olmaya tekrar tekrar vurgu yapmak gerekir. Önemli olan ilkeler üzerinde uzlaşmaktır. Bu temelde diyalog ve demokratik müzakere yöntemiyle sorunun çözümünü gerçekleştirilebilir. Türkiye kaderinin önemli oranda demokrasi güçlerinin tutumuna bağlı olduğu düşüncesiyle; tüm demokrasi güçlerini toplumsal uzlaşı ve demokratik müzakere yöntemini destekleyerek tarihi sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
İki Kutuplu hal Cumhuriyet Kuruluşundan beri var.Demokratik ulus çözümü çok kapsamlı bir programdır. En güçlü, en barışçıl, en uzlaşmacı programdır. Milletvekilleri, HDP grubu ve belediyeler var. Ekonomiden kültüre, kadından demokratik özerkleşmeye, demokratik ulus boyutunda çok zekice bireysel ve kolektif olarak çalışılabilinir. Halkın emeği birleştirilip çözüm üretilir. Halk sahipleniyor. Kültürel, ekonomik, siyasi ve diğer boyutlarıyla çalışılır. Mesela ekonomik boyut; kooperatiflerle inşa edilir. Kooperatifler tekellerle dayanmaz. Kapitalizm ve Barzani tarzı kooperatifçilik yapılamaz. Halkın emeği en büyük sermayedir, ona dayanılacak. Çünkü arkada devlet, ağababalar, sermaye yok, halkın emeğini birleştirip çözüm üretilecek. Bu yapılamazsa başarılamaz. AKP’den daha fazla olanak var. Halk da bunu bekliyor, anlamak zorunludur. Bu, kendini pratikleştirmeyle mümkün ve yapılabilir. Sorunların hepsini çözmek gerekiyor. Devletten beklememek gerekiyor. Diğer partilerde olduğu gibi iktidara gelip devlet rantını paylaşma gibi bir hedef yoktur. çalışılan eylemsizlik hali; sorunları siyasi zemine çekme çabalarını boşa çıkartan gelişmelerden hem iktidarı, hem de muhalef siyasilerin yanlış ve yetmez tutumları olduğu çok iyi bilinmelidir.
iki kutuplu hal cumhuriyetin kuruluşundan beri var; bunlara karşı üçüncü yol diye tabir edilen Demokratik İttifak olarak ortaya çıkmak cesaret işidir. Türk-İslam milliyetçiliği (AKP-MHP) ile klasik Türk milliyetçiliği (CHP) arasında üçüncü bir müzakere yeri vardır. 2013 çözüm süreci sonrasına damgasını vuran ve Türkiye’nin geleneksel ikilemini aşmayan, dolayısıyla sürekli çatışmacı ve kutuplaştırıcı üslubun başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunları ağırlaştırdığı ortaya çıkmış bir sonuçtur. Önümüzdeki dönemde gerek iç toplumsal, gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurduğumuzda HDP’nin çözüm odaklı olmayı esas alan Demokratik İttifak ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonunu daha da önem kazanmış durumdadır.
İngiltere’nin, minimal Cumhuriyet veya ulus-devlet projesi, dünya genelinde olduğu gibi Ortadoğu’da Devlet bürokrasidir, siyaset ise demokratik toplumu inşa etmektir. Demokratik siyaset anlayışı demokratik topluma dayanır, geliştirilen model toplumsal tabanı esas alır, tabandan tavana doğru bir örgütlenme ve siyaset tarzı vardır. Siyaseti de, iktidarı araç olarak hedeflemekle birlikte; iktidar eksenli olmaktan çıkarıp esas amaç olarak toplumsal sorunları çözme eksenli gerçek işlevine kavuşturmak gerekir. Bu temelde toplumsal sorunları çözme sanatı olarak siyaset; en küçük birimden köylerden başlayarak ilçe, mahalle, kent, bölge ve Türkiye sorunlarının ve çözüm yollarının üstteki toplamıdır. Toplumsal sorunları çözebildiğin ve bu yönlü örgütlenmeyi geliştirdiğin kadarıyla siyaset yapmış sayılırsın. Yıllardır ne yapıyorlar? Onca yıldır her konuda halkı örgütleyip güçlü bir örgütlülük yaratılmış olsaydı, şu anda daha güçlü müzakere edecek bir pozisyona ulaşılırdı..
HDP’nin işlevi ne olmalı? Türkiye’de Türk-İslam milliyetçiliği (Cumhur ittifakı) de, klasik Türk milliyetçiliği (Millet İttifakı) de çözüm getirmiyor. Aslında işi zora sokanve enson 2013 yılında, kurumsal yetkililerle varılan ve mutabakat içinde yürütülmeye da, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında da kültürleri yıkıma uğratmıştır. Hem toplumsal hem de devletsel olarak bölünen Ortadoğu’nun, tüm kültürel güçleri, halkları hatta devletleri, bu politikayla büyük güç kaybına uğramış, sürekli parçalanıp aralarında çatışmaya girerek zayıflamış, bu temelde İngiliz dünya hegemonyasına bağımlı hale getirilmiştir. Buna karşı Kürtlerin özgürlük ve demokrasi direnişi ve demokratik ulus paradigmasıyla sadece kendi kültürel dirilişini değil, Ortadoğu’da baskı altına alınmış tüm kültürlerin dirilişini sağlamış, aynı zamanda Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde motor gücü olan politik bir güç haline de gelinmiştir. Bu temelde Kürtlerin politik güç olarak Ortadoğu, Avrupa ve diğer alanlardaki ittifakları da önem taşımaktadır. Üçüncü yol diye tabir edilen Demokratik İttifak projesi, kapitalist modernite hegemonlarının böl-yönet politikasını boşa çıkarmakta, halkların demokratik ve özgür birliklerinin sağlam dayanağı olmaktadır.
ALİ FIRAT
YORUM GÖNDER