APOCU HAREKETİ VAR EDEN GENÇLİK RUHUDUR
45. mücadele yılına Önder Apo’nun eşsiz İmralı direnişi öncülüğünde, 50. zafer yılı perspektifi ve Zap-Avaşîn-Metîna’da yürütülen fedai çizgideki kahramanlık direnişi ile giriyoruz. Bu temelde başta Önderliğimizin, tüm halkımızın ve yoldaşlarımızın yeniden doğuş bayramını kutluyoruz. Haki Karerlerin, Kemal Pirlerin, Saraların yine fedai eylem çizgisiyle bizlere görev ve sorumluluğumuzu hatırlatan Şehid Rûken ve Şehid Sara şahsında tüm mücadele şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, anılarını zaferle taçlandırma sözümüzü yineliyoruz.
44. yılını geride bırakıp 45. mücadele yılına giren Partimiz, hareket olarak, ulusal düzeyi aşan, Ortadoğu ve daha ileri bir düzeyde evrenselleşerek insanlığın umut kaynağı olmayı başarmıştır. 45. mücadele yılına evrenselleşen bir Önderliksel gelişme yaşayarak, fedai çizgisinde Zap-Avaşîn-Metîna direnişinde ciddi bir militanlaşma yaratarak tarihin en önemli özgürlük savaşını yürütmektedir. Bu yarım asırlık Önderlik yürüyüşün açığa çıkardığı somut gerçekliktir. Tartışma götürmeyen bir gerçeklik olarak kadın ve gençlik öncülüğünde dünyanın dört bir yanında "Jin, Jiyan, Azadî" sloganıyla yankılanmaktadır.
PKK, evrenselleşerek insanlığın umut kaynağı olmayı, Önderlik ve şehitler partisi gerçeğiyle başarmıştır. Önder Apo’nun, Önderliksel çıkış yaptığı dönemin koşulları ağır faşizm koşullarıdır. Bir yandan Kapitalizmin insanlığa karşı vahşeti ve barbarlığı diğer yandan insanlığın özgürlük ve sosyalizm umutları temelinde çıkış yapıp 1960’lara gelindiğinde kapitalist sisteme teslim olan Sovyetlere karşı gelişen 68 Gençlik Hareketi, hakikatin gerçek temsilcileri olma çabasında oldular. İnsanlığın özgürlüğü istemiyle ortaya çıkan 68 Gençlik Hareketi’nin tüm dünyaya yansıması Türkiye’de de gerçekleşmiş ve bu temelde devrimci gençlik önderlerinin çıkışları yaşanmıştır. Çıkış gerçekleştiren önderler faşist devlet rejimi tarafından yakalanarak işkencelerden geçirilmiş, idam edilmişlerdir. Özgürlük, demokrasi iddiası temelinde mücadele yürütenlerin katledildiği, insanlık değerleri adına söz söylemenin bile imha etme gerekçesi sayıldığı bir ortamdır. 68 Gençlik Hareketi’nin, dolayısıyla insanlığın hayallerinin bitirilmeye çalışıldığı bir ortamda Önder Apo bu bayrağı devralmayı hem önderlerine hem de mücadelesini yürüttükleri değerlere karşı büyük bir sorumluluk olarak görmüştür. Önder Apo “Önderler gözümün önünde katledildiler, gözümün önünde idama götürüldüler. İdama giderken Kürt ve Türk halklarının kardeşliğini ve bağımsızlığını haykırdılar. Benim karşımda Kürt sorununun şu kadar önemli olduğu ve ciddi ele alınması gerektiğini söylediler. Bunlarla birlikte mücadele etmek isterken katledildiler. Kanları yerde kalmasın istedim, söyledikleri boşluğa gitmesin istedim. Hiç hazır değilken görev ve sorumluluk üstlenmek zorunda kaldım” diyerek bu durumu açıklamıştır. Önderliksel doğuşu böyle bir ortamda 25 yaşında bir genç olarak gerçekleştirmiştir.
Apocu Hareket bir gençlik hareketi olarak doğmuş, mücadelesini genç kalarak bugünlere getirmiş bir harekettir. Bu her şeyde böyledir. Bu hareket gençlerin kurduğu ve yürüttüğü bir harekettir. Bununla birlikte ruh olarak, amaçlar olarak, yaşam ölçüleri olarak, eylem gücü ve dinamizmi olarak gençlik özelliklidir. Sürekli bir gelişimi esas alarak değişmiş ve dönüşmüş; tamamen gençlik özelliklerini kendisine tarz, ilke ve ölçü edinerek 50. mücadele yılına girmiştir. Partimizin programı gençlik hedefleriyle doludur. İdeolojisiyle, yaşam ölçüleriyle böyledir. Dürüst, temiz, paylaşımcı ve özgürlüğe ölümüne bağlı yaşam ölçüleri bir bütün olarak gençlik özellikleri ve ölçüleri olmaktadır. Apocu Hareketin örgütsel yapısı da bir gençlik örgütlenmesidir. İdeolojik gruplaşma döneminde öğrenci ve aydın gençliğe dayanmıştır. Apocu gruplaşmayı yaratan bir başka sınıf veya kesim olmamıştır, Talebeler de denilen gençler olmuştur. Partileşme sürecine böyle bir gençlik örgütlemesi ve mücadelesine dayanılarak girilmiştir. 27 Kasım 1978'de kuruluşunu gerçekleştiren PKK ile birlikte ölü Kürtlük diriltilmiş, söndürülmek istenen özgürlük ateşi büyüyerek örgütsel kimlik kazanılmıştır. PKK, Kürt halkının diriliş bayramı, özgür insanlığın mücadelesinde ısrarın adı olmuştur. Bu büyük bir tehlike olarak görülmüş, gençlik şahsında düşünmeyen, bireyci bir gençlik yaratma hedefiyle idelojisizleştirmek ve örgütsüzleştirmek için 12 Eylül 1980 Darbesi geliştirilmiştir. Zindanlarda Mazlum Doğan’ca, Kemal Pir’ce, Ferhat Kurtay’ca, Ali Çiçek’çe bir direnişle sömürgecilere cevap verilerek gerillalaşma sürecine gidilmiştir. Gençliğin en dinamik ve mücadeleci kesimlerin oluşturduğu gerillanın da bir gençlik örgütü olarak doğduğu belirtilebilir.
Gerillanın direnişi, genç başaracağımızın göstergesidir
1987 yılında resmen Gençlik Hareketi’nin örgütsel kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Gerilla savaşımının gelişmesi serhildan halkını ortaya çıkarırken, serhildanlara aktif katılımıyla gerek Türkiye metropollerinde gerekse de Bakur Kurdistan’da Gençlik Hareketinin YCK adıyla örgütlenmesine gidilmiştir. On yıllık bir serhildan pratiğinin sahibi olarak, bu serhildanlara öncülük yaparak gençliğin kimlik kazanmasına ve Avrupa başta olmak üzere Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürt gençliğini etkileyerek gerillaya büyük katılımların olmasını sağlamıştır. 90‘lı yılların serhildanlarına öncülük yapan YCK, uluslararası komploya karşı fedai çizgide gelişen halk direnişine öncülük etmiş, bu komploya karşı fedai temelde gelişen direnişte de yerini almıştır.
Önder Apo’nun İmralı’da gerçekleştirdiği Üçüncü Önderliksel Doğuş’u ifade eden paradigma değişimi ve Kürt sorunu başta olmak üzere toplumsal sorunların çözümü için geliştirdiği Demokratik Ulus tezi temelinde 2005’te demokratik topluma öncülük görev ve sorumluluğuyla Komalên Ciwan’ın kuruluşu gerçekleşmiştir. 2005 yılından başlayarak, Rojava Devrimi’ne, öz yönetim direnişlerine ve günümüze kadar gelişen tüm direniş ve mücadelelere öncülük ederek görev ve sorumluluklarını aktif olarak yerine getirmiştir. Apocu Gençlik Hareketi mücadeleye başladığı günden bugüne, gerek demokratik toplum direnişlerindeki öncülük görevlerine, gerekse de gerilla savaşlarına aktif olarak katılmış, Devrimci Halk Savaşı’nın görev ve sorumluluklarını öncülük düzeyinde omuzlamış, demokratik toplum mücadelesinin başarıya ulaşmasında fedai çizgide mücadele yürüterek üzerine düşen görev ve sorumluğu yerine getirmeye çalışmıştır.
Yarım asırlık Önderlik mücadelesinin açığa çıkardığı değişim, dönüşüm ve gelişim Önder Apo’nun "Genç başladık, genç başaracağız" sözünün somut göstergesi olmuştur. PKK’nin, bir gençlik hareketi olduğu tezi somut bir gerçeklik olarak tüm gelişmelerde kanıtlanmıştır. Apocu Gençlik Hareketi olarak doğmuş ve 45. mücadele yılına giren Hareketimiz başladığı günkü gibi halen gençtir. Her şeyden önce kesintisiz bir mücadele ve direnişin sahibi olan Önderliği gençtir. Büyük iddiasıyla, başarı dışında hiçbir şey kabul etmeyen, ruhuyla, inancıyla ve intikam duygularıyla başladığı günden bugüne Zap-Avaşîn-Metîna’da somut bir olgu olarak gençlik mücadelesinin çelikten bir çekirdek olduğunu her geçen gün kendisini daha da anlaşır kılarak ortaya koymuştur. Gençliğin duygu ve düşünce gücü ile iradesi ve dinamizmi ile kuşanmış bir hareketin mücadelesi mutlak zafer dışında bir şey kabul etmez. AKP-MHP faşist rejiminin 14 Nisan 2022’de başlayan ve yedi ayı geride bırakan gerillayı tasfiye etme temelinde Kürt halkını soykırıma uğratma saldırılarına karşı gerillanın muazzam ve bir o kadar görkemli direnişi, genç başaracağımızın göstergesi olmaktadır. Önder Apo, gençlik olgusunun fiziki bir yaş aralığından çok sosyolojik bir olgu olarak ele alınması gerektiğini belirtir. Bu soykırım saldırılarına karşı mevzilenen gerillaların yaş ortalaması 25’in altındadır. Bu durum, gerillanın bir gençlik ordusu olduğunu kanıtlamaktadır. Gerilla ile gençlik bağının en doğru tanımlaması; gerillanın, gençlik hareketinin en vurucu, intikam gücü olmasıdır. Genç bedenleriyle faşist, soykırımcı çete güçlerine kan kusturarak yenilginin eşiğine getirmişlerdir. Bu temelde hem gerillayı hem de bugün yürütülen mücadeleyi gençliğin bir parçası olarak görmek gerekmektedir.
Gençlik, Devrimci Halk Savaşı’ndaki rolünü güçlü oynamalı
Mücadeleye katılımı ile gelişmelerde başarılara yol açan Gençlik Hareketi’nin oynadığı rol ve misyonu görmek kadar; eğer bugün soykırımcı sistem ve zihniyeti parçalayacak ve yenilgiye uğratacak bir Devrimci Halk Savaşı yeterli düzeyde hayata geçirilemiyorsa, gençliğin bu konuda yaşanan örgütlülük ve öncülük sorunlarını da görmek gerekir. Çünkü Devrimci Halk Savaşı’nın öncüsü gençliktir. Önderlik, devrim mücadelemizin öncülerini kadın ve gençlik olarak tanımlamış ve bu temelde rol ve misyon vermiştir. Tüm mücadelelerin belirleyici gücü olmasına rağmen tarihin hiçbir yerinde gençliğe bu rol ve misyon verilmemiştir. Gençlik olgusu egemenler tarafından hep fiziki bir yaş aralığı olarak tanımlanmış, enerjisinden bu yönlü yararlanmaya çalışılmıştır. ‘Toydur anlamaz, gençtir bilmez’ denmiş, küçümsenmiş, sadece fiziki gücünden yararlanılmıştır. Oysa Önder Apo, gençliğin fiziki yaş aralığına tekabül etmesinden çok sosyolojik bir olgu olduğunu, bir insanın 16’sında yaşlanabileceği gibi, 60‘ında da genç kalabileceğini belirtmiştir. Önder Apo, gençliği tarihsel olarak oynadığı rolden kaynaklı onurlandırmış, sosyolojik olarak konumunu belirlemiştir. Bundan kaynaklı mücadelemizin ve çalışmalarımızın bütün alanlarında öncülük düzeyinde katılım göstermesi ve bu temelde rol oynaması her gencin, başta da örgütlü gençliğin, Önderliğe borcu ve görevi olmaktadır.
Gençliğin görev ve sorumluluklarını yerine getirememesi noktasında yaşanan temel bir sorun da, özel savaşın zihniyet ve düşüncede yaratmış olduğu tahribatlar sonucu olduğunu görmek gerekiyor. Özel savaşın temel hedefi, düşünce alanını kırıma uğratarak ideolojisiz, örgütsüz, düşünemeyen, alıklaşmış, yozlaşmış, yaşamı tamamen tüketime indirgenmiş bir gençlik yaratmaktır. Arayışçı, araştırıcı, düşünce üreten ve mücadeleci karakterine darbe vurarak sosyolojik özünden çıkararak uydulaştırmak istemektedir. Günümüzde Gençlik, kapitalist modernitenin özel savaş tarihinde eşine rastlanmamış bir saldırı konseptiyle karşı karşıya kalmıştır. Hele ki bu saldırılar, soykırım temelinde TC kirli özel savaş eliyle yürütülüyorsa ve mekanı Kürdistan olunca bu vahşet sınırlarını aşmış demek anlamına geliyor. Önder Apo bu yüzden Kürt halkına karşı geliştirilen saldırı durumunu ‘Kültürel Soykırım Kıskacı’ olarak tanımladı. Bu, herkesten önce saldırının gençlik odaklı gelişerek Kürt halkına yayılmasını ifade etmektedir. Bu yüzden de başta genç kadınlar ve tüm gençlik hedeflenmektedir. Kadını ve gençliği düşürülmüş, yozlaştırılmış bir toplumun geleceği yoktur; yani varlık-yokluk sorunu yaşamaktadır. Önder Apo: “Gençlerini kaybeden toplum veya tersine toplumunu kaybeden gençlik yenilmiş olmaktan öteye kendi varlık hakkını kaybetmiş, ona ihanet etmiş demektir. Gerisi çürüme, dağılma ve yok olmadır. Buna karşı toplumun temel görevi, varoluşunun temel araçları olarak kendi eğitim kurumlarını geliştirmektir. İçerik olarak bilimsel, felsefi, sanatsal ve dilsel yorumlarını bilim-iktidar yapılanmasından ayrıştırmak, anlam devrimini başarmaktır. Aksi halde toplumsal varlığın ahlâki ve politik dokularını işlevsel kılmak mümkün olmaz.’’ diyerek açıklığa kavuşturmaktadır.
Bu anlamıyla Kürt Halkı ve gençliğine yönelik saldırıların özel savaş temelinde zirveye ulaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Ahlaki, politik, kültürel, askeri vb saldırılar derinliğine geliştirilerek, okullardan başlamak üzere basın ve propaganda yoluyla yirmi dört saat gençliğin duygu ve düşünce yapısıyla oynanmakta, kirletilmektedir. Fuhuşu, ahlaki değerlerden düşürmenin aracı haline getirmiş, her türlü uyuşturucu madde ile düşünceleri uyuşturularak hafızasız yapılmak istenmektedir. Bireyciliği şahlandırarak popülist, tüketici kültüre bağlı geliştirdiği ahlaki yozlaşmayı ve her türlü liberal yaşam alışkanlıklarını gençliğe ‘özgürlük’ gibi sunmaktadır. Gençliğin ütopyalarını, düşünce gücünü tüketerek umuduna, inancına, maneviyatına, toprağına dair ne varsa anlamsızlaştırarak değerlerinden koparmakta ve asimile etmektedir. Toplumu ve gençliği işsiz bırakarak açlık ile terbiye etmeye çalışmakta; bir kuru soğana muhtaç hale getirmektedir. Özel savaşla Kürdistan’da yaşam varlık-yokluk arasında bir yerde, ölümün kıyısında seyretmektedir. Kısacası çocuktan gençliğe, toplumdan doğaya kadar her şeye ‘ölüm’ dayatılmaktadır. Bu gün Kürt halkının yaşam garantörü olan gerilla şahsında hemen her şeye saldırıyı ifade eden kimyasal silah saldırılarını böyle okumak ve değerlendirmek gerekmektedir.
Kapitalist modernitenin özel savaş saldırılarına karşı her şeyden önce yapılması gereken temel görev; varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlamak olmalıdır. Her türlü özel savaş yönelimini Devrimci Halk Savaşı’nın öncüsü olarak öz savunmayla boşa çıkarmalıdır. Öz savunmayı ekmek ve sudan daha hayati bir mesele olarak kavramalıdır. Amacını netleştiren ve doğru mücadele yöntemini bulan gençlik 44 yıllık mücadele tarihinde görüldüğü gibi her türlü saldırıya karşı sarsılmadan sağlam durmasını bilmiştir. Dinamizmiyle, inancıyla, fedakarlığıyla, amaca bağlılığı ile duruşunu her ortamda koruyarak boşa çıkarmasını bilmiştir. Apocu felsefe ile bilincini geliştirerek sistemi ve yaşam tarzını reddederek fedai çizgide Örgütümüzün tüm çalışmalarına her yerde, her zaman başarı temelinde katılmasını bilmiştir. 44 yıllık mücadele tarihinde aldığı rolü şimdi de alması gerekmektedir. Önder Apo’nun ve Kürt halkının fedaisi olmak bunu gerektirmektedir.
45. mücadele yılına da genç başlayan PKK, genç başaracağının ruh, moral ve kararlılığını gerilla alanlarında düşmanı yenilgiye uğratarak göstermektedir. Bu temelde başta Apocu Gençlik Hareketi ve Kürdistan gençliği öncülüğünde düşmanın olduğu her alanda düşmana ağır darbeler vuran bir gerilla olarak dağda, ovada ve şehirde Devrimci Halk Savaşı’nda öncülük görevleri yerine getirerek düşmana kan kusturmalıdır. Bu, her şeyden önce Önderlik ve şehitlerimizin, gençliğe bahşettiği onur ve şeref borcudur.
KOMELÊN CIWAN KOORDİNASYONU
KAYNAK:serxwebun.info
YORUM GÖNDER