ULUSAL KAHRAMANLIK ÇİZGİSİ ZAFERE YÜRÜYEN KÜRDİSTAN HALKININ YENİLMEZ GERÇEĞİDİR (7.BÖLÜM)
PKK’nin Başarısı Tüm İnsanlığın Başarısı Olacak
İktidar ve devlet sisteminin beş bin yıllı aşkın süredir ortaya çıkardığı bütün sorunlara çözüm getiriyor. Bütün çelişkileri çözüyor. Baskı ve sömürünün ortadan kaldırılmasının, paylaşımcı, demokratik, eşit bir yaşamın var olmasının yolunu, yöntemini gösteriyor. Bu bakımdan da tabi sadece Kürtler açısından değil Önder Apo ve PKK’de somutlaşan Mazlumlarla, Agitlerle, Zilanlarla temsil edilen bu kahramanlık düzeyi sadece Kürtler açısından değil, bir kahramanlık çıkışı olmanın da ötesine geçiyor. Bir halklar kahramanlığı, tüm ezilenlerin kahramanlığı, insanlık için özgür, demokratik yeni bir yaşamı yaratmayı temsil eden, sembolize eden bir kahramanlık haline gelme yönünde ilerliyor. Bu açık bir gerçek.
Şu da görülüyor: PKK’nin başarısı, dolayısıyla Kürt kahramanlık hareketinin başarısı, Kürt demokratik uluslaşmasının başarısı başta kadınlar olmak üzere tüm ezilenlerin başarısı olacak. Başta Ortadoğu halkları olmak üzere tüm insanlığın başarısı olacak. Bunun dışında bir başarının olmayacağı daha şimdiden net bir biçimde gözüküyor. Belli ki ya hep birlikte başarı olacak ya da hiç olmayacak. Ulusal kahramanlık diye ifade ettiğimiz, tanımladığımız, yeni yaşam ilkesini ve ölçüsünü ifade eden özgür-demokratik yaşamın, doğru yaşamın yolunu gösteren kahramanca çıkışların ulusal sınırları aşarak tüm bölgeye ve dünyaya yayıldığı, tüm insanlığı etkisine aldığı bir çıkış haline geldiği görülüyor. Böyle olması tabi görev ve sorumlulukları daha çok ağırlaştırıyor. Zorlukları çoğaltıyor, engelleri büyütüyor, mücadeleyi daha derin, kapsamlı ve uzun soluklu hale getiriyor. Bu bir gerçek ama birincisi bunun dışında bir sonuç gözükmüyor, çıkış yolu yok. Dar bir alanda gerçekten özgürce bir yaşamı inşa etmek ve hep öyle kalmak mümkün gözükmüyor. İkincisi zorluğu ve engeli çok olsa da zorlu bir mücadeleyi içerse de böyle bir gelişme doğru olan, heyecan veren bir sonuç almayı, başarı kazanmayı içeren bir gelişme oluyor.
Geçen yüzyılda dar alanda böyle gelişmelerin sağlanacağını öngören, sadece kendisi için cennet yaratmaya yönelen düşüncelerin başlangıçta biraz etkileri, belli başarılar olsa da uzun soluklu olmadıklarını, dolayısıyla varlıklarını uzun bir sürece yayamadıklarını, yani uzun ömürlü olamadıklarını, kısa sürede kazanımlarını da kaybederek yenilgiye uğradıklarını gördük. Dolayısıyla oradan da çıkaracağımız temel ders olarak Kürdistan’daki özgürlükçü gelişmenin sadece Kürtlerle ve Kürdistan’la sınırlı tutulmaması, tersine tüm bölgeye ve dünyaya yayılması için her türlü zorluğu göğüsleyen, engeli aşan bir çaba içerisinde olmak başarı için zorunlu ve gerekli oluyor. Başka türlü kalıcı başarı yaratmanın mümkün olmadığı açık. Günümüzde bu da son derece net bir biçimde açığa çıkmıştır.
Peki, nedir bu yeni, özgür, demokratik yaşamın ilke ve ölçüleri, özellikleri? Yaşanan yeni Kürt kahramanlık dönemi nasıl bir ahlaki ölçü ortaya çıkartıyor? Politik-ahlaki gelişme yaratıyor? İşte bunları, Önderlik gerçeğini, PKK yürüyüşünü, parti ilke ve ölçülerini incelemede görüyoruz. Onları var eden bu kahramanlık yürüyüşünün esas sahipleri olan şehitler gerçeğini irdelemede, incelemede buluyoruz. Mazlumların, Agitlerin, Zilanların duygularını, ruhlarını, davranışlarını, yaşam felsefelerini, ideolojik ilke ve ölçülerini anlayarak, özümseyerek, kendimizi bunlar temelinde yeniden yaratarak yaşar kılıyoruz. Bunun başka da bir yolu yok.
Bu bakımdan böyle genel değerlendirmeler yapmaktan çok aslında böylesi süreçlerde bu ilke ve ölçüler üzerinde durmak, bunu var eden şehitler gerçeğini kendi somutunda anlamaya, özümsemeye çalışmak, onları değerlendirmek çok daha önemli, anlamlı ve geliştirici olacak.
Kimdir Mazlum Doğan? Nedir Mazlum direnişçiliği? Hangi özellikleri taşıyor? Doğru anlaşılması ve yaşanması nasıl gerçekleşir? Agit kişiliğinin temel ölçü ve özellikleri neler? Kendisini böyle bir öncülükte nasıl var etti, somutlaştırdı? Nasıl duydu, nasıl düşündü, nasıl davrandı, yaşadı ve bu gerçeklerin ortaya çıkartılmasını sağladı, bu yeniliklere öncülük etti, yenilikleri ortaya çıkartmaktan korkmadı, ürkmedi, dar-tutucu-geri çeken olmadı, tam tersine başkalarının yaptığını tekrarlamayıp yeni şeyler yapan olma cesaretini ve fedakârlığını gösterdi? İşte bu ve benzeri soruları sorabilmek, bu sorular temelinde somut cevaplar vermek daha doğru olacaktır. Çünkü genel değerlendirme olmaktan çıkartarak söz konusu kahramanlık ölçülerini somutlaştırmak bununla mümkün olur. Böyle genellemeci ilkeler değil, günümüzde herkese ruh veren, irade kazandıran, bilinç aşılayan, yaşama ve mücadele etme gücüne herkesi sahip kılan canlı gerçekler bunlar. Bizim de tanıdığımız, yaşadığımız, içinde yer aldığımız canlı gerçeklikler oluyor.
O halde aslında bu somutluk içerisinde, canlılık içerisinde bu kahramanlık kavramının içini doldurmak daha doğru, gerçekçi ve anlaşılırdır. Daha fazla gelişme yaratır, soyut olmaktan çıkartarak kendisini somutluğa, yani yaşanılabileceğini, uygulanabileceğini göstermektir, buna kavuşturmaktır. Tabi bu açıdan somutta değerlendirmek lazım. Nasıl bir felsefeyle, duruşla, anlayışla, ölçüyle böyle bir öngörüye, iradeye, bilince ve fedakârlığa sahip oldular? Nihayetinde söz konusu kişilikler de bu toplumun içinden doğan, toplumun yarattığı insanlardır. Bizden birileriydi. İçimizden çıktılar. Bizim gibiydiler. Öyle bir tanrı vergisi değillerdi. Onlar da insandılar. Canlı varlıklar olarak yaşamak için doğdular, büyüdüler. Yaşam tutkunuydular, yaşamak istediler. Doğru yaşamı aradılar ve bu tutkuyu, istemi ve arayışı yeni yaşam ilke ve ölçülerinde somutlaştırdılar. Kendileri yeni şeyler buldular. Dikkat edilirse verili olanı, başkalarının geliştirdiğini ve yaşanır kıldığını tekrarlayan değil de, ön açan, yenilik yaratan, yeni yaşam ilke ve ölçülerini ortaya çıkartma bilincini ve iradesini gösteren kişilikler oldular.
DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)
YORUM GÖNDER