DUYGU ZAMAN ANLAMSALLIĞI VE YENİ HAKİKAT BİLMELERİ (9.BÖLÜM)
ÖZGÜR YAŞAM HİSSİ HAKİKATİN ÖTESİNE BAKAR
“Gerçekliğin ötesine geçmeye cesaret edemeyen, Hakikati asla kavrayamaz.” Jung-
Ruhsal gerçekliliğin deneyim kazandığı duygu an’ı varoluşsal özgür zamanı doğurarak özgün bir oluşturucu zenginlik katar insan yaşamına. Duygu anlamsallığının kendisini oluşturduğu zaman aralığı aşkın gerçek haline oldukça yakındır. Kişinin öz ruhsal anlamını kavraması ve bunu içsel bir politik güce dönüştürmesi onun şahsında içinde yaşadığı toplumsallığı da zenginleştirir.
Anlamlı yaşamı yaratan kişisel duygu ve hissin hakikate olan yatkınlığıdır. Ruhsal bütünlüğün anlamını ortaya çıkaran bu birliktelik özgür ve özgün kavrayışlara kapı aralar. İnsanın kendini öz duygularının anlamında oluşturması ve ortaya koyması varoluşunun en temel gerçekliliğidir.
Ruhsal deneyimler yaratıcı iç duygu belleğinin sezgi gücünü keskinleştirir. Şimdiki geçmişin farkına varılmasında ve yitirilmeden anında verimli yaşanmasına bu sezgisellik başat role sahiptir. Öz politik duygularla içe bakış insanın kendi olabilmesinin de ön koşuludur.
Öz politik duygular birey ve toplum arasında ki sağlıklı simbiyotik (özgür iradeye dayalı tamamlayıcı işbirliğine dayalı ilişki) etkileşimin doğal kanallarıdırlar. Birey öz anlamlılığını politik duygularla kavradıkça toplumsal anlamlılıkla bağıda aynı temelde güçlenecektir. Duyguyu an’ın içinde eyleme kavuşturmak esnek etkileşimler dalgalanmasına somutluk kazandıracaktır.
Politik duyguların toplumsal yeniden üretimi demokratik değişim dönüşümlerin üretkenliğine önemli katkılar sunacak buda özgürlük tutkusunu hep diri tutacaktır. Duyguya dair yaşamın toplumsal keşfi anlamsızlık buhranının günümüz iktidar inşasının pan zehridir.
Politik duyguların açığa çıkardığı özgür tutkular temelinde birey ve toplumun kendisini öz örgütlülüğe kavuşturması onlara yabancılaştırılmış olan ahlaki demokratik çoklu toplumun yaratılmasını da mümkün kılacaktır. Politik duyguların yarattığı demokratik zihniyet insanın hakikat temelinde kendisini gerçekleştireceği fırsatları yaratır.
İnsanın duygu anlam hakikati özgür yaşam hissiyle buluşursa süreklilik kazanan bir yenileniş momenti ivme kazanır. Özerk politik duyguların yarattığı zihinsel güçlenme kendisini dolaysız özgür davranışta toplumsal alana yansıtır ve düşünsel-duygusal yasaklara baş kaldırır.
Ortadoğu’nun kalbinde filizlenen kadın özgürlükçü bu yeni sosyalist yaşam kök modelinin politik duygu devrimi eşliğinde demokratik örülüşü dogmatik cahil zihniyet odaklarını tedirgin ediyor. İnsan hür iradesine inanç-mezhep adına tahakküm kuran despot zihniyetler öz kendilik duygusunun yarattığı yaşamın pratik özgürlük anlamı karşısında sarsıntı geçiriyor.
Toplumun çoktan unuttuğu duygu diliyle konuşan özgürlük havarileri gittikçe çoğalıyor bu dil vicdanları onaracak ve ayaklandıracak nadide bir hazinedir. Klasik sözcük dilini aşan ve parıldayan iç gözlerle bakan his deryasının anlam tonlarıyla bezeli davranışa yansıyan zenginliğinden söz ediyoruz.
Kişisel ve toplumsal duygu anlam özgünlükleri (dinamik karakterli, sürekli kendisini yenileyen çok sesli ve çok anlamlı) çoraklaşmış bir tüketim robotuna indirgenen insana temas eden, duygu anlam inşa yoluyla bir canlı hissiyat umudu yeşerterek ve yeniden sarsarak diriltecektir.
Her bedende duygu anlam taşıyan özgün bir ruh vardır. İçsel duygu dünyasının inşa ettiği saf hakikat dışsal dünyanın inşa ettiği ve kurallarla destekledikleri somut gerçekliliklerini aşabilme gücünü kendisinde cesaretle yaratabilmelidir.
İnsanın öz yaşam gücüne ipotek koyan yasaların soyut baskılar manzumesi duygu kavrayışlarımızı dumura uğratır ve yalıtılmış sonsuz bir yaşamın içerisine sıkıştırır. İnsan varoluşunun doğal kurucu inşası anlamını ortaya koyan duygular üzerine kurulur. Duyguları insanın canlı ruhsal iç kimliğidir yarını, bugünü ve dünü insan doğasında birbirine bağlar ve de özgür demokratik bir öz benlik oluşturur.
Demokratik özgürlükçü ve sosyalist bir varoluşçu inşaya soyunmak çağın iradeleşmiş duygu ruhunu açığa çıkarmakla mümkündür. Duyguyu kendi oluş zamanında yaşamak hakikat ötesine bakmakla mümkündür. Duygu ve sözün an’da eşzamanlılık kazanması yaşamda teori ile pratik arasında özlü bir sorgulama olanağını da yaratır.
Yeni insani hümanizmayı yaratacak olan özgürlükçü ve eşitlikçi eleştirel fikirlerin esin kaynağı bu zengin politik duygu an dilidir. Dinci, dilci, milliyetçi, cinsiyetçi, pozitivist bilimci anlık tahakküm üreten dar sorunlu iktidar dilinden kurtulmanın en etkili yolu da bu pür özgürlük müjdeleyen duygu dilini yaşamsal kılmaktan geçer. İnsanlığın bireysel ve kolektif duygu öz bilincine dair bellek arkeolojisi yeni tarihini gün yüzüne çıkarmayı bekliyor.
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER