BAŞARININ YOLU BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA KURULAN SİSTEMİ ANLAMAKTAN GEÇİYOR (7.BÖLÜM)
En örgütlü, bilinçli, bütünlüklü karşı çıkış PKK’nin çıkışıdır;
PKK sadece sözle karşı çıkmadı, fiiliyatta Kürdistan’ı bölen sınırlar üzerinde yeni bir egemenlik oluşturarak Lozan’ı işlemez kıldı. Şimdi ise Lozan’ı işletebilmek için PKK’yi ortadan kaldırmak istiyorlar, o nedenle CHP ve ortakları PKK’ye karşı yürütülen savaşı destekliyorlar, karşı çıkmıyorlar. Zaten 1991’de Türkiye’ye Güney Kürdistan’ı-Hewlêr’i tanıması karşılığında her türlü operasyonu yapma izni verdiler. Aslında BM vb yerlerde sınır ihlali yapıyor diye Türkiye soruşturulmaya tabi tutulsa, Türkiye ‘ben Irak devletiyle hiçbir çatışmaya girmedim, PKK ile çatışıyorum, ortada bir terör örgütü var, bu alanları bir başka güç almış ben de ondan alıyorum’ diyebilir, zaten öyle de diyor. Rojava’ya saldırısını da, Medya Savunma Alanları’na dönük saldırısını da oraya dayandırıyor. Böylece PKK’nin Lozan’ı işlemez kılan, Kürt inkarı ve imhasını, zihniyet ve siyasetini ortadan kaldıran gelişimine karşı saldırı yapıyor. Bu da bir yerde sistemden destekte görüyor. Sistem zaten zihniyet ve siyaset olarak bunu aşmış değil, buna karşı değil. ‘Niye Türkiye’ye bu kadar taviz veriliyor?’ diye soruluyor, bu nedenle taviz veriyorlar. Bir, çıkar elde ediyorlar. İki, zihniyet ve siyaset olarak bu aşılmış değildir. İçine girdiğimiz süreç gerçekten de her bakımdan da kritiktir. Suriye ve Irak’ta da yaşananları aslında PKK ve TC savaşında görmek lazım. Esas dengeleri değiştiren, mevcudu parçalayan, yeni arayışları ve tartışmaları gündeme getiren PKK-TC savaşıdır.
Gelişmeler büyük devrimsel çıkışlar yapmak için fırsat sunabilir
AKP-MHP faşizmi 2023 planlaması yaptı. Bir, 2023’e kadar Misak-ı Milli’yi ele geçirmek. İki, 2023’teki haziran seçimlerinde iktidarı yeniden ele geçirmek. Çok kritik bir sürece girildi, insan bunu rahatlıkla söyleyebilir. Bir yandan Misak-ı Milli hedefi gerçekleştirememiş, diğer yandan seçimi kazanmak için elde edeceği bir güç yok, böyle bir durumda AKP-MHP yönetimi her şeyi yapabilir ve çılgınca hareketler de yapabilir, her türlü gelişme beklenebilir. Böyle bir durum büyük devrimci çıkışlar yapmak için de imkan ve fırsat sunabilir. Ancak böyle karışık durumlarda karşı devrimler de gelişebilir. Önderlik ‘böyle durumlarda sadece bir devrimci durum olmaz’ dedi. O zaman tek yanlı olan devrimci durumlar biçiminde değerlendirmek doğru değildir. Devrim için imkanlar olduğu yerde karşı devrim için de olur. Türkiye’de yeniden bir darbe de gelişebilir. Ama AKP-MHP’yi yıkarak Kürt sorununun çözümü temelinde Türkiye’yi demokratik devrime götürme de gerçekleşebilir. Bütün bunlara açık bir durum var. Irak ve diğer yerdeki gelişmeler de buna göre belirlenecek. Demek ki Irak, Suriye ve diğer yerlerdeki mücadeleler o bakımdan önemlidir. Aslında Türkiye’deki değişimin hangi yönde olacağını belirlemek lazım. Mücadele o bakımdan önemlidir. Demek Türkiye’deki mücadele de sadece Türkiye’nin içinde yürütülecek mücadele olmuyor. Bu bakımdan tarihsel bakışı açısıyla güncel durumu iyi analiz etmek gerekiyor. İmkan ve fırsatları yerinde ve zamanında görüp onun gerekliliklerine göre siyasi-askeri-ideolojik mücadele yürütür hale gelmek önemli olmaktadır.
DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)
YORUM GÖNDER