DUYGU ZAMAN ANLAMSALLIĞI VE YENİ HAKİKAT BİLMELERİ (21.BÖLÜM)
YÖNSÜZ ZAMAN DUYGUSU
“Tüm olasılıklar şimdinin içinde bulunur. Kendini gözle. Kim olduğunu bul!” Lupelius
Kendimize dair nadir anlarda hiçbir zamana ve yöne ait olmama hissi çarpar yüreğimize, düşündükçe bu karmaşanın vardır elbet bir sebebi demek istiyor insan lakin tatminkar bir cevap bulamıyor bu yönsüz zaman duygusuna.
Zaman mekana saklanıp dingin bir uzlaşı sergilese de o an yaşanan duygular "o" ortama ait olmayabiliyor. Mekan ve zamana ait olmayan duygular düşünce ile aynı firarı yaşarlar o an aranma telaşı sarıyor ruhu la mekan ve yönsüz zaman gibi meçhul.
Sahte hakikat havarilerine ve yitirilen yaşama özgün an'da özgürlük vaat eden bir insanlığı düzeltme çağrısıdır yönsüz zaman duygusu.
Oysa dingin zaman da herkes birbirinin ruhunu kirletiyor. Bulaşıcı bir salgın hızla yayılıyor tuhaf olan ise herkes ruhunu bu kirlilikle temizlediğini sanıyor gerçeği iyi bilmesine rağmen kendisiyle oynuyor! İnsanlık içsel özgürlük arayışına yabancılaşmış bir mantık krizi yaşıyor. Düşünme ve his etme yetisi metalaşmış!
Aslında bizi çevreleyen dünyayı kendimizle kavramak gibi eğitici bir zihniyet kazanmamız yetiyor. Sunulan hiçbir ölçü ve kalıba girmeyerek zamansızlığımızda bunu başarabiliriz. Bunun için sadece çağımızın özgür ruhları eşliğinde iç zihnimiz de saklı olan özü duyumsamamız yeterlidir.
Yönsüz zaman an içinde saklıdır sonsuz seçenekler eşliğinde iradeleşmemizi bekliyor. Yaşadığımız zamanda zamansızlığı yakalayabilmek için büyülü arayışlarımız olmalı onu sürekli beslemek sezgi zamana ulaşmakla ilgili bir içsel zenginlik durumudur.
Sonsuz zamanın kilidi büyülü andır. Berrak şeffaflığın varoluş hakikati sadeliğin bilinmezliğinde anlam buluyor. Eyleme geçirmeyen içi boş gerekçelerimize takılıp kalmaya sezgisel bir sitemdir zaman! Sınırsızlığın ölçüsü insan doğasını yönsüz zamanda an biçimlendiriyor.
İnsanın öz gücü negatif zamanı özgürlük arayışının ruhuyla alt etme ferasetinde açığa çıkar. Tek olasılıkla kendisini sınırlandıran insan zamana yenilmiştir. Duygu ruhunun bilinci zamansızlığı olası kılar sınırsız seçeneklerle özgürlüğü durmaksızın kovalar ve o amansız ısrarda kendisini oluşturur.
İnsan bilinmezliğinin çekiciliği tutkuya dönüşüp kuşatırsa zamanı esir zihne sunulan kısırdöngü momentini içten paramparça eder statik zamanı yarar ve dışına çıkar yönsüz zamana doğru. Sahi biz mi zamanın içinde gönüllü tutsağız yoksa zaman mı içimizde zoraki tutsak?
KEREM ÇİFTÇİ
YORUM GÖNDER