“ERKEĞİ ÖLDÜRMEK” KAVRAMINI NASIL YORUMLAMALIYIZ (1.BÖLÜM)
Günümüzde yaşanan toplumsal kriz, ekolojik kriz ve ekonomik kriz vb bütün sorunların oluşum kaynağı kapitalist uygarlığı besleyen egemenlikçi kurnaz erkeğin zihniyet dünyasıdır. Aslında bu dünyada kadınla birlikte erkekte kendi öz değerlerinden uzaklaştırılır. Bu çerçevede ele alındığında beş bin yıllık ataerkil zihniyetin kadın, doğa ve toplum üzerinde geliştirdiği tahakküm sonucunda erkekte tahakküm altına alınır. Ancak erkek bunun farkına ve bilincine vardığında güçlü bir şekilde özgürlük mücadelesini yürütür. Çünkü Kapitalizmi besleyen bu zihniyet tarafından, yalnızca kadın köle değil aynı zamanda erkek de köledir. Esasında özgürleşme sorunu sadece kadının değil erkeğinde sorunudur. Önderlik “Erkeği kurtarmak, en az kadını kurtarmak kadar önemlidir “ diye belirtir. Mevcut erkek egemen zihniyetin yarattığı sistem hakimiyeti, sömürüyü ve iktidarı esas aldığından hiç kimse özgür değildir. Erkek kendisini ne kadar özgür olarak yansıtsa da Önderliğin belirttiği gibi kendisi de kurtarmalıklar arasındadır. Kadın ve erkek, özgürlük ile devrim yürüyüşünü zaferle taçlandırmak için kendilerinde büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmeleri gerekir. Bu özgürlük yürüyüşünde özgür kadın ve erkeğe ulaşmada önlerine çıkan engeller, kopuş teorisi ve erkeği öldürme ile aşılabilir.
Unutmayalım ki sorunsallık yaratan kadınlık ve erkeklik olguları cinsiyetçi toplum tarafından inşa edilmiştir. Özel olarak erkeklik olgusunu ele alırsak, doğal toplumdan sınıflı hiyerarşik devletli topluma geçişle açığa çıkar. Doğal toplumda kadın komünal ve sınıfsız bir yaşamın eşitlik ve adaletin temsilcisidir. Uygarlık sistemi, sınıflı, cinsiyetçi toplum karakteri gereği kadını yaşamdan koparır, kadının bütün komünal değerlerine el koyar. Kurnaz erkek tarafından el konulan kadının komünal değerlerini, kendi zihniyet ve yaşam kurallarını oluşturmak için temsilcisi olan erkeğe göre uyarlar. Bununla birlikte erkek egemen zihniyet şiddetin, tahakkümün, devletin hiyerarşinin besleyeni ve sürdürücülüğünü yapmaya devam edendir. Mevcut duruma bakıldığında kendini kadının köleleştirilmesi üzerinde oluşturan erkeklik, erkeği de köleleştirmiştir. Ancak bunu kurnazca ve ikiyüzlüce yapar. Oysa erkek hep kendini özgür sanmaktadır. Tekrar belirtecek olursak kapitalist devletçi ataerkil zihniyetçi yaşamda kimse özgür değildir. Her şey birkaç egemen kapitalistin daha fazla kar elde etmesi içindir. Kadınlık ve erkeklik kodlarını daha da incelterek sürdüren kapitalist modernite kendi yaşadığı krizlerden kurtulmak için her şeyi kullanır. Kendi çıkarı için kendine karşıt olan yada kendi kurallarına karşıt olan her şeyi ya içini boşaltarak kendi lehine kullanır yada etkisiz kılarak yok eder.
Önderlik; “Erkeği öldürmek aslında sosyalizmin temel ilkesi. Orda iktidarı öldürmektir. Orda tek taraflı hâkimiyeti, eşitsizliği öldürmektir. Orda hoşgörüsüzlüğü öldürmektir. Bu kavram bu kadar genişletilebilinir” diye belirtir. Önderliğin değerlendirmesinden de anlaşılabileceği gibi erkeği sadece cins anlamında yorumlamak bizi yanılgıya götürür. Erkeğin öldürülmesi, beş bin yıllık ataerkil zihniyet kalıplarının duyguda, düşüncede ve ruhta yerle bir olması demektir. Siyasal ve sosyal anlamda da ele almak gerekir. Siyasal anlamda iktidarın yok edilmesidir. Bu çerçevede “erkeği öldürme” kavramı anlamlandırılıp pratikleştiğinde kapitalist uygarlık sisteminin kendini yaşattığı zeminler yok olmaya başlar. Özellikle şiddetin, iktidarın, tahakkümün, köleliğin beslendiği kaynaklar kurumaya başlar.
Önderlik klasik erkekten koptuğu ve erkeği kendisinde öldürdüğünden dolayı erkek çözümlemesini cesaretlice geliştirir. Neden erkeğin öldürülmesi gerektiğini bağımsız, özgürlükçü ve ideolojik bir yaklaşım ile ele alır. Hem kadının hem de erkeğin özgürleşmesi gerektiği üzerine yoğun çözümlemeler geliştirir. Hiçbir ideolojide böyle bir yaklaşım yoktur. Diğer ideolojiler incelendiğinde çoğunluğunun erkek egemenlikli zihniyete sahip olduğu, kadının özgürlük mücadelesine değer verme, önünü açma gibi bir derdi olmadığı görülür . Özellikle reel sosyalist mücadelelere bakıldığında kadın savaş sürecinde ön cepheler de savaşırken, devrimden sonra eve gönderilir. Kadın belirli bir direniş gösterse de güçlü bir ideolojiye ve örgütlülüğe sahip olmadığından başarılı olmaz. Reel sosyalist ideoloji erkeğin iktidar çıkarlarına göre şekillendiğinden erkeği fazla çözme, çözümleme ihtiyacı duymaz. Erkek kendi iktidarını tehlikeye sokabilecek düşüncelere fazla yer vermez, kendini fazla eleştiri konusu yapmak istemez. Bu durum erkekte çok içselleşmiş bir yaklaşımdır. Aynı tarzda diğer ideolojilerde de erkek hiçbir zaman kadına özgürlük yolunu açmaz çünkü yaşam ilkelerine terstir. Eşit ve özgür bir yaşamın zeminini oluşturmaz, bu erkeğin zihniyet dünyasına aykırıdır. Her şeyini kadının köleliği üzerine oluşturduğu için kadının özgürleşmesine yol açabilecek ufacık bir aralık bile bırakmaz. Çok derin bir sosyalist kişilik ister mevcut belirtilenlerin alternatif bir değişim dönüşüme uğraması için.
Özgürlük hareketinde ise, kadın verili köleci kalıplardan daha hızlı kendini uzaklaştırırken, özgürlüğe doğru istek ve arzusu da daha güçlüdür. Erkek de ise verili egemenlikçi , tahakkümcü tavırda ve tutuculukta ısrar etme var. Özellikle kendisinin özgür olduğunu, özgürleşme sorununun kadına ait olduğunu belirterek hep kendine göre bir dayatmayı ısrarla devam ettirmeyi sürdürmekte. Ya da madem ki benim özgürleşme sorunum var kadına gel beni özgürleştir diye kaba bir yaklaşım sergilemekte. Diğer taraftan erkeğinde özgürleşme sorunu olduğuna inanan erkek, eski erkeklik duygularını yerle bir ederek sosyalist erkeği yaratmak için eleştirel ve özeleştirel bir bilinç ve bilgiye ulaşarak kendinde erkeği öldürmeyi hedefler. Özgürleşme mücadelesi yürüten kadına büyük değer verir. Erkek egemen zihniyetin insanlığa ve canlılığa dair ne kadar zararlı olduğu, kapitalizmin gelişmesine nasıl hizmet ettiğinin, hakimiyet ve boyunduruk altına alan özelliklerinin neler olduğunun bilincini ve anlamını kendinde iyi geliştirir. Mücadelesini bulunduğu her mekanda sürdürür ve kabul etmez. Erkek kendini bilinçli, özgürlükçü, iradeli ve zaferli yaratarak demokratik sosyalist erkeğe ulaşır.
RONAHİ MALATYA
Devam Edecek
YORUM GÖNDER