KDP ÖNCÜLÜĞÜNDE ÜÇÜNCÜ İŞGAL HAMLESİ
Bu sene 5 Haziran provokasyonunun tekrarı temelinde savaşa hazırlık atmosferi yeniden oluşturuldu. Türk devleti sonuç alamazsa KDP devreye girecek. Eğer KDP hazırlıklarını durdurmazsa Kürt halkının hiçbir çıkarının olmadığı bir savaşın sebebi olabilir.
İşgalci Türk devleti 14 Nisan 2022’de Zap’a yönelik büyük bir işgal saldırısı başlattı. Büyük bir umutla bu plana başlamışlardı ama 40 günden sonra artık umutları tükendi. Gerillanın darbelerinden dolayı uçurumlardan atlayan işgalci askerler oldu, siyah torbalara koydukları asker cenazelerini bizzat tepelerden attılar, psikolojileri çöktü, hava saldırı sistemleri ve başta da Skorsky ve saldırı helikopterleri bir şey yapamadı. İşgalcilere ait en az 40 helikopter ya düşürüldü, ya darbelendi ya da savaş dışı bırakıldı. Esasında bu ilk hamlede yenildi.
İkinci hamle ise 25 Mayıs’ta Zap’ın batı yakasında, Metîna’da başladı. Daha ilk geceden KDP işgalcilere destek oldu. Metîna’daki Hekarî dağ silsilesinden askerlerini indiremeyen ordu, gerilla mevzileri ve KDP’nin geçen sene 5 Haziran’da üstlendiği bölge arasına yerleşti. Bu da olası bir savaşta KDP’nin daha fazla harekete geçeceği ve işgalcilerin kendi alanlarından gerilla alanlarına geçmesi için yol açacağını gösterdi.
Bu hamlede üzerinden daha birkaç gün geçmeden 2 helikopter düşürüldü, birçok helikopter de darbelendi. İşgalciler iki taşı yan yana getirerek bir mevzi bile yapamadılar. Gerilla aktif bir şekilde 2 koldan vurdu.
Bu hamleyle esas hedefleri, bir haftadan daha kısa bir sürede alana yerleşerek gerillayı tasfiye etmekti. Ama şu an görülüyor ki planları boşa çıktı. Bu yüzden işgalci Türk devleti KDP’yi savaşa sokmak istedi. Bu temelde KDP’yi bir piyon gibi ileri sürdüler. Ona, saldırıya hazır ol, denildi. Zaten bu süreç 5 Haziran sürecinin yıl dönümüdür.
5 Haziran’ın yıl dönümü nedir? 1 Haziran 2021’de işgalci Türk devleti Avaşîn’de büyük bir darbe yedi. Orada yenildi. Yeniden toparlanmak için KDP’den provokasyon yapmasını istedi. Buna hazırlıklı olan KDP, 5 Haziran’da Metîna’daki Çarçêl ve Hekarî’ye yöneldi. KDP kendisine bağlı büyük ve işbirlikçi bir güçle harekete geçti. Burada Türk devleti KDP’ye ait bir aracı vurdu ve 5 KDP üyesi yaşamını yitirdi. KDP bu olaydan gerillayı sorumlu tuttu. Kendi güçlerini gerillanın üzerine sürdü ve bu, savaşa dönüştü.
Bu senaryo aslında Türk devleti ve KDP tarafından ortak hazırlandı. Bunun birçok işareti var. Bu işaretlerden biri; KDP uzun bir süre bu bölgeye güçlerini göndermemişti. Bu bölge gerilla alanları olarak biliniyordu ve KDP bu alanlara yaklaşmıyordu. Türk devleti yenilgiye doğru gittikçe KDP devreye girdi ve işgalcileri kurtarmak istedi.
İkincisi; bu hamleye Türk devletinin keşif uçakları da katıldı. Eğer KDP’ye bağlı güçler ve gerilla arasında bir çatışma olsaydı, bu keşif uçakları gerilla güçlerini izleyecek ve eğer gerilla saldırıya cevap verirse bombalayacaktı.
Üçüncüsü; bu hareketlenme, Türk devletinin buraya yerleşmesi amacıylaydı. Ama gerillanın 2021’deki direnişi onları Avaşîn’de takılı bıraktı ve bu alanlara geçmesine izin vermedi. Bu alanların Türk devletinin hedefi olması, KDP’nin geçen seneden beri hazırlık yapmasından dolayıdır.
Dördüncüsü ve en önemlisi de, bu araçta 5 KDP üyesi vardı. Bunların her biri farklı alanlardandı. İlginç olan şey ise, bunlar KDP hakimiyetinde olan bölgelerden değildi. Hepsi de bilinçli seçilmişti ve bu araca bindirilmişti. Her biri gerilla alanları olarak bilinen bölgelerden seçilmişti. Halkın gerillaya olan tutumunu olumsuz bir şekilde değiştirmek istiyorlardı. Bölge halkı gerilla direnişine şahit olmuştu. Bu gerçek, KDP önündeki bir engel olarak görülüyordu. Bundan dolayı gerillanın halk nezdindeki itibarını karalamak ve bunu işgalcilerin çıkarları için kullanmak istediler.
Herkes KDP’nin gerilla alanlarına gönderilen güçlerin direkt KDP’ye bağlı olduğunu biliyor ve bu güçlerin kiralık olduğu da biliniyor. 5 Haziran’da bölge halkından da bazı kişileri hareketlendirdiler ve araca binen kişiler zaten KDP’nin hedefi oldu. Bu kişilerin katili KDP’nin kendisidir. KDP’ye bağlı özel savaş kanallarından biri, yakınını kaybeden kişilere, “Bu olayda PKK’yi kendi çocuklarınızın katili olarak görüyor musunuz” diye sormuştu. Bu kişiler ise cevap olarak “Biz PKK’yi düşman olarak görmüyoruz. PKK bir Kürt hareketidir ve Kürdistan için savaşmaktadır. Rahat bir şekilde topraklarımıza giren ve bize saldıran Türk devleti suçludur” demişti.
Yıl boyunca KDP hareketlenmesini devam ettirdi ve birçok bölgede gerillaya karşı harekete geçti. Özellikle Xelîfan bölgesinde gerilla güçlerine pusu kurdu ve iki gerilla grubunu pusuda şehit etti.
Bu sene 5 Haziran provokasyonunu canlandırmak istediler. Toplum içinde kin ve nefret duygularını artırmak istediler. Geçen sene ölen KDP üyeleri için bir anma toplantısı yapıldı. Bu anmada bütün açıklamalar gerilla direnişini karalamaya ve anmaya katılanlara düşmanlık aşılama yönelikti. Konuşmalarda gerillaya saldırı kararlılığı açıkça görülüyordu.
Aynı süreçte, özellikle de Haziran ayında KDP güçleri arasında savaşa hazırlık atmosferi yeniden oluşturuldu. Alınan bilgilere göre, tekrar Metîna bölgesini hedef olarak seçmişler. Bazıları ‘KDP Güney Kürdistan’da hakimdir ve güçlerini bu bölgelerde yerleştirme konusunda özgürdür’ diyebilir. Ama eğer bu hareket gerilla alanlarını hedefliyorsa ve sonra aynı alan Türk devleti tarafından da saldırıya uğruyorsa bu, KDP’nin bu planda büyük bir sorumluluk ve yük aldığını gösterir.
Bu süreçte ortaya çıkan başka bir olay ise, Metîna’daki Tepê Ortê’de oldu. Burada işgalci Türk devleti bazı güçlerini gizli bir şekilde konumlandırdı ve gerilla birliklerine saldırmak istedi. Gerilla güçleri bu işgalcilerin hareketini fark ederek üst üste birkaç eylem yaptı. Bundan dolayı KDP birkaç gün sonra buraya gelerek, işgalcilerin pusu kurduğu yere yerleşti. Burada gerilla işgalcileri vurduğunda KDP’ye bağlı medya, bunu pêşmergeye yapılan saldırı olarak niteleyerek kamuoyuna servis etti. Ama esas olarak KDP, bu bölgeyi mayınlardan temizleyerek, işgalcilere arkalarında kendilerini korumaları için imkan yarattı.
Genel olarak KDP’nin hazırlıkları var. Harekete geçme zamanı tam olarak belli değil. Bu gerçeklik savaşın durumuna bağlı ve belirttiğim gibi ikinci hamledir. Yani Metîna’daki savaştır. Eğer Türk devleti tekrar bir sonuç elde edemezse -ki bugüne kadar bir sonuç alamadı- KDP devreye girecek.
KDP’nin bu savaşa katılımını üçüncü hamle olarak tanımlayabiliriz. Tıpkı geçen sene 5 Haziran’da gerilla yoğunlaşmasını kendi üzerine çekerek, gerillayı işgalci saldırıya karşı savaştan çekmeye çalıştıkları gibi Metîna Eyaleti Komutanlığı, bu durumdan dolayı tarz ve taktiğini değiştirdi. Bu da Zendûra cephesini etkileyerek buradaki direnişçilerin şehadetine yol açtı. Bu sene de benzer bir amaç için devreye girecekler. Yani Türk devletinin umudu tükendiğinde KDP Kürtlük adına kılıcını çekip gerillaya yönelecek. Ama bu sene gerilla tarz ve taktiğini değiştirecek gibi görünmüyor. Bir saldırı olması durumunda gerilla gereken cevabı verecek. KDP resmi olarak bu savaşa girecek, gerillanın hedefindeki işgalcilerin bir mevzisi olacak.
Metîna diğer bölgelerden farklı. Diğer alanlarda halk yok ve Türk devleti ne yapsa da kamuoyundan saklayabilir. Ama Metîna, Dêrelok ve Şêladizê’de bu pek mümkün değil. Bu alanın işgal edilmesi için KDP’nin harekete geçmesi ve gerilla direnişini kendisine karşı yapılmış gibi göstermesi gerekiyor. Böylelikle halkın tutumunu kazanmaya ve gerilla güçlerini Türk devletinin alana gelmesinin suçlusu olarak göstermeye çalışacak. Planları, oyunları bu yönde.
Hatırlamak gerekirse, geçen sene Türk ordusunun Metîna’da bulunan Qaşûra hattına yerleşmesi için KDP bölgede 50 üs ve gözetleme kulesi kurdu. Bu sene hareketlilikleri direkt saldırı biçiminde olabilir. Eğer KDP hazırlıklarını durdurmazsa, amiyane tabirle kuyruğunun üstüne oturmasa, Kürt halkının hiçbir çıkarının olmadığı bir savaşın sebebi olabilir. Bölgedeki durum yeterince hassas ve endişe vericidir. Gerilla komutanlarının da belirttiği gibi, KDP dışındaki partiler de bu plana karşı uyanık olmalı ve bilmelidirler ki sessiz kalmaları işgal planına hizmet etmeleri anlamına gelir. Aynı zamanda toplumun ileri gelenleri, kanaat önderleri, siyasetçi, sanatçı ve toplumun öncüleri KDP’ye yönelik tutumlarını açıkça dile getirmeli ve bunu Kürt halkına açıklamalı. Türk devletine karşı verilen savaş, zaten Kürt halk düşmanlarına karşı yapılan savaştır. Bu gerçeklik biliniyor. Ama eğer KDP bu savaşa katılırsa, bunun sonuçları Güney Kürdistan ve Kürt halkının kazanımlarına etki ederek, Kürt halkının mücadelesinin zayıflamasına neden olacaktır. Bu yüzden KDP yetkilileri ya kendine gelerek geri çekilir ya da Kürdistan’daki büyük kriz ve kaosun sebebi olur.
KAWA TOLHILDAN/ BEHDÎNAN
YORUM GÖNDER