PKK VE ÖZGÜR KADIN ÇİZGİSİNİN GELİŞİMİ JIN, JIYAN, AZADÎ DEVRİMİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR -7.BÖLÜM
Kopuş teorisi, kadının özgün örgütlenmesi açısından devrim niteliğindedir
Önderliğimiz bu anlamda cins mücadelesini stratejikleştirmek ve özgür kadın duruşunu yaratmak için kopuş teorisini geliştirmiştir. Kadının kendi iradesi, özgür düşünce ve pratiğiyle gelişmesini sağlayan kopuş teorisi her ne kadar ilk süreçlerde erkeğin pratiğini tekrarlama ve benzeşme şeklinde gelişse de zamanla kadın rengi, özgün tarzını açığa çıkarmıştır. Erkekle mücadelede cins mücadelesi kapsamında zaman zaman kaba ret biçiminde gelişmişse de ideolojik argüman ve perspektiflerin Önderlik tarafından sürekli geliştirilmesiyle birlikte kopuş teorisi başarıyla sürdürülmüş ve kadın kimlikleşmesini sağlamıştır. Kopuş teorisi PKK içerisinde kadının özgün-özerk örgütlenmesi açısından devrimsel bir adım olmuştur. Cins bilinci, kimliği, sevgisi kadın olmanın onur duyulacak bir gerçeklik olduğu hakikati gelişmeye başlamıştır. PKK’de kadın bu anlamda onur duyulacak bir mertebeye yükselmiştir. Kürt kadını, verilen emek ve bedellerle birlikte savaşçılığın, direnişçiliğin adı olmuştur. Artık rahatlıkla şunu belirtebiliriz ki Kürt kadını her zamankinden daha fazla onurludur. Toprağına, diline, kültürüne, özgürlüğüne ve komünal değerlerine sahip çıkmasını bilmiştir. Kürt kadını onurunu, şerefini, namusunu erkeğe teslim etmeyecek kadar onuruna düşkün ve ilkeli olduğunu defalarca ispatlamıştır. Kürt kadını artık kendisinindir, Xwebûn’dur. Kürt kadını bir başkasının özellikle de erkeğin kölesi ve malı değildir. Kürt kadını öncelikle kendi kendisine ait olduğunu öğrenmiş, bilince çıkarmış ve yurtsever kadın kimliğinin gerekli kıldığı devrimci sorumluluğu yerine getirerek devrime aktif katılmaktadır.
Kadın Kurtuluş İdeolojisi’yle Kadın Devrimi’nin ilke ve ölçüleri netleşti
Bu anlamda ideolojikleşme kadın mücadelesi açısından kaçınılmaz olmuştur. Cins mücadelesinin keskinleşmesi, derinleşmesi ve örgütsel bir mahiyet kazanması 8 Mart 1998 yılında Önderliğimizin Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ni ilke ve ölçüleriyle birlikte ilan etmesiyle gelişmiştir. Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nin ilanı Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi’ni bir aşama daha ileriye taşımıştır. Kadın devrim perspektifinin hangi ideolojik argümanlarla nasıl gelişeceği netleşmeye başlamıştır. Artık kadının özgürlük hareketi içerisindeki varlığı daha fazla anlamlaşmış ve ideolojik bir içerik kazanmıştır. Kadının mücadelesi, savaşımı, emeği, örgütlü ve sistemli bir şekilde vücut bulmuştur diyebiliriz. Kadın Kurtuluş İdeolojisi sadece kadın cinsini değil aynı zamanda tüm toplumu özgürleştirecek esaslara dayandığı için sosyal, toplumsal bir ideoloji olmaktadır. Bu nedenle ideolojimizin diğer devrimci hareketlerden farklılığı vardır. En temel farklardan biri de toplumculuğu, esas almasıdır. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmamızla birlikte demokratik ulus perspektifini yaşama geçirmeyi ve öncülük yapmayı Kürdistanlı kadınlar temel hedef olarak görmektedir.
Nitekim ilk Uluslararası Kadın Konferansı 2018 yılında Frankfurt’ta gerçekleştiğinde onlarca ülkeden gelen devrimci, feminist, sosyalist kadın devrimci Kadın Kurtuluş İdeolojisini tartışmıştı. Kadın Devrimi’nin gerçekleşmesi için kadın ideolojisinin yaşamsallaştırılması gerekliliği, kararlılığı üzerinde durmuş; gerekli planlamaları yapmış, mekanizmaları oluşturmuş ve Kürt kadının öncülük ettiği dünya kadın enternasyonalizm çalışmasında büyük bir ivme kazanmıştır. En son yine Berlin’de ikincisi gerçekleşen Uluslararası Kadın Konferansı onlarca ülkeden devrimci kadının katılımıyla büyük bir coşku ve moralle sonuçlanmıştır.
Konferans Rojhilatê Kurdistan’daki Jin, Jiyan, Azadî devrimini sahiplenmiş, direnişçi kadınları selamlamış ve Zap, Avaşîn, Metîna’da direnen YJA Star gerillasının görkemli direnişini desteklediğini beyan etmiştir. Konferansın gündemine damgasını vuran özgürlük gerillasının direnişi dünya devrimci kadın güçlerine; ortak mücadele, örgütlülük ve daha fazla eylemselleşme noktasında kararlaşma yaşatmıştır. Kadın Devrimi’nin, Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi sistemini esas alarak özgür yaşamı inşa edeceği perspektifi açığa çıkmıştır. Demokratik uygarlık güçleri olarak, sisteme karşı radikal ve örgütlü mücadele etmenin, kapitalist modernite sisteminin ve kuramlarının karşısında dev bir direniş örgütüne dönüşmenin, birlikte hareket etmenin, öncelikle kadın eliyle yaşamı kurtarmanın, özgürleşmenin kararlılığı en güçlü şekilde ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Rojhilat devrimini destekleyen, Rojava Devrimi’ni sahiplenen dünya kadın hareketleri ve devrimci yapıları Kürdistan Kadın Özgürlük Mücadelesi’yle ortaklaşma kararı almıştır. Tüm bu kazanımlar, binlerce kadın devrim şehidi ve Önderliğimizin amansız mücadelesi sayesinde olmuştur. En son 2008 yılında Önderliğimizin İmralı adasında yazdığı Özgürlük Sosyolojisi savunmasında dile getirdiği Jineoloji bilimi de Kürdistan kadınları açısından yeni bir mücadele alanı açmıştır. Jineoloji kadınların özgürlük devrimi, bilim devrimi, toplumsal devrimi ve anlam devrimini gerçekleştirmesini sağlayacak Jin, Jiyan, Azadî şiarının kuramsal ifade olmuştur.
PKK’nin çıkışı Kürdistan’da nasıl ki bir entelektüel devrim yaratmışsa Jineoloji de kadın toplumsallığı açısından benzer nitelikte bir rol oynamaya başlamıştır. Kürdistan ve Ortadoğu’nun entelektüel devrimi Jineoloji bilimi ile olacaktır. Avrupa merkezli gelişen feminizmin Jineoloji bilimi kadar derin, felsefi ve sosyolojik alt yapısı, tarihi arka planı olmadığı da görülmüş oldu. Bu anlamda Jineoloji tıpkı binlerce yıl önce olduğu gibi şimdi de Kürdistan topraklarında kadın devrimini doğurmaya gebedir. Ve yeni bir cinsel kırılma yaşanacaktır. Bu cinsel kırılmanın adı üçüncü cinsel kırılma olacaktır ve erkek aleyhine gelişecektir. Dolayısıyla Jineoloji bilimi ile birlikte Jin, Jiyan, Azadî devrimi dalga dalga tüm dünyaya yayılacak ve kadınlar dünyayı kurtaracak.
Önderliğimizin ‘Kadının kölelik tarihi yazılmamış, özgürlük tarihi de yazılmayı bekliyor’ perspektifi temelinde şimdi Kürdistanlı kadınlar özgürlük tarihini yazıyor. Kadının özgürlük tarihi Kürdistan dağlarında, zindanlarda, kentlerde kadının olduğu her yerde savaşılarak, mücadele edilerek, bilinçlenerek, eğitim görüp eğitim yapılarak ve ideolojik mücadele edilerek yazılmaktadır. Kürt kadınları Arap kadınlarını, Fars, Afgan, Türk, Azeri, Türkmen halkları ve inançları kendi özgünlükleri, farklılıkları temelinde örgütleyerek bütünlüklü bir mücadele yürütülmesinin öncülüğünü yapıyor. Dolayısıyla Kürdistanlı kadınlar tüm kadınları özgürlüğü için mücadele etmeye, erkek egemen sisteme karşı demokratik kadın konfederalizmini geliştirmeye, geri-geleneksel yapılara karşı özgürlük bilincini geliştirmeye, Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigmayı yaşamsallaştırmaya çağırmaktadır.
ŞİMAL ÜLKEM GÜNEŞ
KAYNAK:serxwebun.info
YORUM GÖNDER