ULUSAL KAHRAMANLIK ÇİZGİSİ ZAFERE YÜRÜYEN KÜRDİSTAN HALKININ YENİLMEZ GERÇEĞİDİR (4.BÖLÜM)
Ortadoğu’daki Bütün Kavmiyetçi-Milliyetçi Yaklaşımlar Kapitalist Modernite Sisteminin Bir Ürünüdür
Sömürgeci-soykırımcı sistemin yaratımı olan Kürt milliyetçiliğinin bilinç bulandırma yaklaşımlarına kesinlikle aldanmamak, itibar etmemek, tersine bunu aslında yok oluşu dayatan sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyasetin beslediğini, onun bir uydurması ve dayatması olduğunu çok iyi bilmek lazım. Ortadoğu’daki bütün bu kavmiyetçi-milliyetçi yaklaşımların Ortadoğu’yu ele geçirmek isteyen kapitalist modernite sisteminin bir ürünü olduğu, bilinç olarak da eylem olarak da o güçler tarafından Ortadoğu’ya yayıldığı, dayatıldığı biliniyor.
Kürdistan’ı bölüp parçalayan sömürgeciliğin, Kürt toplumuna soykırımı dayatan sistemin de bu kapitalist modernite sistemi olduğunu iyi biliyoruz. Dolayısıyla diğer bütün milliyetçilikler gibi Kürt milliyetçiliğini üretmeye çalışanın da bu sistem olduğunu, bir yandan böyle dar-milliyetçi zihniyeti ortaya çıkartırken diğer yandan bölünmeyi, çatışmayı dayatıp bunlar üzerinden Ortadoğu’da yayıldığı, hâkimiyet sağladığı, kapitalist modernitenin küresel hegemonyasını böyle bir ideolojik-askeri saldırıya dayalı olarak gerçekleştirdiği bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan da Ortadoğu’da ve Kürdistan’da yaşananlar konusunda bilincimiz net olmalı.
Kürt uluslaşması konusunda da bilincimiz net olmalı. Ulus-devlet ideolojisinin Kürt uluslaşmasında etkili olamadığı, başarı kazanamadığı, sonuç alamadığı açık bir gerçek. Aslında öyle siyasi-askeri, hatta ideolojik düzeyde çok ciddi bir etkinliği de yoktu. Böyle bir etkinlik kazandıysa, onu da özgürlüğe, eşitliğe dayalı olarak PKK’nin geliştirdiği ideoloji büyük ölçüde yarattı. Toplumda bu kadar etkinliğe PKK’nin varlığı ve çabasıyla ulaştı.
Tabi o tarihsel olarak yaşanan, tüm dünyada var olan düşünsel gelişmenin bir sonucuydu, Kürdistan’a yansımasıydı, diğer halkların, ulusların deneyimlerinden yararlanarak Önder Apo’nun, PKK’nin Kürdistan’da da gelişme yaratmak istemesinin bir sonucuydu. O da bir yerde doğal bir durumdu. Anlaşılır bir durumdu. Farklı bir yaklaşımın olması, sadece zor değil, aslında imkânsızdı. Yine de Önder Apo bu durumu en çok eleştirel karşılayan, onu bir gelişme etkeni yapmak isterken bile çok yönlü, ciddi bir eleştiriden geçirerek birçok yanını atan, tersine yeni ideolojik arayışları demokratik ulus olarak somutlaşan düşünsel gelişmelerin ilk izlerini, köklerini daha o dönemden yaratan bir gelişmeyi de ifade etti. Bunu da böyle ifade etmemiz gerekli.
Bir soykırım sürecinde olan Kürt toplumsal varlığını özgürlük temelinde geliştirmeye, güvence altına almaya çalışan bir hareket, çıkış olmadı, ondan öte kapitalist modernitenin temel dayanağı olan milliyetçiliğin artık her türünün barutunun bittiğini, toplumlar için, halklar için, ezilenler için hiçbir gelişme yaratamayacağını, ona karşı kadın özgürlüğü ve toplumsal ekoloji temelinde demokratik toplum paradigmasıyla demokratik uluslaşmanın esas alınması gerektiğini ortaya çıkartan, böyle bir dönemecin yaşanmasını, gerçekleşmesini ortaya çıkartmasını sağlayan bir hareket oldu. Önder Apo eskiyi sentezleyerek ezilenler için yeni bir düşünceyi, kurtuluş ideolojisini bu temelde yarattı. Bu önemli bir durum. Kürtler açısından olduğu kadar tüm insanlık, halklar açısından da önemli bir rolü daha şimdiden oynuyor. Önümüzdeki süreçte de çok daha fazla rol oynayacağı görülüyor.
İşte Kürtler açısından kahramanlık dönemi, ulusal kahramanlık dönemi bu biçimde, bu temelde gelişmiş bulunuyor, yaşanıyor. Tamamen Önderliksel çıkışta kendisini sembolize ediyor. PKK’de örgüte ve eyleme dönüşüyor. PKK’nin örgütsel ve eylemsel gelişiminin önemli dönemeçlerinin olduğu biliniyor. Bu dönemeçler kahramanca çıkışlarla ifade ediliyor, sembolize ediliyor.
DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)
YORUM GÖNDER