PKK VE ÖZGÜR KADIN ÇİZGİSİNİN GELİŞİMİ JIN, JIYAN, AZADÎ DEVRİMİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR -4.BÖLÜM
PKK’de kadına yaklaşım tüm sınıfsal, kategorik yaklaşımların ötesindedir
Diriliş hareketine ve partisine kadınların katılımı kesinlikle Önderliğimizin özgün, özgür yaklaşımı sayesinde olmuştur. PKK kendiliğinden, plansız, öngörüsüz ve zayıf bir zemin üzerinden çıkmadığı için kadına, işçi-emekçilere, köylülere ve her sınıftan insan topluluklarına özgün, özel bir yaklaşımı da geliştirmiştir. Kadına yaklaşım tüm sınıfsal, kategorik yaklaşımların ötesine geçmiştir. Başta Marksist-Leninist klasik bir sosyalist örgütlenme olarak örgütlenen Özgürlük Hareketi Önderliğimizin düşünsel, politik, felsefi ve ideolojik yaklaşımıyla birlikte Bilimsel ve reel sosyalist paradigmayı aşmış, yeni bir bakış açısını ortaya çıkarmayı başarmıştır. Önderliğimizin 50 yıllık parti tarihi boyunca geliştirdiği çözümleme külliyatı incelendiğinde, aslında PKK Birinci Kongresi’nden itibaren özellikle de 1980’lerle birlikte yoğun bir sosyalizm eleştirisi yaptığı görülecektir. Reel sosyalizmin içine girdiği devletçi pratik, kadın özgürlük sorununu erteleyen ve işçi sınıfının proleter iktidarı gerçekleştirdikten sonra gündeme gelecek tali bir konu olarak ele alması ve devrimle birlikte kadını ev başta olmak üzere erkeğin iradesine hapseden ideolojik tutum ve yanlış politikalar Önderliğimiz tarafından erkenden çözümlenmiştir. 1917 Büyük Ekim Devrimi’nin 70 yıl sonra da olsa çözülmesi, devlet olarak çökmesi en başta da sosyalist bloğu yenilgiye uğratması Batı hegemonik güçleri açısından büyük bir sevinçle karşılanırken bilindiği üzere ulusal kurtuluş mücadelesi veren halklar ve ülkeler açısından tam bir hayal kırıklığı ve bunalım sürecini beraberinde getirmiştir. Bunu erkenden fark eden Önderliğimiz Kürdistan devrim mücadelesini korumayı, ideolojik olarak savunmayı ve geliştirmeyi başarmıştır. En başta da kadın sorununa özgün, özerk yaklaşımıyla başarmıştır dersek yeridir. Kadını PKK hareketinde öncü güç olarak tanımlanmıştır. Kürdistan toplum koşulları göz önüne alındığında görülecektir ki adeta yaşanan bir mucize olmuştur. Önderliğimizin en büyük mucizesi kesinlikle kadını devrime kazandırması ve öncüleştirmesidir demek gerekiyor. Feodal, ağa-aşiret denklemine ve ağır aile baskısı altında ezilen Kürt kadını dinin de yoğun etkisiyle tam bir geleneksel yaşama mahkûm edilmişken PKK ve Önder Apo’nun çıkışıyla birlikte kadın nefes almaya başlamıştır. Aslında Kürt halkı ve Kürt kadını arasında yoğun benzerlikler vardır. Hem kadın olarak hem de halk olarak sistematik olarak düşürülmesi, asimile edilmesi, bozulmaya terk edilmesi ve her ikisinin de kurtuluşunu hedefleyen bir partinin çıkması hem kadın kimliği hem de Kürt kimliği açısından büyük, görkemli bir dirilişin yaşanmasını beraberinde getirmiştir. İşte PKK bu nedenle hem kadınlar açısından hem de halklar açısından bir diriliş partisidir. Aynı zamanda PKK bir kadın partisidir diyoruz.
PKK’nin ilk mermiyi soykırımcı-sömürgeci devletin işbirlikçiliğini yapan ve halka adeta kan kusturan ağalara sıkması PKK’yi Kürdistan’da kısa bir sürede halkın özgürlük hareketi haline getirmiştir. Bu durumda PKK’ye ilk destek veren, yurtseverleşen, faşizm koşullarında düşman karşısında militanca direnen Kürt kadınları olmuştur. Dolayısıyla Önderliğimizin ulusal kurtuluş hareketi olarak geliştirdiği PKK hareketi Kürdistan kadınları açısından bir özgürlük umuduna, kurtuluşa dönüşmüştür. Bu umuda sıkı sıkıya bağlanan Kürt kadınları ağır toplumsal baskı, cinsiyetçilik, aile ve toplumsal gerçekliğe rağmen yurtdışına ilk çıkan kadro-militan gruplar arasında yerini almayı başarmıştır. Önderliğimiz bu ilk gruba halen “kızlar grubu” demektedir. Kızlar grubu öncülüğünde PKK'ye katılmaya başlayan Kürdistanlı kadınlar Türkiye başta olmak üzere Kürdistan’ın diğer parçalarından da katılımların sağlanmasına vesile olmuştur.
Sara yoldaşın direnişçiliği halk içerisinde efsaneleşmiştir
1978 yılının 27 Kasım’ında kurulan PKK 1. Kongresi’ne iki kadın delege katılmıştır. Aslında daha fazla kadının katılacağı kongreye kimi sorunlar nedeniyle sadece iki kadın kadro katılabilmiştir. Kadın kongre delegelerinden biri Sara-Sakine Cansız yoldaştır. Sara yoldaşın katıldığı ilk PKK kongresi kadınlar açısından da önemli kararlar almış, kadın sorununu gündemde tutulacağı, mücadele edileceği gibi temel konularda kararlaşan kongre önemli tarihsel bir çıkışın alt yapısını hazırlamıştır. Sara yoldaş, hem Kürdistan kentlerinde hem de Türkiye metropollerinde işçi-emekçi kesimler başta olmak üzere, fabrikalarda çalışan işçi kadınlara, öğrenci kesimine dönük çeşitli özgün eğitimler vermiş, genç, yaşlı her kesimden kadını bilinçlendirerek örgütlemiştir. Hareketin ve partinin propagandasını yaparak birçok kadının ilk süreçlerde katılımını sağlamıştır. Bununla birlikte 12 Eylül faşizm koşullarında da Amed Zindanı’nda cunta-işkence rejimine karşı geliştirdiği direniş ve Apocu duruş karşısında düşman askerlerini bile etkilemeyi başarmış büyük bir kadın özgürlük savaşçısı olmuştur. Sara yoldaşın düşman işkencelerinde ser verip sır vermeme duruşu erkek koğuşlarında tutulan arkadaşları da etkilemiş daha fazla direnişçiliğin gelişmesini sağlayarak tarihi Amed Zindan Direnişi’nin öncülüğünü yapmıştır. Düşmanın yüzüne tükürerek hesap soran, korkmayan, teslim olmayan direnişçi kişiliğiyle Sara yoldaş bu anlamda PKK’nin Amed Zindanı’nda direnişin kimliği olmuştur. Sara yoldaşın direnişçiliği ve tutumu dışarıda halk içerisinde ve sempatizan kesim içinde efsaneleşmiştir. Birçok kadın ve erkek Sara yoldaşın izinde mücadele saflarına katılmış, yaşarken ismini almış, resmini kaldırmış ve adeta bir ana-tanrıça olarak isimlendirmiştir. Dolayısıyla PKK’nin Kürdistan Kadın Özgürlük Mücadelesi açısından Sara yoldaş öncü bir kadro-militan olmuştur. TC faşist rejiminin tetikçileri tarafından Fransa’nın başkenti Paris’te Rojbîn ve Ronahî yoldaşlarla birlikte alçakça katledildiği ana kadar da dur durak bilmeden savaşmış, mücadele etmiş ve bir an bile ilkelerinden taviz vermemiştir. AKP-MHP faşist soykırımcı rejiminin Avrupa’da özel olarak planlayıp hedeflediği Sara yoldaşın katledilmesi üzerine Önderliğimiz “ikinci Dersim katliamı” olarak değerlendirmiş ve “Sara’nın mücadelesi kadın mücadelesidir” tespitiyle de Kadın Özgürlük Hareketi’nin Sara yoldaş çizgisinde mücadelesini başarıya, özgürlüğe taşıması gerektiğini ifade etmiştir. Nitekim bu perspektif ışığında kadın mücadelemiz giderek büyüyen, kitleselleşen ve evrensel düzey kazanmaya başlayan bir ivme yakalamıştır. Saraların kavgasıyla büyüyen kadın özgürlük mücadelemiz artık yenilmez olmuştur. Saraların ruhu, düşüncesi, amacı kadın özgürlük militanlarında yaşamaktadır. Tıpkı bugün Zap, Avaşîn ve Metîna’ da direnen genç yoldaşların yaşadığı inanç, bağlılık, fedailikte direnen Saraların intikam yemini gibi! Her biri Saraların, Zîlanların, Bêrîtanların, Semaların, Bêrîvanların, Delallerin intikamı ve militanı olmaktadır. Bu anlamda PKK Önderliğimizin, şehitlerimizin, fedakar Kürdistan halkının, kadınların ve gençlerin büyük emekleri, fedakarlıkları sonucunda ortaya çıkmış, giderek büyümüş ve Kürdistanlı halklarının şimdi de tüm ezilen halkların diriliş ve kurtuluş mücadelesinin öncü partisi olmuştur. PKK, rolünü oynamış ve halen de halklara öncülük etme temelinde rol ve misyonuna göre tarihsel görevlerini yerine getirmektedir.
ŞİMAL ÜLKEM GÜNEŞ
YORUM GÖNDER