BARIŞ GÖRÜŞMELERİ VE TASFİYE SÜRECİ
Özsavunma bir halkın yada doğada ki bütün canlıların en temel yaşamsal özünü koruma yöntemidir. Zorun önemi karşınızda ki tehlikenin size ne ile yöneldiğine bağlıdır ve buda sizin özsavunmanızı ne ile gerçekleştireceğinize karar vermenizi sağlar. Kürt halk gerçekliğinde ve özellikle Ortadoğu gerçekliğinde dialog ve barıştan söz edebilmek için önce zorun gücüyle elde edeceğiniz kazanımlarınızdan sonra karşınızda ki güç ile dialog süreci başlatabilirsiniz. Daha batıda ise önce dialog ve iletişim yolları tüketildikten sonra zorun aygıtları kullanılırken, Ortadoğu’da önce silahlı mücadeleyi konuşmanızı sağlayan bir süreci barındırır içinde. 2011-2012 halk Serhildanları ve savaş söylemi iyice ortaya çıkmaya başlarken, yine işgalci Türk devletinin aşırı saldırgan tutumu özellikle 2012'de gerillanın kuzeyin her sahasında aktif bir savaş başlamasına sebeb olmuştu. Bu dönemde alan hakimiyet savaşlarıyla elde edilen güç, TC devletini masaya oturmaya itmiş, ona başka bir yol bırakmamıştı! Peki o dönem de neler olmuştu? Özellikle Botan bölgesi Şemzinan, Colemerg ve Şirnex bölgeleri tamamen gerilla denetimine girmiş, 1000'e yakın asker ölmüş, havadan saldırılar boşa çıkarılmıştı. Özgürlük Hareketi buralarda artık mevzileniyor, vuruyor ve işgalci Türk ordusunu karakollara hapsediyordu. Hatta Şemzinan'da askerler karakolda mahsur kalmış, aylarca ne su nede yemek ulaştıralamamıştı ve Türk devleti mecbur kalmış dialog masasını kurmuştu. İlk defa 2013'de birçok yönüyle İmralı'da Halklar Önderi Sayın Öcalan ile barış görüşmelerine başlandı. Sonuçları itibariyle savaş yöntemi ile Kürtleri tasfiye etmeyi başaramayan işgalci Türk devleti, hem tekrar güç kazanmak hemde barış süreci adı altında Kürtleri uzlaşı yolu ile tasfiye etme amacının olduğunu bugün söylemek mümkün. Yine bu dönemde PKK tek taraflıda olsa bir çok somut adım atmış, barış sürecine katkı sunmak amacıyla bir çok alanda Özgürlük Gerillalarını geri çekmişti. Fakat bunun karşılığında Türk devleti gerillanın çekildiği bölgelerde karakol ve kalekollar yapımına başlayarak niyetini açıkça belli etmişti. Birçok provakasyon sonucunda 15 ağustos 2015 yılında ki seçimleri kaybetmesi üzerine, uzlaşı yoluyla Kürtleri tasfiye edemeyeceğini anlayan Türk devleti, İmralı tecridini ağırlaştırmış, operasyonlar ile tutuklama furyası başlatmış ve 10 bine yakın siyasetçi ve parlementeri tutuklatmış, "insan hakları rafa kalktı" söylemi ile de diktatör rejimini ilan etmiş oldu. 2015'ten bu yana devam eden bu tasfiye süreci bugün katliamlar, yıkımlar, sürgün ve Kürtleri bitirip kendi varlığını koruma sürecini devam ettiriyor. Bugün Kürdistan dağlarını kuşatmaya çalışıyor. Başurê Kurdistan bölgesini işgal ediyor, sınır ötesi operasyon adı altında Kürdistan'a bombalar yağdırıyor. Özellikle Avrupa Parlementosunda Êzîdî soykırımının tanınmasından sonra iki gündür üst üste Şengal’e saldırıyor, havadan bombalıyor ve birçok insanın ölmesine neden oluyor, fakat bütün dünya olup bitenleri sadece izliyor. Zaten Türk devleti aldığı uluslarası destek ile 'PKK' yi bitirme" konsepti ve işgal harekatınıda devam ettiriyor. Tam da geldiğimiz bu noktada çok iyi anlıyoruz ki Kürtlere 2. Lozan dayatılıyor, hemde bu defa daha derinleştirilen Lozan sürecini başlatmış olduklarını açık seçik görebiliyoruz. Peki yeni Lozan ile ne planlanıyor? 2023 yılında yeni yapılacak Lozan anlaşmaların da dünya devletlerinin tavırlarına bakılırsa tekerrür eden tarihin yine Kürtlerin yok sayılma ve tanınmama üzerinden geliştiğini görebiliyoruz. Önümüzde yalnızca 2 yıl olduğunu biliyoruz. Kendi kaderimizi bu 2 yılda belirleyeceğiz. Kuzeyde bitirmek istenen Kürtler, ayrıca zaten statüsü olan Başurê Kurdistan'ının bir kısmının işgali, oradan Rojava kazanımlarının ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Fakat bu kirli oyunları boşa çıkarabiliriz. Bunu yapabilecek 43 yıllık deneyimi ile profesyonelleşmiş Hareketimiz, politik ve askeri başarılarımız ve kadrolarımız vardır. Ortadoğu ve dünyanın muhtaç olduğu Önder APO ve onun karanlığı aydınlığa çeviren paradigması var. Bunlara yeterince bağlılık ve iradi eylemsellik bu oyunları boşa çıkaracaktır. Kürt halkının kurtuluş bileti Önder APO'nun ideolojik perspektifleri ve PKK'nin nin aydınlık yürüyüşüdür! Rojen Hesinkar |
YORUM GÖNDER