ANTİ NEWROZCULUKTAN NEWROZ HOCALIĞINA
Son zamanlarda geçmişin anti Newrozcuları bugünlerde birden bire Newroz’un akıl verenleri ve hocaları oldular.
Ortak noktaları Newroz’un bir Kürt bayramı olup olması üzerine kurulu olan saldırganlıktır. Güya Newroz farsça “nivroz, nevruz”muş bununda manası yeni gün imiş. Ve güya bu Newroz her yerde farklı kullanılırmış, baharı karşılamaymış, kimi yerde yumurta tokuşturmaymış. Özcesi böyle muş, maş, mış, mişli yazılar bugünlerde ne kadar da yazıldı ve halen de yazılıyor.
Hepsinin ortak noktası faşist bir hükümetin saldırgan, anti toplumcu, anti kültürcü, ant insani, sosyopat davranışlarının üstünü örtmektir. İlginç olan ise bu tip yazılar yazan tiplerin -ki bunların içlerinde kadınlarda vardır- geçmişte bir gün bile Newroz kutlamamış olmalarıdır. Bunların tümü geçmişte Newroz etkinliklerine katılmamış olanlardır. Hatta 1990’larda Newroz’u Kürt özgürlük hareketi kutladığında devletin yanında Newroz’a saldıranlardır. Şimdilerde ise Newroz’un gelişim seyrini güya bize anlatarak yeniden faşist devleti aklamaya çalışıyorlar.
Bu kişiler çok akıllı ve Newrozları bedenlerini ateşe vererek, onlarca can vererek bugünlere getirenler ise hafıza balıklı oldukları için bunları hatırlamayacaklardır. Tabi ki Kürt halkı ve özgürlük savaşçıları Newrozları kutladıklarında onlarca insanını katleden aynı devletin ilk kez 1991 yılanda bir genelge yayınlayarak “Nevruz, Türk Ergenekon Festivali” olarak kutlanma talimatı verdiğini hatırlamayacaklardır. Yine mücadele giderek geliştiğinde ve Newrozlar tümden direnişin ve birliğin ve yeniden direnişin bayramı haline geldikçe bu kez 1995 yılından sonra Diyanet İşleri Başkanlığı camilerde Nevruz Hutbesi okutmaya başladığını da hatırlamayacaklardır. Semra Özal’ın doksanların ortasında Diyarbakır’da 612 çifti toplu olarak evlendirerek tarihte M. Ö. 612 yılında Asurlara karşı geliştirilen direnişi gölgelemek ve hafıza karıştırma amaçlı işini de hatırlayamayacaklardır. Ne de olsa bunlar Kürt’türler. Ne de olsa bunları eskiden beri böyle idare ettik ve bugünlere getirdik. Bundan böyle de böyle olacağı için balık hafızalı olan bu halk ve insanlar hepsini yutacaklardır.
Türklerin, Türk devletinin Newrozlara ne kadar sahip çıktığı o şişko göbekli bakanların, askerlerin o çirkin içten olmayan zoraki gülüşlerinin yanı sıra o insana itici gelen gövdeleriyle yakılan çocuk ateşleri üzerindeki atlayışlarında bellidir. Ve bu devletin Newroz günlerinde ne kadar insan katlettiği ortadayken şimdilerde hem bu faşist devlet hem de barutu tükenmekte olan sözde böyle yazarçizerler Newroz’un bir Kürt bayramı olmadığını söylemeye özen gösteriyorlar.
Beyler, Newroz ister Kürtlerin ulusal bayramı olsun, ister olmasın bugün Kürtler kuzey Kürdistan’da bu bayramı yeniden gün yüzüne adeta kanlarıyla yazarak gün yüzüne çıkardılar.
Beyler çok uzaklara gitmeye gerek yok. Henüz yirmi yıl önce Şırnak’ta onlarca insanımız Newrozlarını kutladıkları için katledilmediler mi?
Beyler ya da hanımlar, Newroz gününde bedenlerini ateşe veren ne kadar özgürlükçü kadın ve erkeğin olduğunu biliyor musunuz?
“En iyi Newroz ateşi insan bedeniyle yanar” sözlerini sarf eden o dünya güzeli Zekiye Alkanları duymuş musunuz? Ya Ronahileri, ya Berivanları, ya Rahşanları ya…
Beyler bir halkın kendi diriliş günü, birlik günü, kardeşlik günü, eşitlik günü, direniş ve özgürlük günü olarak kabul ettiği bir güne bu kadar pervasızca saldırmak olsa olsa ruhlarınızda ki o gizli faşist duygulardan öteye bir şey olamaz.
Şimdide Newroz gününe dönük bir iki şey belirtelim: biz özgürlük savaşçıları olarak hiçbir gün ama hiçbir gün bile Newroz’u sadece ve sadece Kürtlerin bir bayramı olarak kutlamadık. Biz Newroz’u her zaman her yerde Ortadoğu’da yaşayan halkların özgürlük ve direniş bayramı, kardeşlik ve birlik bayramı olarak kutladık. Bundan böyle de bu kutlama tarzımız devam edecektir. Biz özgürlük savaşçılar olarak; Newroz’u sizin ve sizin o faşist devletin yaptığı gibi halkların ne kadar değeri varsa çalan, çırpan, kırpan, kendine mal eden, kültürel yayılma alanı olarak halkların değerlerine el atarak özünden boşaltan halk düşmanı tavırlar sergilemedik. Halkların değerlerine el uzatmadık.
Bunun için Newroz’u kutlarken öncelikli olarak Ortadoğu haklarının bu direniş, diriliş, kardeşlik, birlik ve özgürlük bayramını en içten dileklerimizle kutladık. Bundan böyle de böyle kutlamaya devam edeceğiz. Ancak dün Newroz düşmanlığı yapan bugünün Newroz hocalarına da geçit vermeyeceğiz.
Ş.KASIM ENGİN(ARŞİV)
YORUM GÖNDER