ULUSAL KAHRAMANLIK ÇİZGİSİ ZAFERE YÜRÜYEN KÜRDİSTAN HALKININ YENİLMEZ GERÇEĞİDİR (9.BÖLÜM)
Devrime Mazlumca Yaklaşmak Gerek
Demek ki doğru iş yapabilmek için öyle bir bilinç hamuru olmak gerekiyor. Bilgi edinmekten, onları bilince dönüştürmekten, Önderlik çizgisini anlamak ve özümsemekten korkmamak lazım. Ona dar yaklaşmamak gerekli. Sınırlı katılmamak lazım. Bu tür dar ve sınırlı yaklaşımlarla bu iş olmaz ama doğru katılım da yeterli katılım da mümkün. Mazlumca bu işlere katılmak da mümkün. Bu da bir insan duruşu, insan işi, hiçbirimiz diyemeyiz ki bu insanüstü bir durumdu. Farklı bir durumdu. O farklılık bizde yok, dolayısıyla biz de böyle olabiliriz.
“Bizim duruşumuz da çizgimiz de anlayışımız da kabul görmelidir. Buna da yer verilmeli” diyemeyiz. Böyle bir durumu tabi ki parti kabul etmiyor. Doğru değil. Çünkü öyle demek düşmanın dayattığı sömürgeci-soykırımcı yaşamın şu veya bu biçimde etkisi altında kalmak, onu bir biçimde sürdürmek demektir. Onlardan kopamamak demektir. Ona alternatif bir yaşamı bütünlüklü olarak oluşturamamak demektir. İşte orta yolculuk budur, arada kalmak budur. Bu tabi kabul görmez. Mazlum çizgisi bunu kabul etmiyor.
Mesela o DDKD’nin ismi daha sonra PPKK oldu. Sonradan gelişen bu isim benzerliği nedeniyle Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi onların programıyla PKK’yi yargılamak istedi. Çünkü PKK’nin programı ve tüzüğü ellerinde yoktu. Onunla yargılamak istediler. O kadar arkadaş içerisinde Mazlum Doğan bunu reddetti. ‘Bu bizim programımız değil’ dedi. Bunun üzerine hâkim ‘nasıl değil, işte PKK programı’ deyince ‘ben katıldığım partinin programını bilmeyecek kadar bilinçsiz, geri birisi miyim?’ dedi. ‘Nasıl bir programa katıldığımı bilmiyor muyum, o kadar habersiz sürüklenmiş birisi miyim? Bu bizim programımız değildir, bu programla bizi yargılayamazsınız, neyle suçluyorsanız suç isnadınızı getirin’ dedi.
Gerçekten mahkemenin biraz etkinliği olsaydı, buradan tüm davaları düşürebilirdi. Çünkü örgütsel yargılama bakımından yargılamak isteyenlerin ellerinde hiçbir şey yoktu.
Neyi söylemek istiyorum? Daha o zamandan Mazlum yoldaşın katılımının nasıl olduğunun bilinmesi açısından söylüyorum, çünkü bu önemli. Şimdi değil programı, örgütlerin adını bile doğru bilmiyorlar. Doğru telaffuz edemiyorlar. Çoğu arkadaşın kendi kimliklerinden haberi yok. Neye katıldığını bilmiyor. İşte bir yere katılmış ve gidiyor! Hem her şeye katılmış, hem hiçbir şeye katılmamış!
Demek ki gerçek böyle değil, böyle olmuyor. Böyle bir duyarsızlıkla tabi ki kahramanlık çizgisine doğru katılma ve başarıyla mücadele etme gerçekleşmez. Bunları doğru olanı öğrenmek, doğruları ortaya çıkartmak için belirtiyoruz. Doğruları ortaya çıkartmayı, öğrenmeyi somutluk üzerinde yapmak iyidir. Gerçekten de Mazlum kişiliğinin özellikleri nelerdi? Hataları, eksiklikleri yok muydu? Eleştirilmediler mi? Var idiyse ne kadardı, nasıldı? Hata ve eksikliğe nasıl yaklaşıyorlardı, doğruya nasıl yaklaşıyorlardı? Önderlik gerçeğine yaklaşımları nasıldı? Arkadaşlarla ilişkileri nasıldı, göreve yaklaşımları nasıldı, günlük çaba ve emekleri nasıldı?
DURAN KALKAN (HEVAL ABBAS)
YORUM GÖNDER