BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (29.BÖLÜM)
Haki Pir
Yaşar Öztürk (Abla)
Ağa Karakaya (Mustafa 1984 doğumlu- 18 Mayıs 2011)
katılım -24 Nisan 2012 Lice - Genç arasındaki bir bölgede Altı arkadaşıyla birlikte yaşamını yitirdi.)
Hiçbir yasa özgürlük yasası kadar değerli olamaz. (Bilge İnsan)
Dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt 1930 -19 Eylül tarihli Millet Gazetesi’nde “ Türk; bu ülkenin yegâne efendisi. Yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı demişti. Cumhuriyet dönemi; Türkiye projesini etnisitenin tehlike refleksleriyle rafine etmişti. Bu yüzden de kendisinden olmayan ırk, onun düşmanı haline gelmiştir. Ve gelecek için en büyük tehlike olarak şekillenen devlet aklı da bu paranoyalarla büyüdü. Bu tehlike paranoyasının yarattığı yıkım bugünün parçalanmış toplumlarını da yaratmış oldu dersek yanılmış olmayız.
Hikâyesini anlattığımız Ağa Karakaya ( Mustafa ) Türkmen Kereze Aşireti’ne mensup bir aile. Tam olarak Çermik’e ne zaman geldiklerini bilmiyorlar. Osmanlının başlangıç dönemi ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren Türkleştirme amaçlı iskân politikası onların bu bölgeye yerleşmesini sağlamış. Mustafa’nın annesi; oğlunun vurulması ve bu görüşmeden yedi ay önce de eşini bir silahlı saldırı sonucu kaybettikten sonra ruh hali çok bozulmuştu konuşamadık. Mustafa’nın hikâyesini Ablası Yaşar’dan dinledik. Yaşar Anlatıyor Ağa ismini dedem koymuştu, dedemin ismiydi bu aynı zamanda. Yiğit anlamına geliyor Ağa. Torununun da kendisine benzediğini düşünüyordu. Mustafa’nın da ismini Ağa koymuştu. Kimlikteki ismi Ağa’dır. Biz ona bazen Mustafa bazen de Ağa derdik. Türkmen bir aileyiz. Aşiretimizin ismi “Kereze”dir. Nerden geldiğimizi tam olarak bilmiyoruz. Azerbaycan ya da Kerkük’den geldiğimizi söylüyor atalarımız. Yaklaşık 500 yıllık bir geçmişimiz var. Çermiğin gerçek yerlisi Türkmenlerdir. Köylüler ya Zaza ya da Kurmançtır. Çermiğin şehir merkezi otuz yıl önce çoğunluğu Türkmen’di. Buradaki Türkmenlerin büyük bir kısmı ekonomik nedenlerden dolayı İzmir, İstanbul, Adana ve Mersin’e göç ettiler. Eskiden Türkmenler şehir merkezinde hakkim olduğu için köylülere zulüm ve baskı uygularlarmış. Benim dedem köylülere zulüm edilmesine karşı çıkarmış. Bizim aşiret eskiden burada kalabalıktı. Ancak aşiretimizin büyük çoğunluğu büyük şehirlere göç etti. Burada on ev varız ya da yokuz. Bizim aile genelde memurlardan oluşur. Beş çocuklu bir aileyiz. Ailenin ekonomik durumu orta halidir. Babam yedi ay önce vefat etti. Babamın ölümü normal bir ölüm değildi. İki arkadaşıyla birlikte arabanın içindeyken Çermik çıkışında silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Onların kimler tarafından öldürüldüğünü bilmiyoruz. Ancak devletin parmağı olduğuna inanıyoruz. Ama tam olarak bilmiyoruz. Ailemizin düşmanı yoktu. Tarih boyunca ilk defa bizden biri silahlı bir saldırı sonucu öldürülüyor. Çermikte kan davaları var. İnsanlar birbirlerini öldürse bile bunu açık açık yaparlar. Mustafa (ağa)en çok erkek kardeşim zaferle birlikte gezerdi. Okulda çok çalışkandı. Öğretmeni bizim akrabamızdı. Onun okumasını çok istiyordu. Ağa çok yaramaz bir çocuktu. Abisi zaferle birlikte çocuklarla kavga ederlerdi. Yaramaz olduğu kadar da zeki bir çocuktu. Mustafa(Ağa) nın değişmeye başladığı dönem üniversite oldu. Bütün ailenin fedakârı Mustafa idi. Kızların okumasını çok isterdi. Kızlara çok değer verirdi. Ailenin bütün fertleri sofraya oturmadan sofraya oturmazdı. Ve en son o sofraya otururdu. Bir lokma ekmeği bile paylaşırdı. Onunla abla kardeş gibi değil iki arkadaş gibiydik. Bazen benimle birlikte yemek yapardı. Yemek yapmayı severdi. Kız çocukların okumasını çok isterdi. Liseyi bitiren kızların üniversite sınavına girmeleri için onları topluca Diyarbakır’a sınava götürdü. Kızların okumasını gerektiğini düşünüyordu. ‘doğunun kaderini onlar değiştirecek’ derdi. Mustafa üniversiteye gitmeden önceki hali ile sonraki hali arasında dağlar kadar fark vardı. Üniversiteden önce Mustafa sessiz ve sakin bir çocuktu. Daha sonra sosyal biri olmuştu. Erzincan üniversitesine gittikten sonra Kemal Pirl’e (Diyarbakır cezaevinde ölüm orucunda yaşamını yitiren Türk kökenli PKK’nin kurucularından) ilgili bir kitap okumuş, ondan çok etkilenmişti. Türk olduğu için Kürt mücadelesine soğuk bakardı. Ancak o kitap onun hayatının dönüm noktası olmuştu. Devrimciliğe Kürt mücadelesine tutku derecesinde bağlanmıştı. Erzincan üniversitesinde onu tanımayanlar bile “Ağa” diye biri varmış diye araştırır, gelip onunla Haki Pir Başka dilde anne olmak 180 tanışırlarmış. Biz bunu daha sonra üniversitede birlikte okuduğu Erzincan‘daki arkadaşlarından öğrendik. Ağa daha küçükken aşiret ilişkilerini sevmiyordu. Hatta bazen buradaki aşiret çocuklarıyla kavga ederdi. Çocukken de çok cesaretli bir çocuktu. Ağa’nın siyasete ilgisinin kökleri babamla başlamıştı. Benim babam 80’li yıllarda devrimciydi. Zaten o zaman bütün Çermik devrimciydi. Babam, Marksizmi ve Sosyalizimi iyi bilirdi. Necmi öner (Diyarbakır cezaevinde üç arkadaşıyla birlikte kendini yakanlardan biri.) ile birlikte siyaset yapmışlar vaktiyle. Ancak babamın devrimciliği o zamandan kalmıştı. Bize zaman zaman Necmi Öner’i anlatırdı. Babam devrimciliği yaşam tarzı haline getirmemişti. Sıradan bir yaşamı vardı. Ancak Mustafa öyle değildi. Devrimcilik onun yaşam biçimiydi. Bizim bütün aileyi etkileyen Mustafa’dır. Özellikle kadınlara olan yaklaşımı herkesten çok farklıydı. Buradaki insanlardan çok farklı davranırdı. Kadın erkek eşitliğini yaşamında da uygulardı. Buradaki bütün gençler Mustafa’dan etkilenmiştir. Mustafa dağa gittikten sonra on genç Çermik’ten gerillaya katıldı. Mustafa dağa gitmeden önce iki kez cezaevine girdi. İki dosyada toplam 15 yıl ceza almıştı. Dosyası yargıtaydaydı. Kardeşim 18 Mayıs günü dağa çıktı. 18 Mayıs Hakki Karer ve dörtlerin ölüm yıl dönümü idi. Mustafa bu tarihi özellikle seçmişti. Kardeşim ile birlikte üç kişi katılım yapmıştı. Bu olay Çermik’te büyük bir yankı uyanmıştı. Kod ismini kendisi seçmişti. “ Haki Pir” (Hakki Karer de tıpkı Kemal Pir gibi Türk kökenli örgütün kurucularındandır) dağdaki kod adıydı. Onun cenazesi öyle bir kalabalıktı ki Çermik’te sanki devrim olmuştu. Emniyet bizi tehdit etmişti dağılmamız için. Fakat kimse dinlemedi. Mahşeri bir kalabalıkla cenazeyi defnettik. İnancı kadar duygusal bir bağı da vardı bu örgütle. Yaşanan her acı onun yüreğini dağlıyordu. Ölenler için dahi bir şeyler yapabilir miyim diye düşünürdü. Şırnak’ta 12 gerilla kimyasalla öldürülünce Mustafa çok etkilenmişti. Eğitimsen (sendika) bahçesine arkadaşlarıyla 12 fidan dikmişlerdi. Mustafa, şehirde artık yapacağı bir şey kalmadığına inanmıştı. Duygusal bir talep değildi. İnancı ve sorumluluğu neyi gerektirdiyse onu yaptı. İnandığı gibi yaşadı. On bir ay gerillada kaldı. 24 Nisan 2012 yılında Lice’de çıkan bir çatışmada beş arkadaşı ile birlikte şehit düştü. Vücudunda çok sayıda mermi vardı. Özellikle helikopterden yapılan ateş sonucu vücudu çok hasar görmüştü. Mustafa bu davayı sevdiği için biz de bu davayı seviyoruz. Mustafa, Apo’yu çok seviyordu. Mustafa’nın sevdiği biri varsa bizde onu severiz…
Eylül 2013 Diyarbakır/ Çermik
MÜRSEL YILDIZ & İBRAHİM ALP
YORUM GÖNDER