NASIL YAŞAMALI? II CİLT-165.BÖLÜM
Milyonların Yüreğinde Korkunç Yer Etmeyi Becerdim Ama Sizin Sevenleriniz Az
Kendimi nasıl böyle önder kıldım? Çoğunuzu nasıl böyle etkileyebiliyorum, sürükleyebiliyorum? Tabii ilkesi, pratik planı, taktiği vardır. Öyle kendiliğinden bu işlere sevk edilmiyorsunuz. Size kalsa kırk türlü davulcuya zurnacıya varırsınız. Bunların hepsini nasıl engelledik? Bu büyük bir plan, taktik işidir. Bu hakkı da bana veriyorsunuz sanıyorum. Çingene çadırında yaşayacağınıza veya evden her kaçtığınızda davulcuya, zurnacıya varacağınıza birtakım ilkelere, birtakım yaşam seçeneklerinin yüceliğine varın. Ben bunları da önünüze koyuyorum. Zaten onun için kaçmıyorsunuz veya anlamsız bir kavgayı bana dayatamıyorsunuz, çekiniyorsunuz. İddialar, tespitler, ilkeler büyük. Bir de önünüzde bunu başaran örnek bir militan kişilik var.
Nasıl aşacaksınız? Biri aşsın, ben ona her türlü önderlik hizmeti yapayım. Yaşamı daha geliştirsin, düşünce gücü, duygu gücü daha yüce olsun, insanları kazanma gücü, yine savaşı yürütme gücü daha akıllıca olsun, neden bağlanmayayım, neden önderlik olarak geliştirmeyeyim? Bu önderliği bile istemediğim halde, zorlukla bana yüklendiği için yapıyorum, daha iyisine kimse güç yetiremediği için yapıyorum. Yoksa benim tarzım daha çok çalışan tarzdır. Önderlikten ziyade militan tarzıdır. Veya militanlıkla önderliği birleştiren tarz oluyor. Daha başka yönleri de var. İncelemeyi bilmelisiniz. Kitaplardan anlayamıyorsanız, fazla ilerleyemiyorsanız, bizim yaşam tarzımız son derece öğreticidir. Buna bakarak bile önemli gelişmeler kat edebilirsiniz. Örneğin insanı, kendinizi dönüştüremiyorsunuz, etkileyemiyorsunuz. O zaman biraz benim gibi yapın. Her gün başınızdayım, her şeyi adeta filme aldım, biraz uygulayın. Her şeyiyle benim gibi olmak mümkün olmayabilir. Belki, beni aşarsınız da şu aşamaya kadar mümkün değil, ama iyi bir militan olarak takip edebilirsiniz.
Bir militanın gücünü küçümsememek lazım. Militan bir komutandır, bir komutan da pratik önderdir. Büyük bir değer ifade eder. Hiç olmazsa öyle olun. İnsanları büyük etkileme, büyük örgütleme, büyük ele almaktan neden üşeniyorsunuz, neden bunu başaramıyorsunuz? Neden hiç iddianız yok? Örneğin insanları etki sahasına çekmek, kazanmak bende korkunç bir histir. Kendimi lime lime ediyorum bunun için ve bu en güzel eylemdir. İnsanı kazanmaktan daha değerli bir insani çabaya tanık olunamamıştır. Ve insana en değerli çabayla karşılık vermek de ancak devrimle, devrimin de en anlamlısı, onun bu kadar kapsamlı bir ifadesine ulaşmak, onu temsil etmekten geçer. Biz bunu yapıyoruz. Yeterince anlayamadınız mı?
PKK'liliği böyle anlasaydınız (biraz da büyüklüğünüz var veya bu büyüklük PKK büyüklüğüdür, onu yaşamaya çalışıyorsunuz), böyle yaşamış olsaydınız, temsili tam yapsaydınız, gerçekten üstün veya insanın hizmetinde, onun sorunlarına kesin çözüm olan, gerçek bir parti önderi olurdunuz. Bu mümkündür. Yolu, yöntemi de yok demeyin. Çok açık, yol önünüzde. Zor olan uzağında kalmaktır. Bizim tarzımızın ne kadar çekici olduğunu görmüyor musunuz? Ne kadar insanı kazandırıyor ne kadar etkiliyor ve siz buna ne kadar muhtaçsınız? Örneğin sevgi istiyorsunuz, bakın halk beni nasıl seviyor. Milyonların yüreğinde korkunç yer etmeyi becerdim. Sizin sevenleriniz ise az. Çok sevilebilirsiniz, zaten bunun imkânını size veriyorum. Ama siz kendinizi sevgisizliğe mahkûm ediyorsunuz. Neden? İşte hâlâ partiye, yaşama gelememe, kendini dayatma gibi eleştirdiğimiz birçok yan, sizi sevgisiz yapıyor. Ne bir seveniniz ne bir sevileniniz var ne seviyorsunuz ne de sevebiliyorsunuz. Bencil ve egoistsiniz.
Kürt gerçeğinde sevgi, kanlı-bıçaklıdır. Sevgi, kanlı-bıçaklı olur mu? Ama bizde düşman bu düzeye kadar indirgemiş, bizi vahşileştirmiştir. Onun nasıl giderilmesi gerektiğini büyük sevgi devrimiyle kanıtladım. Benim kendimi çok sevdirmeye ihtiyacım yok. Zaten geri insanların sevgisinden de fazla hoşlanmıyorum. Ama sevgiyle insanın yüceleştiğini bildiğim için, “varsın halk sevsin” diyorum. Ve daha da geliştirmek gerekir. Biraz kişilikle, biraz bizi anlamakla, özümsemekle bu olur. Zordur tabii. Bir de bizim taklidin kötüsünü yaparak, hatta bizim gücümüzü, etkimizi en kötü biçimde kullanarak kendinizi insanlara dayatıyorsunuz. Kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüğü yapıyorsunuz ki, buna eskiden günah derlerdi. Bizi taklit ederek, bizim etki gücümüzü insanların üzerine kötü yorumlayarak uygulamak zındıklıktır, münafıklıktır. Yapmayın! Bizden örnek alın, bizi temsil edin, hatta bizden daha iyisini de yapın. Varsın her iyilik sizin olsun, ama bunun emekle bağlantısı var, bir tarzla, üslupla dile getirilmesi gerekir. Yoksa eski Kürt tipiyle, hain, gafil tiple veya çok deli dolu, çılgın, soytarı, serseri tiple sizin bir sevginiz, saygınız herhangi bir insani yaklaşımınız olmaz.
Ben etkilemeyi sizin gibi mi yapıyorum? Mantık ne kadar görmüyor musunuz? Yürek işi, esneklik, diğer yandan ilkeye bağlılık nasıl iç içe. Belki eksikliğim olabilir, ama takip ne kadar amansız? Her zaman işin üstünde olunmalı, işin başında olunmalı. Gücüm her şeye yetmeyebilir, ama imkân dahilinde de elden geleni müthiş sergiliyorum. Bunlar çok açık ve biraz saygınız varsa, kendinize yedirmeniz gereken militanlık özellikleridir.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER