TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (95.BÖLÜM)
Halkın devrime kalkması önemlidir. Çünkü işin içinde kan ve işkence vardır. Yanlış bir kararın ve yetmez bir devrimciliğin Kürdistan tarihinde nelere yol açtığı ve bizi ne hale getirdiği iyi bilinmektedir. Bunun sorumlusu biz olmamalıyız. Bizim önderliğimiz altında oynanması gereken tarihsel ve güncel rol, halka alabildiğine işkence çektirip çok kan döktükten sonra, pılını-pırtısını toplayıp dört bin yıllık yurt topraklarını boşaltmak değildir. Bu içine düşülebilecek en vahim durum olacaktır. Bazılarının böyle yaptıklarına bakmamak gerekir. Onlar bu işin önderleri değildir. Onlar haindir, düşmanın işbirlikçileridir. Onlara söylenecek söz çok daha farklıdır. Ama halkımızın evlatları olarak bütün arkadaşlarımızın bu işe samimiyetle giriştiklerine inanıyorum.
O zaman tarih bilincinizi ayaklandırın. Kendi gerçeklerimizi gözünüzü dört açarak görmeye çalışın. Kendinizi halkımızın kurtuluş davasına adıyorsunuz. Bu varlığını adamayı önderlere yaraşır bir düzeye çıkarın. Bunun dışındaki bir tutumla, bize dayatılan özel savaşa karşı başarı sağlamak bir yana, halkımızın tarihten silinmesini bile önleyemeyiz. Aynı biçimde doğrulanan, oldukça açığa kavuşan ve ulaşılması artık pek zor olmayan önderlik görevlerimize bütün gücümüzü verirsek ve her an bu tutumun sürdürücüsü olursak, özel savaş son sınırına kadar götürülse ve dünyanın tüm gericiliği karşımızda birleşse bile, devrimde zaferi yaratmamız işten bile olmayacaktır. Bizi bile yerle bir edebilecek küçük bir dava ile yetinerek, bu tutumumuzun başına büyük belalar getirmek ister misiniz? Bu tutumunuzun böyle bir anlam taşıdığını gerçekten hala anlamamış mısınız? Sözünü ettiğim olumsuz tutumlardan sadece ufak bir tanesi bu zaferimize gölge düşürebilir. Bunun böyle olduğunu kendiniz de görüyorsunuz. Bunun için ısrarla ve üstelik defalarca vurguluyorum: Bu yetmezliklerin hepsini devrimci yetki ve üslupta ve vuruş tarzında bu düzeyde yaşamak bir yana, ufacık bir yetmezliğin ortaya çıkması durumunda bile doğruyu dayatmazsanız, hiç hak etmediğimiz ve layık olmadığımız bir biçimde, harcadığımız bunca çabaların boşa akmasına neden olacaksınız.
Devrimciliği öğrenmek ve bizim önderliğimiz altında görev almak istiyorsanız, ancak bu temelde alabilirsiniz. Yoksa görev almayın, gaflete düşmeyin. Sık sık her yönüyle bu değerlendirmelere başvurun. Kulaklarınız sağlamsa, gerçeği tamamen duyacaktır. Yine çözümsüz kaldığınız türünden şeylerin sözünü etmeyin. Çünkü bu konuda azami duyarlılığa ve çözüme ulaşılmıştır. İrade sizindir, karar vermek sizin görevinizdir. Korkak değilsiniz. Öyle inanıyorum ki, günümüz dünyasında en fedakar ve en cesur bir çizgide yürüyorsunuz. Bunların işleyişe kavuşturulmasında başarı sağlarsanız, bu işlerde kolaylıkla yürüyen önderler bile olabilirsiniz. Bizim onayladığımız devrimcilik böyledir. Bizde dayatılması gereken devrimcilik böyle olmalıdır. Bizden bile hesap soran devrimcilik vardır. Şu ya da bu yetmezlikle ilerde çeşitli rahatsızlıklara yol açmak ve bunu en kahredici provokasyonlara zemin hazırlayacak ölçüde ilerletmek, bize dayatılacak devrimcilik olamaz. Ne biz buna layığız, ne de sizden böyle bir şeyi dayatmanızı bekleyebiliriz. Bazıları böyle davranacaklarına ilişkin söz verdiler ve kendilerine güvendiklerini söylediler. Maalesef bunların sözünün eri olmadıklarını gördük. Biz verdiğiniz sözlere değer biçtik. Biz kendi sözümüzün eri olduğumuz gibi sizin de sözünüzün eri olabileceğinize inanıyoruz.
Dolayısıyla bugün eleştirdiğimiz birçok yoldaşımızın durumu böyledir. Bunlar söz verdiler, ancak gereklerini yerine getirmediler. Bizde söz vermek yiğitlerin işidir. Sözlerimize neden bağlı kalmayalım? Hayır, sözümüze bağlı kalacağız. Bir yoldaşımız söz vermişse, sözünün tersini yapabilir mi? Verilen sözü kabul etmek, yoldaşlık anlayışımızın gereğidir. Bunun tersini düşünemeyiz. Sözle oynanmasını ve verilen sözün tersinin yapılmasını düşünemeyiz. Bu yoldaşlık yaklaşımımıza ters düşen bir şeydir. Bazıları son derece kurnaz ve aldatıcı olsalar bile, biz yoldaşlık süresi boyunca kendileriyle yaşam birliği ettikçe, mutlak anlamda sözlerimize değer biçeceğiz. Onlar başka türlü söz vermişlerdir. Bu önemli değildir. Biz yine sözümüzün eri olmasını bileceğiz. PKK’de bunu yaşamıyla ödeyenler ve gereklerini yerine getirmek için eşine ender tanık olunan direnişler sergileyenler vardır. PKK bu tutumu sürdürecektir. Partimiz sözünün eri olanların örgütü olmasını bilecektir. Bunun da tam tamına bizde zafere giden devrimciliğe bağlı olmak ve kendini her gün, ona bütün yönleriyle katmak anlamına geldiğini bilerek hareket edecektir.
Biz böyle bir devrimcilikte ısrarlıyız. Sizin de bu temelde bir devrimcilikle ortaya çıkmanıza ve görev omuzlamanıza sonuna kadar varız. Bu tarzda kazanacağımızdan kuşkumuz yoktur. İlk gün de böyleydik, bugün de böyleyiz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER