TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (64.BÖLÜM)
Devrimciler bu konuda kendi yaşantılarında çirkin kusurlar işlemez ve ciddi hatalar yapmazlarsa, komplolara gelemezler. Devrimcilerin komplolara düşmeyeceklerini söylemiyorum, düşebilirler; biz de çokça düşürülmeye çalışıldık. Ama önemli oranda başarılı çıktık. Bu hepimiz için geçerlidir. Kendi devrimci yaşantınıza özen gösterirseniz -ki bunun koşulu da sağlam bir ideolojik, politik ve örgütsel formasyondur, günlük tedbirlere dayalı yaşamdır- komploları boşa çıkarabilirsiniz.
Devrimci, ergeç, şu ya da bu alanda vurulabilir, ama çok şeyler kurtararak bu sonuca gidebilir. Çok şeyi kurtararak, çok şeyler geliştirerek ve büyük başarılar sağlayarak ölüme gidebilir. Bu da bizim için az bir kazanım değildir. Kendisiyle oynayan, kendi kendisini kuşkuya düşüren, tedbirli davranmayan, kendisini kararlı kılmayan, ikircikli davranan, her türlü bozgunculuğa alet olabilen ve güçlü bir çabanın sahibi olmayan bir devrimci, elbette ufak bir provokasyon ve basit bir sızmayla yerlebir olur. Bu nedenle sağlam bir militan kişilik çizen, günün yirmidört saati boyunca pratiğine egemen olan ve bunu da sürekli olarak partinin temel ideolojik ve politik doğrultusunda sürdüren bir adam kolay kolay yutulmaz, kolay kolay oyunlara gelmez. Çare budur. Nitekim ben, kendi pratiğimde doğruları esas aldım. Bu bütün savaşım boyunca gösterilmesi gereken bir tutumdur. Yalnız düşmanın bu tip sızmalarına karşı değil, özel savaş birliklerine, çevik kuvvetlere, vurucu timlere, “korucular”a, istihbarat birliklerine, jandarmaya ve polise karşı gösterilecek tutum da bunun daha geliştirilmişidir.
Düşman güçlerinin hepsi böyle sızma değildir. Düzen kuvvetleri çeşitli özel savaş birlikleri ve taktikleriyle üzerimize gelirler. Bunlara karşı yürütülmesi gereken savaşı da kendi kurallarımıza göre yürütmemiz gereklidir ve bu yaşamsal önemdedir. Bu anlamda savaş bir bütündür. Savaşın kuralları vardır. Kendi içinde örgütlülük esastır. Bir kere yoldaşlarınızla da çok iyi örgütlü olacaksınız, doğru bir yönetiminiz olacak. Günün yirmidört saati tedbiri elden bırakmayacaksınız. Taktiklere egemen olacaksınız. Nerede ne kadar hedef konulmuştur, ne kadar gerçekçidir, olumlu ve olumsuz yönler nelerdir, bu hedeflere nasıl varılacaktır? Bütün bunlar saptanmış olmalıdır. Bu konulardan birini yapıp, öbürüne ulaşmamak başarısızlığa götürebilir. Devrimcilik öyle bir olaydır ki, hiçbir hatayı, özenli olmayan hiçbir davranışı affetmemektedir.
Dürüst ve yetkin olacaksınız, oldukça tedbirli olacaksınız ve bunu bütün yaşantınıza egemen kılacaksınız. Kendinizi bu konuda aldatmamalısınız. Bu tür yönelimler ürkütücü de gelebilir, kuşkuculuk ve güvensizlik gelişebilir. Bu çok tehlikelidir ve oldukça saptırılmış bir yöntemdir. Herkesin herkesten kuşkulanması düşmanın istediği bir şeydir. Bu, cesaret bile edilmemesi gereken bir tutumdur. Panikçi bir ruh haliyle mücadeleye yaklaşmak, mücadeleyi kaybetmek demektir. Biz, birçok alanda gösterilmesi gereken güveni ve cesareti göstermeseydik, çok şey bitmiş olurdu. Bu tür tutumlar çok şey kaybettirir ve kişileri tükenişe götürür. Gelişmelere sağlıklı yaklaşmayan birisi, gerçek tehlikeyi bilmez ve ona uygun tedbirler almaz. Bir tehlikeyi görünce paniğe kapılır ve herşeyi alt üst eder. Parti bunlarla gelişmez. Bu tutumların fazla bir yararının bulunmadığı ortaya çıkmıştır.
Ne tedbirsiz olmak, ne de tedbir alma görünümü altında her şeyden kuşku duymak ve her şeyi işlemez duruma getirmek değil, tersine her şeyi yerli yerine koymak önem taşımaktadır. Bizim bu konudaki pratiğimiz aynı zamanda önemli oranda bu istihbarat faaliyetlerine çok cesur bir karşı koyuştur. Biz sadece düşmana karşı değil, dostluk kisvesi altında insanlara boyun eğdirme veya kendi politik yörüngesine çekme girişimlerine karşı da cesaretle mücadele ettik. Bu da en az düşman cephesi kadar önemlidir. Buna karşı, dostluğu doğru tarzda dayatmamız PKK’ye çok şey kazandırmıştır. Bugün TKP pratiğinde görüldüğü gibi, ya kabak çiçeği gibi kendisini açıp, düşmana sunma ya da sözümona gizlilik adına 50-60 yıldır gerçekte tam bir polislik örgüt yaratmanın ne kadar tehlikeli sonuçları olduğu gözönüne getirilirse, bu konuda PKK’nin pratiğinin zafer olduğu görülecektir.
Çünkü hem uluslararası komünist harekette, hem de ulusal kurtuluş hareketlerinde çokça görülen ve gizlilik adı altında gerçekte sızmaların bir kanalı haline gelme yerine, bizim, kendine güvenen, elden geldiğince tedbirlerini alan, ama açıklığı sürekli esas alan ve görevlerinin üzerine böyle giden tutumumuzun oldukça çok sayıda devrimciyi ortaya çıkardığı ve düşmanın taktiklerini etkisiz hale getirdiği çok açık bir biçimde ortadadır. Çok az devrimci hareket bizim gibi davranabilmiş, bizim gibi sonuç alabilmiştir. Kuşkusuz eksikliklerimiz de vardır. Üzerinde daha çok düşünüp, doğruya yaklaşmamız gereken yönler vardır. Ama sağlam ve doğru bir temel atılmıştır. Parti kadroları ve bütün parti çalışanları olarak, bu yönlü sağlam temel üzerinde yürümesini bilelim. Bu konuda kendimizi yetkinleştirelim. Bu temelde düşmandan ve hatta dostlardan gelebilecek zararları önleyelim. Kendi azami gelişmemizi bir de parti ortamının doğru aydınlatılmasına, bu sızmalar ve provokasyonların açığa çıkarılmasına uygun hale getirelim. Parti zeminimizi, bütün mücadele zeminini ve mevzilerimizi böylece sağlamlaştıralım.
Daha güvenli yürüyelim, daha az kayıpla karşılaşalım, yoldaşlarımızı koruyalım ve geliştirelim. Bu temelde partinin güvenlik politikasını, onun ideolojik ve politik hattına kararlılıkla bağlı örgütlere kavuşturma ve örgütlenmeyi bütün düşman engellemelerine karşı kararlılıkla sürdürme konusunda gerekli adımları atalım. Kendi mensuplarına karşı olabildiğince açık ve net davranan, onları açık ve net olmaya çağıran, bu konuda dostlarını yanlış beklentiler içinde tutmayan, onları da önderliğe, doğru tabi tutmak için özen gösteren, böylelikle partinin stratejik ve taktik hattına bağlanmış bir disiplin anlayışı temelinde çalışan kadro ve ona bağlı halkın önder gücü olarak yürüyelim. Şimdiden görüldüğü gibi güvenlik politikasının bu temelde geliştirilmesinin ileride de azami başarılara yol açacağını bilerek kusurlarımızdan arınalım. Hepimizin çokça muhtaç olduğu yetkinleşmeyi ve güçlenmeyi sağlayalım. Eksik ve hatalı yaklaşımları aşalım. Hiçbir yüzeyselliğe kaçmadan ve kendini tek yanlılık içinde tutmadan, partinin komple yaklaşımını sürdürelim.
Öyle inanıyorum ki, partimize dürüstçe bağlı hiç bir öğemiz, bizim yöntemlerimizle bu iş ve tutumlar içinde bulunamaz. Bu konuda asla herhangi bir kılıf da hazırlayamaz. Parti güvenliği sorunu hassas bir sorundur. Ben bu konuşmamda bunu biraz açmaya çalıştım. Militanlarımız bunun üzerinde daha kapsamlı düşünmeli ve kendi pratiğine uyarlamalıdır. Kendileri için azami sonuçlara ulaşmalıdır. Tekrar vurgulamalıyım: Bu konuda yapılacak hatalar sanıldığından daha fazla partiye ve arkadaşlarımıza zarar vermektedir. Bu konu öyle fazla özeleştiri de götürmemektedir. Çünkü güvenlik sorunu, en çok dış düşmana karşı savaşın yoğunlaştığı bir alandır. Hatta özeleştiri fazla söz konusu olamaz. Birkaç hatayı ısrarla tekrarlayan kişi derhal yargılanır. Yani bu en çok hassas olmamız ve en çok dikkat etmemiz gereken bir husustur. Bundan sonra inanıyorum ki, arkadaşlarımız ellerinden geleni yapacaklardır.
Daha çok aydınlanmış ve daha çok güvenliğe kavuşmuş bir parti içinde, görevlerine daha fazla egemen olmuş bir devrimciliği başarıyla sergileyeceklerdir.
eylül 1989
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER