KÜRT AŞKI-20.BÖLÜM
Tekrar söyleyeyim: PKK baba ocağını geliştirenlerin değil, emekçilerin, yaşamaya hakkı olanların ocağıdır. Bir halkın en insani hakkı olanı temsil ediyoruz. Neden katılımda tereddüt geçireceksiniz ki? Yarım yamalak, kör-topal, yenilgili tarzları artık aşın. Aslında temel hatanız; iddia yetersizliği kadar, tarzın tutarsızlığından ileri gelmektedir. Çoğunlukla da düzen tarzları, düzenin kişiliklerinizde yarattığı geriye çekme, bu sonucu doğuruyor. İhtilalcılık bunu anında kesmektir. Yoksa hep böyle geriye çekilirsiniz. Geriye bu kadar çekilen de ilerleyemez. Artık anlamak zor değil. Halkın çocuklarısınız, halk adına bazı değerlere kesin sahip çıkmaya açıksınız. Niyet itibariyle böylesiniz. Ama düzenin beyninize, yüreğinize verdiği çözücü ve iddiasız geri çekiştirici, tereddüde, muğlâklığa düşürücü, zehir mi desem, afyon mu, o muğlâklaştırma nedenleri sizleri bu duruma sokmuş ve bu da bütün başarı imkânlarının ortadan kalkmasıdır.
Hayretler içindeyim; bir günümü bile inceleseydiniz, çoğunuz destanlar yazardınız. Düzenden, baba ocağından kalma hikâyeleri, gelenekleri dinleye dinleye, kendinizi de bizi de zor duruma soktunuz. Bütün bunlara rağmen, “ille gelin benimle yürüyün” diye, rica etmiyorum. Dayanmayan rahatlıkla geri çekilebilir. Benim isyan ettiğim, bir yandan “karasevdalıyız, bağlıyız” deyip, bir defa da değil, ihaneti sürekli bir tarz diye bize dayatmanızdır. Yüceliğe davet ediyorum. Evet, sizleri yüceltmek istiyoruz. Tarz bende yakıcıdır. Sizleri bu işin büyüyen bir savaşçısı, militanı, komutanı kılmak istiyoruz. Başka türlü 17 yaşındaki Leyla gibi de olamazsınız. O bir trajik kahraman. Sizler ise komik olup çıkarsınız. Çünkü işler ciddi. Leyla komik olacağına trajik olmayı esas aldı. Elbette ki, kahramancadır. Nasıl erkeklersiziniz? Yenilenmezseniz, erkekliğinize beş metelik değer vermem. Bir yoldaşımız bir türlü PKK’ye, Önderliğe gelememesinin tarifi olarak, erkekliğini sürdürmek, zürriyetini geliştirmek istemiş. Ama PKK içinde bunun imkânını bulamadığı için de büyük öfke duyuyor. O gün bugündür neden zırnık kadar doğru bir pratiğe yaklaşmadığını izah etmek istiyor. Belki ileride bunu büyük bir edebi yapıta dönüştürürüz.
Maalesef bu erkekliği size yaptırtmayacağım. Bazı gerçeklere artık saygılı olmayı bilelim. Netleşen ilke ve uygulama esaslarında yoğunlaşacaksınız. Bunu da zorlama biçiminde değil, can-ı gönülden, yüzyılların hasreti biçiminde, beyninize yüreğinize yedirerek yapın. Özümseme işini sonuna kadar, düşmanı yerle bir edecek ve özlenen yaşamı gerçekleştirecek, her türlü savaşımı başaracak kadar yoğunlaşma işini kendinize yedireceksiniz. Önderlik yoğunlaşma işinde sınır tanımamaktır. Her el atışında mutlak başarı değil midir? Bu an’ın yoğunlaşma düzeyiyle bağlantılıdır. Bizde temsil edilen önderlik nereye giderse gitsin, yeter ki nefes alıp versin, mutlak başarır. En inanılmaz koşullarda bile biz başardık. Şimdi biz de insanız, gökten taş da düşer, fiziki olarak imha oluruz, ama yaşıyorsak fiziki olarak da başarırız. Yüzyıllarda yaşarız. PKK’de çirkin bir oyun oynanıyor. Düşmanın bile artık çokça diline doladığı ve umut bağladığı bir oyun. Biz çeşitli önderliklerin yaptığı gibi zoraki yöntemlerle değil, yoldaşça, iknayla sizlere yükleniyoruz. Bunun artık bu partiden tasfiye edilmesini, bunun için gerekli yoğunlaşma düzeyini yakalamanızı ve her şeyden önce, bütün yaşamın esası olarak, tek yaşam gerekçeniz olarak, kesin ve sürece yayılmaması biçiminde, emirden anlıyorsanız emirle, ricadan anlıyorsanız ricayla, gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz.
Çünkü yaşam tehdit altında, her şey zor kazanılmış ve düşman an’ı anına yok edip elimizden almak istiyor. Düşmanı durduracak olan ancak bu yoğunlaşma düzeyidir, yani Önderlik gerçekliğidir. Canlar gidiyor, sizler gidiyorsunuz. Sizde hiç ana yüreği de mi yok? En değerli varlıklar bu kadar giderken, insan duyarlı olmaz mı? Partimiz içindeki yoldaşlar, değerler, bir halkın tek umut kaynaklarıdır. Eğer bu düzeyi yakalayamazsanız ve onların şahsında bir halk adına umut edinebilecek en son ne varsa, tümüyle bir daha dirilmemecesine elden gidiyor. Eskiden çilehanelere kapanırlardı, zikir ederlerdi. Sırf ilkelere göre yaşamak için. Biz o kadar zikir edin, çilehanelere çekilin, dergâhlara kapanın da demiyoruz. Bizim savaş tarzımız açık ve çok amansızdır. Bu dergâhlarda şiddet yoktur, sadece ve sadece ruhsal yoğunlaşma vardır. İdeolojik, siyasi, askeri, örgütsel ve bir de an’ı anına yoğunlaşmak. İlk defa yükselişi kesintisiz ve başarılı bir biçimde sürdürüyoruz. Bundan daha güzel ne olabilir ki. Bir halk ve bazı insani değerlere bağlı, hatta birey olarak da kendine saygılı olanlar için bundan daha ne kutsal olabilir ki. Tarzı da temposu da bunun içindir, sizler içindir, halk içindir. Yoksa bizim kadar yoldaşa, kendi insanına değer biçen tarihte görülmemiştir. Zorluklar sadece layık olunan yaşamı gerçekleştirmek içindir. Kanıtlanmıştır: En sıradan sempatizanımız bile, büyük bir kahramanlık eyleminin sahibidir. İşte örnek: Leyla Kaplan. Bunun karşısında hiçbir düşman dayanamaz, anında çözülür. Bundan başka ne seçeneğimiz ne de bizi affettirecek, sığınacağımız bir ilahımız var.
PKK Önderlik gerçeğinin, onun her sahaya anlam ve uygulama itibariyle temsil edilmesinin, günümüzde yakıcılığı daha da amansızlaşmıştır. Hem anlaşılabilme, özümseme imkânı artmıştır, hem de içinde oyun oynama durumunda bir gelişkinlik vardır. Biz olumlu temelde yükleneceğiz ve bu olumsuz temelde oynamaları da kesinlikle sürece yaymaksızın kesip atacağız, karar bu temeldedir. Önderlik gerçekliğinde uygulamalar yoğunlaşmış bu biçimde yürüyor. Yani olumluluğu, eskiden yıllarca sağlanamayacak bir düzeyi, birkaç ay içinde vermek durumunda. Çok kapsamlı olan olumsuzlukların da çok kapsamlı aşılmasını birlikte götürüyor. İçinizde kendine güvenen, yiğit olan, anlam vermeli. Bunun için yanlışlarla asla uzlaşmamak kadar, doğruların üzerinde amansız yürümenin olanakları vardır. Yiğitliğin kahramanlaşması, ancak bu tarzla olur ve bu mutlaka kazandırır. Katılım tarzınızı artık bu muğlâklıktan kurtarın. İddia ve uygulamadaki tarz ve tempo yetersizliğini aşın. Her zamankinden daha fazla keskinlik zaferi yakınlaştırır. Belki de tarihte ilk defa bu kadar amacı gerçekleştirme imkân dahiline girmiştir. Eskiden bile sığınabileceğiniz gerekçelerle asla bugünü böyle götüremezsiniz. Bunlar da taktik önderlik gerçeklerinin en çarpıcı yönleridir. Stratejik önderlik, hep böyle yüce kalmak istedi ve taktiği de böyle amansız götürdü. Bu aşamada hepiniz stratejik esaslar kadar, onu uygulama taktik esaslarına da rahatlıkla ulaşabilir, bütünleşebilirsiniz ve kesin başarı tarzını da yakalayabiliriz.
PKK’de yaşama götürecek tek tarz; kanıtlanmış başarı tarzıdır. Bunu hiç kimse, hiçbir gerekçeyle ne önleme yeteneğindedir ne de buna hiçbir PKK militanı, hatta sempatizanı fırsat verecek durumdadır. Kanıtlanmış bu büyüklüklerle sahiplik etmeli ve kimden nereden (bu ben de olsam), bir yetmezlik-olumsuzluk geliyorsa anında durdurmalısınız. Çünkü hiçbir parti PKK kadar bir halkın malı olmaya layık değildir ve gerekli de değildir. Yani hem çok layık hem çok gereklidir ki, bir halka kişilerin çok üstesinde, benden bile daha öteye katılım gerekiyor ki, tarihsel rol oynanabilsin. Benim bile bu kadar yoğunca katılmamın bu gerçeklikle bağlantısı var. Zorluklarınız ne kadar olursa olsun, engeller ne kadar köklü olursa olsun irade keskinliğine sonuna kadar ulaşarak, kendinizde her türlü engeli, düşmanı kesecek kadar keskinleştirin. Bunun için gerekli bilinci edinin, uygulama gücünü kendinizde biriktirin.
Böylece Önderlik gerçeğimize musallat olmuş hem içinde hem dışında, ne varsa, silip süpürmekten, büyük bir tutkuyla gerek sözle gerek eylemle hesap sorun. Böylece kendinizi hem hakkı olan hem görevi olan ve ancak onunla başarabilecek olan, Önderlik katılımınızı mutlaka gerçekleştirin.
28 Ekim 1996
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER