NASIL YAŞAMALI? II CİLT -170.BÖLÜM
Geliştirdiğimiz Model Hem Çok Bilimsel Hem Çok İradeli
Daha da anlatacaklarımız olabilir. Sanat düzeyine bile indirgeyerek, sağladığımız gelişmeleri bir roman diline vurarak da anlatmak mümkündür. Zaten bir diğer tartışma da budur. Yani Kürdistan devrimindeki romanlaştırma, sanatı hem besleme hem de sanatla devrimi besleme, bu da tartışmakla birlikte çözümlerini geliştire geliştire ortaya çıkar.
Aslında sanatın özü bu yaptıklarımızdır. Bu ortaya çıkardıklarımız gelecekte yüzlerce kitaba, şarkıya, türküye, resime kesin kaynaklık edecektir. Bazıları kendilerine güvenirlerse inanılmaz, uluslararası düzeyde bayağı etkide bulunacak eserlere de ulaşabilirler. Tabii bu sanatın dünyasını ilgilendirir. Biz onu bir çırpıda ortaya çıkaramayız, ama bunun kaynağını sağlam belirlemek çok önemli ve buna büyük özen gösterdik. Ortaya çıkardığımız özgürlük, özgür ilişki ortamı hiçbir devrimci harekette görülmemiş zenginliktedir.
Diğer devrimleri de biraz inceledik, bunlara yol açan sanatı ve ortaya çıkardıkları sanatı da anlamaya çalıştık. Ama hiçbirisinde bizimki kadar, böyle büyük bir bilinçle temeli kazılmış değildir. İnsan ilişkisini, özgür ilişkiyi hiçbir devrim sanmıyorum bu kadar radikal, kökten ele alsın. Zaten emperyalistlerin korkusu da budur. Hani klanlar hali gibi, birkaç insan şöyle bir araya geldi, klan oldu derler. Yani insanın bir başlatılış hikâyesi var. Âdem-Havva hikâyesinden tutalım, Robinson Crusoe'nun adasındaki cemaate kadar çeşitli modellerle nasıl geliştiğini anlatırlar. Bir de bizim geliştirdiğimiz bir model var. Hem çok bilimsel hem çok iradeli.
PKK'de inşa edilen herhangi bir ulusal, siyasal, hatta herhangi bir insani hareket de değildir. Çok radikal, insanı bütün yönleriyle sorguladığı gibi, özgürlük iradesini en yüksek tutkular, en yüksek insani yaklaşımlarla inşa etmeye çalışılan bir insanlıktır. Şunu çokça söyledik; hayvanlaştırılmanın en tehlikeli uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Bir yerde düşman, kendi halkını bile maymunlaştırırken ve seni de daha da beterin beteri bir duruma sokmuşsa, senin de tabii ki, insanın bu düşürülmüşlüğüne karşı yapacağın, çok radikal bir insani kurtuluştur.
Aslında baskıya göre ele alıyorum ve doğru olan da budur. Düşmanlık kadar direnmek, yıkmak kadar yapmak bu nedenledir. Düşman büyük sevgisizliği dayatıyor. Şimdi bu insan soyu, hiç bu kadar bir halka düşmanlık yapar mı? Yapıyor. O zaman bu kadar düşmanlığa karşı ya büyük sevgiyi ya da hayvanlığı kabul edeceğiz. Bu da yenilgidir, düşmanın istediğidir. Eğer büyük duygularınız, büyük düşünceleriniz, büyük davranışlarınız yoksa kesin düşmanın tutsağısınız, aletisiniz. Bunlar büyük düşüncelerdir, kesinlikle anlamalısınız.
PKK basit siyasi bir kuruluş değildir. Mutlaka derinliğini biraz yakalamaya çalışmalısınız. İrade gücünüzü, yani kırk yıl çile çekenler gibi iradenizi terbiye etmelisiniz. Oruç tutarlar aylarca; sonuca gidinceye kadar oruç tutun. Namaza dururlar; namaza dururcasına günde beş vakit kendinizi disipline edin. Zikir ederler; gerekirse akşamdan sabaha kadar “huh” çekercesine devrimin zikrine girin. Kendinizi klasik biçimlerle terbiyeye alın demiyorum, çağrıştırmak açısından bunları belirtiyorum. Büyük terbiyemiz var. O açıdan hiç kimse bizi keyfince, çocuk heveslerine göre değerlendirmesin.
Dürüstlüğünüz kesinse, saygınız gerçekliği tam ifade etmeye yeterli olmalıdır. Kötülük anlamında ne varsa düşmanla, gerilikle birleşiyor. Yalnız Türk faşizmi değil, bütün gericilik güruhu uluslararası çapta bize yöneltilmek isteniyor. Kendimizi hem savunacağız hem derinleştireceğiz, insanlığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Onlar sonuna kadar “hayvanlaşma” diyor. Biz de sonuna kadar “insanlık” diyoruz. Ben kendi örneğimde bunu yansıttım. Siz bu zemini esas alarak, hem düşünce, duygu düzeyinde, hem de kusurlardan, eksikliklerden, yanlışlıklardan kendinizi arındırarak yeniden şekillendirebilirsiniz. Hem de fazla yıpranmadığınız, kesin başarılara da ihtiyacınızın olduğunu bilerek kendinizi daha güçlü inşa edebilirsiniz. Daha fazla yaşamı duymaya, yaşamın emrettiklerini görmeye, yaşamın savaşla fethetme işine anlam vermeye, engellerini ortadan kaldırmaya kadar gereklerini yerine getirme yönünde başarılı olabilirsiniz. Bu bir şanstır. Ben biraz değerlendirdim; bir ülkeye de bir halka da bir insana da saygıyı bu şansı yakalama biçiminde değerlendirdim. Siz daha fazlasını değerlendirebilirsiniz.
Çünkü büyük bir tecrübeden ve onun günlük katkılarından yararlanıyorsunuz, bunu değerlendirmemek, bunu çarçur etmek, bunu saptırmak sizi hem başarısız ve ısrar ederseniz lanetli kılar. Buna asla tenezzül etmeyin! Tam tersine özlemleriniz özgürlük doğrultusunda olmalıdır. Sizler iyilik peşinde koşmak istiyorsunuz, sizler kaybettiklerinizi en yüce emekle, savaşla kazanmak istiyorsunuz. Bunda kuşku yok. Olmayan şey, eğitim işidir. Sabırla, yine emeğin giderek daha da verimli kılınmasıyla, emeğin derinlik tarzını biraz daha yakalamakla giderilir. Bu imkân da size veriliyor. Şimdiye kadar layıkıyla değerlendirmediniz. Mutlaka değerlendirmeniz gerektiğini vurguluyorum. Bu büyük yoksunluğu, üzerinize dayatılan imha ve çok aşağılık yaşamı siz ancak böyle direnerek boşa çıkarabilirsiniz ve en önemlisi de özgür yaşamı kazanabilirsiniz.
3 Ekim 1994
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER