NASIL YAŞAMALI? II CİLT -128.BÖLÜM
Önce Savaşçıyız Önce Savaşan İnsanız Önce Yoldaşız!
Ronahi ile Berivan gerçekten büyük yiğittiler. Özellikle Ronahi bizi oldukça iyi anlayan bir arkadaşmış. Zaten raporunda da gördük. Dediğim tarzı kesin esas alan bir değerdir bu çok önemlidir. Siz de üzerinde düşünmelisiniz. Ve onun anısını yaşatmanın yolu, onun gibi biraz kavrayış gücüne ulaşmaktan, onun gibi yaşam disiplinine sahip olmaktan geçer. Sanırım bazılarınız layık olmak isteyebilir. Anlamaya çalışın. Özellikle yaşamının PKK ile bütünleşme sürecini nasıl ele aldı, kendini nasıl dönüşüme uğrattı? Bizzat kendi el yazmalarında vardır. Bakın, öğrenin, saygılı olun. Onlar büyük değerlerdir. Özgürlük kolay olsaydı, onlar o yolu denemezlerdi.
Örneğin bir sözlerinde “önderlik ruh veriyor, can veriyor, önemli olan bunu yaşama geçirmektir” diyorlar. Ve kendilerini yakarak yaşama geçirme iddiasında, eyleminde bulunuyorlar. Siz de biraz dürüstseniz, cesaret, fedekârlık nedir, biraz bakın anlayın. Madem bizim adımıza bu eylemi yapıyorlar, biz de saygılı olmak zorundayız. Öyle ucuz yaşamak hiç yakışır mı? Ben ısrarla bu değerlere ters düşenlere şaşıyorum ve hiç acımak bile istemiyorum. Bu yüce değerlere bağlı olmadığınız müddetçe sizi kesinlikle insan yerine koyamayız. Benim de onların vasiyetine, anılarına bağlılığım var. Onların nasıl bir insan, nasıl bir genç kız olduklarını, nasıl bir yaşam tutkusu içinde kalmak istediklerini bileceğim ve öyle yükleneceğim. Bu kesindir. Benden başka bir şey de beklemeyin. Ne kadar düşürülmüş, gafil olursanız olun, onların yaşamları sizin üzerinizde en büyük buyruk, emirdir.
Madem bu ordunun bir erisiniz, o emre göre yaşayacaksınız. “Biz ARGK'ye, kadın ordulaşmasına gelmek istiyoruz” diyorsanız, o zaman bunun komutanları böyledir ve siz de bunu uygulayacaksınız. Ben bile onların hizmetindeyim. Ve onlar yaşamla dopdolu insanlardır. Bir yaşam çözümlemeleri var ki hayretler içerisinde kalırsınız. Bir cinsellik tanımlamaları var; “erkekle kadının birbirlerini en çok aldattıkları sahadır” diyorlar. Ne kadar büyük bir değerlendirme! İçinde oyun var, sahtelik var, kölelik var ve bunda özgürlüğün olması çok zordur diyorlar. “Parti Önderliği'nin istediği bir tarza biz tanık olmadık, bu anlamda bir özgürlüğe tanık olmadık” diyorlar, fakat hedef olarak önlerine buna ulaşmayı koyuyorlar. Tabii, bunlar bağlı olmamız gereken değerlerdir. Böyle binlercesi var. “Hala anlayamadık, gereklerini yerine getiremiyoruz” demenin ne gerekçesi olabilir ne de bu tutum kabul edilebilir.
Gençsiniz, dinçsiniz, bu değerlere canı gönülden katılacaksınız. Bir daha asla bulunduğum saha ikiyüzlülüğe, utanç verici duruma düşmeyecektir diyeceksiniz. “Ben genç bir kızım, benim olduğum bu sahada yanlış erkek ilişkisi veya içinde kölelik, çirkinlik barındıran, savaştan uzaklaştıran bir ilişkiye fırsat vermeyeceğim” diyeceksiniz. İşte genç kızın tanımı budur. Bütün partililerle, savaşçılarla biz de böyle yaşayacağız. Yine sevmelisiniz, ama dediğimiz tarzda olmalıdır, yani kuralı kaidesi, ölçüleri var. Şimdi sizler devrimciliğe adım atıyorsunuz ve görkemli genç kızlar olmak için bunu yapıyorsunuz. Örneğin benim bile hayal ettiğim genç bir kız, devrime adım attığında ilk güzelliği, üslubu, tarzı, tutkuyu, sevgiyi yakalamanın başlangıcıdır diyorum. Ama daha sonra bir bakıyorum tam tersi bir yaşam için gelmiş. Bunu ne ona yakıştırıyorum ne de kabul ediyorum. Genç bir kız olmak devrimin sembolü olmayı becermektir. Zaten resimlerde hep onu işlerler. Yani devrim, genç bir kadına, özgür bir kadına benzetiliyor. Ama sizler tam tersine, önemli oranda ayak bağı gibi ilişkiler, özellikler sergiliyorsunuz. Tıpkı ölü canlar.
Bizde kadının adı nedir? Jiyan! Ama sizler ‘mırın'a, ketin'e dönüşmüşsünüz. Bunu değiştirmek gerekiyor. Bu işe öncülük etmelisiniz ki, erkekler size hayran olsun. Birkaç savaşı başarmaya güç yetirecek, ilişkileriniz buna yön verecek kadar güçlü olmalı. İçinizde ilişkilerde böyle yönlendiren, kendine yönelik ilişkileri, bilgileri, böyle savaşa yönelten kız var mıdır? Hâlâ duygusallık, tutuculuk var mı? Artık fazla olmalı. Önce savaşçıyız, önce savaşan insanız. Önce yoldaşız! Varsa ondan sonra kadınlığınız, erkekliğiniz düşünülebilir. Tabii bunlar esaslı ilkelerdir. Eğer bunları anlamazsanız, benimle yol almanız mümkün değildir. Önderlik olayını biraz anlayacaksınız. Hem de çok güzel yaşamayı da bileceksiniz. Benim yanımda insan ihtiyarlamaz bile.
Örneğin buraya gelen eski arkadaşlarımız hemen gençleşmeye başladılar. Bu bir kuraldır, bizim yanımıza gelen, gençleşmek zorunda. Ağlamak, her türlü çaresizlik yasaktır. Bunlar yanıma gelenlere dayattığım şartlardır. Asla bir tek gözyaşı dökmek olmasın, “çaresiz kaldım” demeyeceksiniz. İşinize gelmiyorsa, bir köşeye çekilin ve hüngür hüngür ağlayın, ama hiçbir PKK'li bunu görmemeli. Bunlar da bizim ilkemiz. Her zaman umut olun, çare olun. O görkemli dağlarda biraz benim gibi yapsaydınız veya birkaç arkadaş bizim gibi çalışsaydı durumlar bambaşka olurdu. İşte önderlik gerçeğini biraz yaşayamama veya PKK'yi yaşayamama, budur. Kurtuluş isteyen sizlersiniz. Sizleri kurtarmak için ne kadar çabaladığımı bir ben bilirim. İşte bu hareketi ayakta tut, Serhat'ı ayakta tut, Doğu'yu ayakta tut, Güney Savaşı'nın olumsuz etkilerini gider, yolu açık tut ki yaşasınlar. Hâlâ şaşıyorum. Tabii her birinize uygulanan yaşam planları var.
Bir kadını saflarımızda uzun süre yaşatmak oldukça zordur. Hepiniz zorlanıyorsunuz, ama ben sizden daha fazla zorlanıyorum.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER