TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (151.BÖLÜM)
Partimiz, bunlar karşısında yerine getirilmesi gereken görev ve sorumlulukları belirlemiştir. Özgürlük mücadelemizde görevlerin militanca yerine getirilmesi zorunluluğu açıklık kazanmıştır. Soruna bu temelde yaklaşılmalı ve buna ulaşılmalıdır. Sizler kendinizi kurbanlık koyun örneği parti içinde tutmakla disiplini yaşadığınızı söyleyemezsiniz.
Bu durumda düşmanın dayattığı özel savaş, düşmandan hiç de aşağı kalmayan bu tiplerin entrikacı yöntemleriyle birleşerek, partiyi işlemez duruma düşürür. Sizi de işlemez duruma getirir ve götürür. Geriye bir tek seçenek kalmaktadır: Bu işte var olduğunuzu söylüyorsanız, elinizden geleni ardınıza koymamak zorundasınız. Elinizden geleni sonuna kadar yapacaksınız. Bireysel konumlara düşerek ve küserek, sadece sonunuzu biraz daha erken hazırlamış olursunuz. Size yazık olur. Buraya gelmişsiniz; bize hayran değilsiniz, ben de hayran olunacak birisi değilim. Teorik ve pratik olarak sergilediğim özellikler ve savaşçılığımla mücadele tarzımı yansıtabildiğimi sanıyorum. Çoğunuzun hayal ettiği gibi ben ne bir hükümdar, ne aşiret reisi, ne de manevi bir kuvvetim. Sizler bu tür şeylere hayran olabilirsiniz.
Böyleleri varsa, gider başka yerlerde saf tutarlar. Böyleleri vardır. Bunlar gider bazı yerlerde birini bulup, tapar ya da taptırırlar. Onların sayesinde belki yükselebilirler. Ama kendi çevremde, önderlik ettiğim, militanlık yaptığım ve bunun çabasını sergilediğim alanlarda böyle bir şeyi göremezsiniz. Duygu ve düşünce, çalışma ve uygulatma tarzım nettir. Kendinizi dayatırsanız, böyleleri de ortaya çıkacaktır. Bunlar iyi niyetlerle de ortaya çıkabilir, bu önemli değildir. Kendi yaşamımı bu biçimde değerlendirdiğim gibi, başkalarının yaşamını da bu temelde tutmaya dikkat edeceğim. Hiç kimseyi kötü yararlandırmayacağım. Bizden yararlanmak isteyen art niyetliler çoktur. Ama ben buna olanak tanımayacağım. İçinizde iyi niyetliler de vardır. Bencil, çıkarcı ve belki de dikiş tutturamamış kişiler de bulunabilir. Parti içinde dikiş tutturmak isteyen kişiler olabilir. Bunlara yaşam şansı tanımayacağız.
Özlemleriniz, küçükburjuva hayalleriniz, ağalık sevdalarınız olabilir. Bunlara da fırsat vermeyeceğiz. Belki bazılarınız bizden yararlandığı kadar yararlandı. Ama önderlerin ve partilerin de kendilerine göre güçleri ve yasaları vardır. Bunlar ergeç yakanıza yapışır. Birileri içimizde bunu yaparsa, yakasına yapışırız. Çete başlarından bazılarını uygulamaya aldığımızı ve hesap sorduğumuzu biliyorsunuz. Bunların sonu hazindir. Bunlar belki daha fazlasını da hak ettiler. Biz kendilerine karşı çok insaflı davrandık. Bu hareket bu kadar savunmasız değildir. Bunlar en gözde varlığımıza yöneldiler. Bunu bilerek veya bilmeyerek yapmış olmaları önemli değildir. Bu kadar sorumsuzca, kurallara aykırı hareket ederek adam vuracaksın; bir oldu bittiye getirerek buna kaza süsü vereceksin: Bu konuda bir duyarsızlık içine girersek, önderliğimize ve militanlığımıza çok yazık olacaktır. Bu her yerde geçerlidir. En değerli varlıkları yanıbaşında düştüğü halde, buna göz yumandan daha alçağı yoktur. Bu konuda derin üzüntü duyuyorum. Birçok mücadele alanında yanıbaşınızda en seçkin değerler kayboluyor, ama militanlar sesini bile çıkarmıyor. Militan için bu utanılası bir yüzkarasıdır. Kürdistan söz konusu olduğunda, bu yüz kat daha geçerlidir. Bu insanı dehşete düşürür, acıya ve öfkeye boğar. Hatası sonucunda ortaya çıkan vahim olaylara öfke duymayan lanetli biridir. Bütün bunlar özgürlük kavgamızın doğal bir sonucudur; bu pratiğin zorunlu kıldığı acı bir gerçektir. Hala yüzeysellikten, hafiflikten ve duyarlı olamamaktan söz ediyorsunuz. Bunlar söylenecek sözler olabilir mi? Bu kabul edilemez bir durumdur.
Özellikle kendi alanımızda insan biraz kendisine gelir. Diyelim ki zordasınız, her şeyden vazgeçmiş ve sersemlemişsiniz. Ama yine de biz kendimize egemeniz. Kendinize egemen değilseniz, mantık bozukluğunu ve ruh hastalığını yaşıyorsanız, sizi hak ettiğiniz yere oturtalım. Kendinizi savunamayacak durumdaysanız, söyleyin, en azından biraz daha yakından size yardımcı olalım. Çünkü yaşanacak durumlara bir gün dahi dayanamazsınız. Militanlığı bir yana bırakın, bu işin kuyrukçusu bile olamazsınız. Zaten birçoğunuzun yaşadığı durum kötü bir kuyrukçuluktur. Militanlık görkemli bir olaydır.
Ancak buradaki militanlık ardına kadar cinayetlere ve tahribatlara açıktır. Kendilerinden en çok görev beklediklerimiz, aykırı tiplerin eylemleri karşısında kılını bile kıpırdatmamakta, onlarla uzlaşmaktadır. Bu son olayın üzerine çok yönlü bir biçimde gitmeseydim, kendisiyle uzlaşacaktınız. Belki adam şeflik durumunu yaşatacaktı. Peki, o zaman kaybeden yalnız siz mi olacaktınız? Hayır. Kürdistan’da olumluluk ve insanlık adına ne varsa hepsinin canına okunacaktı.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER