NASIL YAŞAMALI? II CİLT -153.BÖLÜM
Dört Bin Yıl Öncesinin Kürt’ünü En Özgür Topluma Çekiyoruz
Türkeş, günlük olarak haykırıyor ve son zamanlarda bunu müthiş tırmandırmış: “Halis muhlis bir Türk yapacağım, hem de faşist Türk” diyor. Şimdi bizi nasıl faşist Türk yapacak? Kemalistler bu kadarını yaptı, Türkeş ne kadarını yapar? Mustafa Kemal yirmi-otuz yıl vurdu, kırdı. Abdülhamit'i var, Yavuz Sultan Selim'i var, daha da ötesi var. Şimdi Türkeş faşisti, soykırımı tamamlamak istiyor.
Hani Mustafa Kemal devrimciydi, hatta bazıları devrimci-demokrat, bilmem şöyle ilerici safsatasıyla değerlendiriyorlar. Mustafa Kemal'in ne kadar vurduğunu ne kadar yerle bir ettiğini biliyoruz. Devrimcisi, ilericisi böyleyse peki ya faşisti nasıl olacak? Şu anda o müthiş cinayet timlerinin çalışma tarzını, o korkunç cinayetlerini göz önüne getirin. Bazı kaçırdıklarına uyguladıkları yöntemi yarın genelleştirecekler. Şimdi siz bu konuları da hafife alıyorsunuz.
Yeni faşist dönem 12 Eylül'le başladı birkaç önderliği var, birbirlerine devrediyorlar. Dört genelkurmay başkanı, beş-on başbakan, bilmem bir o kadar iç ve dış ilişkiler bakanı. Düşmanınızı, düşmanın yöntemini anlayacaksınız. Sultan Abdülhamit'e benzemez. Abdülhamit çok iyi niyetliydi, biraz da insaflıydı. Yavuz Sultan Selim belki ondan daha da insaflıydı. Bazı Kürt beylerine, aşiretlerine, “serbestsiniz, istediğiniz gibi yaşayabilirsiniz” diyebiliyordu.
Mustafa Kemal'in yine dönemine göre bazı ilerici yönlerinden bahsedilebilir. Ama bizim için anlaşılmaya değer yönü neydi? Şimdi TC'nin yıkılış döneminde veya en çağdışı kalmış bir kurum olarak devlet, şu anda en sağ ve en çürüten bir faşist yönelim altında üzerimize geliyor. Zaten bütün köyler boşaltılmış. O köylerin de fazla bilinçlendiğini sanmıyorum. Sırf ajanlaşmadıkları için o kadar köy boşaltıldı. Fukara dağda kalmış bir Kürt.
Fakat düşman onu önce sarsmak istiyor. “Devlet budur” diye yüreğine büyük korku salmak istiyor. Zaten aç bırakıyor. Pavlov'un köpekleri gibi bir zil sesiyle ağzını sulandırarak devlete ajanlık biçiminde koşturmaya çalışıyor. Bu noktaya getirilmek isteniyor. Yoksa bu köylerin hepsi PKK'li filan da değil. Dünyadan bile fazla anladıklarını sanmıyorum. Ama faşist hamle onu yutmak istiyor. Bunun için vuruyor, aç bırakıyor, birkaç zil sesiyle kendine bağlamak istiyor. Bu korkunç bir hayvanlaştırma sürecidir. Eşekleştirme bile demeyeceğim. Daha değişik bir hayvanlaştırma süreci. Herkes çaresiz. “Nedir bu başımıza gelen” diyorlar.
Dört bin yıl öncesinden daha geri bir konum. Adam dağında, köyünde biraz daha insanca ve özgürceydi, o da elinden gitti. Faşist hamle bunu yapıyor. Tabii, bunun temel bir nedeni de devrimci hamlemizdir. Devrimci hamlenin tehlikesini biliyor. O zaten dağ başındaki köylüye yetişmiş, dört bin yıl öncekinin Kürt’ünü alıyoruz, dünyanın en ilerici, özgür toplumuna çekiyoruz. Emperyalizm bunu dehşetle karşılıyor.
Emperyalizm; “acaba bu devrimci hareket insanı nereye götürür, Kürt insanını nereye götürür, Ortadoğu insanını nereye götürür?” diyor. Ortadoğu gericiliğini ayağa kaldırmak istiyor. Kendisi pür dikkat, Almanya'sı “en tehlikeli adam”, Fransa'sı, Amerika'sı birbirinden daha beter, “bir an önce boğulmalı” diyor. Bu tehlike ileride onlara da yönelmesin diye, Ortadoğu'da gerici zirveler yapıyorlar. “Birlikte tedbir alalım” diyorlar. Devrimci hareket, böyle büyük bir hayvanlaştırmaya karşı, büyük bir insani hareketle karşılık vermektedir.
PKK hareketi büyük bir insanlık hareketidir. Büyük hayvanlaştırmaya, bütün emperyalist gerici-çapulcuya, insanlık dışı her türlü uygulamalara karşı insanın kendini savunma ve özgürleştirme hareketidir. Bunun için düşman bizi kapsamlı bir biçimde sosyal olmaktan çıkarmayı hedefliyor. Kürt gerçeğinde siyasal, askeri, ideolojik, sosyal hatta kültürel olmak idamlıktır. Türk anayasası bu konuda hükmünü böyle vermiştir.
İdamlık olana kelleyi teslim etmek istemiyorsan veya böyle bir fermana koyun gibi boynunu uzatıp, kestirmek istemiyorsan direneceksin. Siyasi, askeri, ideolojik cephede olay budur.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER