TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (195.BÖLÜM)
Önderliğin anlamı şudur: Önderlik, savsaklamadan, ertelemeden ve herhangi bir zayıflık belirtisi göstermeden günün emredilen görevlerine güç getirebilmektir. Burada bahane aramak bile suçtur, güç getiremediğinizi söylemek suçtur. Yanıldığını ve oyuna getirildiğini söylemek ise çok daha ağır suçlardır. Hele gücünüz yettiği ve olanaklarınız elverdiği halde bile bile yapamamak çok ağır bir suç oluşturmaktadır. Askerlik söz konusu olduğunda ve önemli görevlerin içinde bulunduğunuzda, bunların sonuçlarının çok ağır bir cezalandırma olduğunu biliyorsunuz. Kanımca şimdi bunu biraz görüyorsunuz. Haydi şimdiye kadar bu konumdaki olumsuzlukları çocukluğunuza, amatörlüğünüze ve biraz da gafletinize verdik diyelim.
Bugüne kadar bunların karşısında tahammül gösterdik. Ama bu kadar tecrübeden sonra sonuç alıcı bir dönemin içine girmeyi neyle geçiştirebilirsiniz? Çizgiye egemen olmamayı ve çizgiyi her koşul altında yürütmemeyi neyle izah edecek ve kendinizi nasıl savunabileceksiniz? Her şeyden önce tasfiyecilikte ısrar ederseniz yargılanırsınız. Bugünkü küçük yargılama örneğinde görüldüğü gibi teşhir ve tecrit edilirsiniz. Bu siyasal yaşamınız açısından yıllarca tedavi edilemeyecek geri bir adım olacaktır. Böylesi adımları kendinize layık gördüğünüz zaman ise devrimciliğiniz bitmiş demektir. Bu temelde önderlik ve siyasal savaşım sanatını artık kavrayacaksınız. Kürt özelliklerinin alabildiğine geri olması ve önderlikteki acemiliğiniz, artık bu denli gafil duruma düşmenizin izah edici bir nedeni olamaz. Bunu ileri sürmeniz uygun değildir. Politika yapmasını bileceksiniz. Çeşitli iç sorunlarınız olabilir, psikolojik sorunlarınız olabilir. Hepimizin böylesi sorunları olabilir.
Önderlik sanatı psikolojik sorunları, iç rahatsızlıkları ve subjektif niyetleri acımasız bir biçimde önlemeyi de içerir. Yani son nefesinize değin bu işlere layıkıyla eğilmeniz önderliğin gereklerindendir diyoruz. Benim üzerimdeki baskılar ve iç sıkıntılarım herhalde sizinkinin bin katıdır. Buna rağmen önderliğin icrası hala isim üzerindedir. Sizin de en azından görevleriniz çapında böyle seyretmeniz gerektiği açıktır. Bundan sonraki yürüyüş üzerine bazı değerlendirmeler yapmak istedik. Özellikle silahlı savaşım konusunda gerek burada gerekse ülke içinde sağlam gruplar hazırlanıyor. Bunların yürüyüşünün tam da gerillamıza yaraşır nitelikte olması ve yine parti öncülüğünün sağlam tutturulması için hayli kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Bu değerlendirmeleri talimatlara kadar dönüştürüyoruz. Eklemeyi fazla yararlı görmemekle birlikte, yine de bazı uyarılar yapmaktan kendimi alamıyorum. Şimdi sizler fazla uyarılar almadan, bundan sonrasını sağlam kılmak için kendinize, birliğinize ve mümkünse bütün partiye doğru yüklenmesini bilin. Bundan sonraki gidişatınız buna bağlıdır. Oldukça amatör heveslerden vazgeçin. Ardına kadar tasfiyeciliğe açık ve onu yürüten tutum ve davranışları bir kenara atın.
Parti tarihimizde gerçekten küçümsenmeyecek bir mücadeleyle varılan önemli sonuçlar sizi de saygıdeğer bir militan yapabilecek, dosta düşmana karşı güçlü kılabilecektir. Bir devrimci için bundan daha arzu edilir bir sonuç olamaz. Hiç olmazsa bunca gelişmeden sonra bunu edinin. Belki hak etmemiş olabilirsiniz, ama yine de bunu, partinin size verdiği bir değer olarak hazmedin. Bu aşamadan sonra her birinizin çözümleyici niteliği ve çizgiyi yürütme gücü artık tam, sağlam ve yeterli olmalıdır. Bunun tersini düşünmek insana çok saçma geliyor. Ancak kendisini çözümleyememiş hastalıklı bir kişi bundan sonrasını olumsuz götürebilir. Hemen söyleyeyim, bunlar da fazla yaşayamaz. Bunları ne düşman ne de PKK’nin yürüyüşü yaşatabilir. Çocukça hesaplardan vazgeçeceksiniz. Kural dışılıklardan, keyfi davranışlardan, silahla ve birlikle oynamaktan, görevlerinize karşı kayıtsızlıktan ve görevlere gafilce yaklaşmaktan vazgeçeceksiniz. Yani bundan sonra şu kuralı işleteceğiz: Bizim de onurla yürütülecek bir mücadelemiz ve onun çizgisi vardır. Bunu her şeyden üstün tutacağız.
Hiçbir heves, kişisel niyet ve keyfilikle değerden düşürülemeyecek kadar kurallı, disiplinli ve kendine saygılı bir yürüyüşümüz ve bir komutamız olacaktır. Kişisel arzular, istekler, ve gerilikler bir yana itilecek, hatta “hakkımı alamadım” ve “haksızlığa düştüm” türünden sızlanmalar bir yana bırakılacaktır. Bir politik öncü olduğumuzu unutmuyoruz. Biz psikolojik veya hukukla uğraşmıyoruz, siyasal savaşımla uğraşıyoruz. Bu savaşımın yasaları vardır. Artık bunları kendinize yedireceksiniz. Biz bu konuda gerekli olan desteği sunduğumuza inanıyoruz. Hiç olmazsa bu dersleri iyi belleyeceksiniz. Bellemezseniz söz söyleme hakkınız fazla olamaz.
Belki sonuçta partiye de zarar verirsiniz, ama en büyük zarar kişiliğinize dokunacaktır. Kendi siyasal kişiliğinize kastederseniz yazık olur. Buna da hakkınız yoktur.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER