NASIL YAŞAMALI? II CİLT -93.BÖLÜM
Aşırı Kadınsı Ve Erkeksi Yaklaşımlar Aşılmalıdır
Bütün engellemelere rağmen kendini geliştiren PKK'dir. Ama zorlukları da var, çünkü karasevda bağlılıklar hâlâ çok tehlikelidir. Gerçek bağlılıklar çok sınırlıdır. Kaldı ki bağlılıkların “yaşıyoruz, birlikteyiz” denilen türden olmaması gerekir. “Birlikte olsak da olmasak da bağlılıklar gelişkin olmalıdır” denilmelidir. Bu kadar şehidimizi unuttuk mu? Onların anısına bağlıyız, sürdürüyoruz. Halkın bazı istemleri var, bunlara bağlılığı sürdürüyoruz. Tarih bir şeyler emrediyor, yürütüyoruz. Bütün bu konularda alınması gereken bir mesafe vardır. Aynı zamanda insanca yaklaşacağız. Ama yaklaşımların büyük bir kısmında; kadın kadın olmak için özel olarak kendini zorluyor, erkek de erkekliğini yansıtmak için erkeklik gösterilerine zorlanıyor.
Ben, ikisini de alçaltıcı bulurum. Önce bir insan olarak bakmak çok önemlidir. Temel bazı insani özellikler vardır. Neden insanlar birbirine kadın-erkek yaklaşımında çok zorlanıyorlar. Bu yaklaşımın içinde de sınıfsallık, kölelik, emek gaspı, baskı, küçüklük, düşkünlük vardır. Ben hiç zorlanmıyorum. Zorlanmam ise geri özelliklere, istismara karşıdır; yoksa doğal ilişki geliştirme, bende olağanüstü başarılıdır. İnsani yaklaşımım hayli güçlüdür. Bu konuda kendime çok güvenirim. Zaten bunu, yaşamımın insani ilişki yönünün çok güçlü olmasına bağlıyorum. Sergilediğim ilişkiler, her insana hoş gelir. Kesinlikle karşımdakini zora sokmam. Herkes son derece, “içimizdekini söyledi, istediğimiz gibi yapıyor” düşüncesine kapılır. Bu, doğal bir özellik değil, yılların tecrübesi sonucu oluşmuş bir özelliktir. Bu kadar milyonların kalbinde olabilmek, onların kalbindekilerini bile oluşturabilmek demektir.
Kürdistan'da yurtseverlik yok; o halde onları al götür, kalbine yerleştir, “bu senindir, bu sensin” noktasından onları tut ve ileri bir savaşıma çek! Yani büyük bir savaşımda insanın gerçek özlemi neyse ona bağlı yaşamak, bunu herkeste görebilmek, gerekirse bunu herkese yerleştirebilmek, Önderliğin yapması gereken tarzdır. Ama sıradan bir fırsat, olanak veya bir yaklaşım nasıl değerlendiriliyor? Nasıl alıştırılmışsa öyle yapılıyor. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinde aşırı kadınsallık ve erkeksilik özellikleri söz konusudur. O açıdan çok zorlanılıyor. Kadın yine kadın olmalı, erkek yine erkek olmalı, ama bu aşırı kadın ve erkeksi yaklaşımlar aşılmalıdır. Çok doğal bir kişilik görünümü gelişebilmelidir. Her erkek, kadının karşısında korkutucudur, egemendir.
Her kadın, erkek karşısında kurnaz, boyun eğmeci, uzlaşmacıdır. Düşünün, böyle bastırmacı ve boyun eğmeci olunursa bunun siyasi sonuçları, örgütsel sonuçları parti içinde nasıl yıkıcı olur? Zaten aşırı uzlaşmacılık bu ilişki nedeniyledir. Birisi kolay boyun eğdiriyor, diğeri kolay uzlaşıyor. Sonuç; siyasi olarak uzlaşmacılık, örgütsel olarak tasfiyecilik, ordulaşmaya da geldi mi tamamen ordulaşmayı hiçe saymaktır. Kadın-erkek ilişkilerinde neden ordu ölçüleri yoktur? Çünkü kadın genelde siyasetten uzaktır, ordudan ise tümüyle uzaktır. En çok mutfak işlerine, ev işlerine gelir. Orada da erkeğin mutlak hâkimiyeti, sosyal üstünlüğü vardır ve kadın da son derece boyun eğmekten başka bir konumda değildir. İşte bu, kendini sosyal yaşama, siyasete geldiğinde gösterir ve orduya gelindiğinde bütünüyle başa bela olunur. Bunları aşmanın yolu kendini düzeltmekten geçer.
PKK'nin bu konuda büyük bir özgürleştirme ortamını teşkil ettiğini ve bunu esas aldığını bilerek, yüksek değer biçerek yaklaşım göstermek gerekir. PKK'nin özgürlük değerini kimler anlamadı? Hâlâ kimler kendi bildiğini uyguluyor? Kendi kurnazlığını kimler dayatıyor? Bunların üzerinde çok durduk.
Aslında çözümlemeler hayli kapsamlıydı, ama sonuç çıkarılmıyor. Sonuçlar çıkarılmayınca da zorlanılıyor. Tekrar ucuz ilişki olmayacak diyorum! Kimse kimseden ne ucuz bastırmacılık, ne de ucuz uzlaşmacılık beklesin. Bunlara tamamen ideolojik, siyasi, örgütsel olarak karşıyız. Biz özgürlük değerlerini topluma yerleştiriyoruz, insanımızı böyle yeniden yaratıyoruz. Önderlik bağlılığı da bu temelde gelişiyor. Bu, tarihi bir gelişmedir. Parti, bu anlamda tarihi olarak gelişen bir partidir. Kadın özgürlüğünde samimiyseniz, bu imkânı çok iyi kullanacaksınız. Duygulardan, o basit ilişkilerden önce derya kadar alınması gereken mesafe vardır.
Doğru dürüst bir örgüt yaşamı yok, zaten kadının ideolojik-politik gelişmesi durdurulmuş, orduya dahi ilk adımı atmasını bilmiyor. O zaman kadın kendini eğitmelidir. Eğitmeden yalvararak, yakararak veya tepkide bulunarak bir şey elde edilemez. Kadın kendini ordu kişiliğine hazırlamalıdır. Bunlar olmadan, duyguların da bir anlamı olmaz. Yani önce özgürleştirici durumlara yükselmeyi bilmek lazım.
Özgür değilsen, hangi duygu ilişkisini kuracaksın, senin bağlılığın kaç para edebilir? Yüksek siyasi değeri olmayan bağlılıkların, özel ilişkilerin fazla değeri de yoktur.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER