FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-31.BÖLÜM
Bu bakımdan Önder Apo’nun tanımlaması, en doğru ve gerçekçi tanımlamadır. “Direnişe girildi, ama çıkılmalıydı da, öyle kendini imha ettirecek biçimde hedef haline getirmemek lazımdı.” Aslında söylenecek tek söz, o ders buradan başlanarak çıkartılmalı, ama hiçbir zaman bu direnişin Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, Kürt Halkı’nın varlığı ve özgür olma arayışındaki tarihi önemi tartıştırılmamalı, tartışma konusu yapılmamalıdır. Eğer bir varlık, özgürlükten, hala boyun eğmeyen bir direnişçi ruhtan ve mücadeleci tutumdan bahsedebiliyorsa, bunu yaratan kesinlikle Cizre ve Sur’da ağır bedeller de ödense gösterilen bu direniş, tutum oldu. “Son Muhteşem Olacak” diyen direniş ruhu oldu. “Bizimle Gurur Duyun” diyen direniş ruhu, gerçeği oldu. Varlık ve özgürlüğü temsil eden ruh, bu ruhtur. Bu kaybedilseydi ortada Kürtlük, özgürlük, özgür gelecek, umut adına hiçbir şey kalmazdı. Mevcut direnişle bir grup yoldaşı şehit verdik, ama büyük bir ruh, irade, inanç ve özgür gelecek kazandık. O gösterilemeseydi hareket de halk da her şeyini kaybederdi. Elinde tutunacak, gelecek öngörecek hiçbir şeyi kalmazdı. Bunun böyle bilinmesinde, anlaşılmasında büyük fayda vardır.
Geçmiş pratik mücadelenin bazı dönemlerinden çıkartabileceğimiz dersler üzerinde durduk. En son 24 Temmuz 2015 topyekûn faşist-soykırımcı saldırısına karşı Cizre, Sur merkezli gelişen şehir direnişleri ve sonuçları üzerinde bazı boyutlarıyla biraz irdeleme yapmaya çalıştık. Kuşkusuz daha değerlendirecek, tartışılacak hususları çoktur. İfade ettiğimiz gibi zengin dersler içeriyor. O dersleri mutlaka tüm pratiğiyle irdeleyip çıkartmak, yeni sürece taşırmak gerekiyor.
11. Toparlanma ve Yeniden Yapılanma (2016-2017)
Genelde toparlanma ve yeniden yapılanma diyebileceğimiz çalışmaya ilişkin bazı hususlar belirtebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda 2016-2017 yılı itibariyle yapılanlar üzerinde durabiliriz. Ne kadar irdeledik, anladık, bilince çıkardık? O büyük direnişin derslerini ne kadar özümsedik? Bu temelde ne kadar değişim, yeniden yapılanma gerçekleştirdik? Hata ve eksiklikleri ne kadar giderdik? Mücadeleyi geldiği noktada ne kadar ilerlettik? Şimdi içinde bulunduğumuz durum, bu çerçevede hangi özellikleri taşıyor, neler ihtiva ediyor? Dolayısıyla neler yapabiliriz? Daha önce ifade etmiştik. Bir çalışmayı yürütebilmek için iş bölümü gerekli, örgütlü hareket zorunlu oluyor. Örgütlenebilmek için de ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı bilmemiz lazım. Bunu da çok yönlü bir durum değerlendirmesiyle çıkartıyoruz. Karşı cephenin durumu, halk cephesinin durumu, mücadele zemininin durumu ve kendi durumumuz; bunlar çerçevesinde yürüttüğümüz tartışmalar, yaptığımız analizler sonucunda ne yapmamız gerektiğini, nasıl yapmamız gerektiğini tespit ediyoruz. Görevleri, sorumlulukları ve onları nasıl yerine getireceğimizi belirliyoruz. Bunlar çerçevesinde de kendimizi örgütleyip pratik faaliyetlere yöneliyoruz. O açıdan içinde bulunduğumuz süreçte doğru, yeterli bir durum değerlendirmesi ihtiyacı ve zorunluluğu var. Buna somut şartların, somut tahlili deniliyor. Bunu mevcut durumun somut tahlili olarak da ifade edebiliriz.
Bunu daha gerçekçi yapabilmemiz için 2016 baharında yaşanan gelişmeleri de değerlendirmemiz gerekiyor. Özellikle kendi cephemizden neler yaptığımızı, bunların hangi sonuçları ortaya çıkardığını tespit etmemiz lazım. Çünkü 2 yıllık bir zaman geçti, az bir zaman değildi, sıradan bir duruşla geçen zaman da değildi. Düşmanın 24 Temmuz faşist topyekûn saldırısına karşı biraz zorlanarak da olsa başlattığımız ve kahramanlıklarla yürüttüğümüz topyekûn devrimci, demokratik direnişin tüm boyutlarıyla sürdüğü amansız bir mücadele dönemiydi. Parti ve halk olarak mücadele tarihimizin en kapsamlı geçen, en bütünlüklü yürütülen dönemlerinden birisiydi. Belki de en kapsamlısıydı, bunu rahatlıkla belirtebiliriz. Ciddi zorluklarla geçen, büyük savaşlara, çatışmalara sahne olan dönemiydi. Faşizmin topyekûn saldırılarına karşı, hareket ve halk olarak topyekûn bir direniş yürütmeye çalıştık. Bu direniş ağırlıklı olarak Bakur ve Rojava’da yoğunlaşsa da dört parça Kürdistan’ı ve yurtdışını içine aldı. Önderlik, gerilla, parti, halk, kadını, gençlik hareketleri, tüm toplum olarak mümkün olduğunca bütünlüklü bir çalışma yürüttük, bunu bir de içinde bulunduğumuz koşulların ve bu temelde gerçekleştirmekle, başarmakla sorumlu olduğumuz görevlerin gereklerine göre doğru tarz, üslup ve yeterli tempoyla yürütmeye çalıştık. Topyekûn direniş temelinde mücadele ettik, hem de faşizme karşı mücadeleyi hata ve eksikliklerinden kurtararak daha yeterli, bütünlüklü, etkili bir hale getirmeye çalıştık. Tarz, üslup, tempo olarak, hedefler ve görevler bakımından daha doğru ve daha yeterli, daha sonuç alır bir noktaya getirmek, böyle bir çizgiye çekmek için yoğun bir çaba içerisinde olduk. Geçmişi irdeleyerek durum değerlendirmesi yaptık, kendimizi eğittik, eleştiri ve özeleştiri yaptık. Bu temelde var olan hata ve eksiklikleri bulmaya, onları gideren bir düzeltmeyi yeniden yapılanmayı gerçekleştirmeye çalıştık.
DURAN KALKAN ( HEVAL ABBAS )
YORUM GÖNDER