NASIL YAŞAMALI? II CİLT -83.BÖLÜM
Çok Özgür Bir Düzeyi Arıyorum
Eskiden kimse bana kız vermezmiş. Nasıl kızlarını bana vermezlermiş, acaba neden böyle diyorlardı? Fukara anam üzülüyormuş. Bana kız bulmaya çalışıyorlarmış. Birtakım denemeleri oldu herhalde. Hatta arkamdan bazı kızları aradıklarını düşünüyorum. Kız bulma işi tuhaf bir iş. Şimdi bu düzeyde bir kişilik var. Hem kadından kaçıyorum hem de onu bulamıyorum. Yani eski kadından kaçmazsam yeniyi bulmam ki.
Fakat bunu söylerken yeteneksiz olduğum için değil de çok özgür bir düzeyi aradığım için söylüyorum. Erken yaşlarda benim arkadaşlıklarımda çekicilik, bağlayıcılık çok ileri düzeylerdeydi ve bunu da zorla sağlayacağıma inanmıyorlardı. Tabii bütün bunlar üstün vasıflarla olur. Benim en temel özelliklerimden bazıları; en iyi çalışan, en iyi okul okuyan, pamuk toplayan, savaşta hemen her işte en iyisini yapan olmamdır. Hatırlıyorum işleri öyle kusursuzca yapıyordum ki, babam hep örnek gösteriyordu. En basit hamal işlerde bile böyleydim. Kusursuzluk bende bir tutku olmuştu, hemen her işte öyledir. Şimdi bu büyük bir sürükleme gücüne dönüşmüştür. Anam, “kimse seninle başa çıkamaz” diyordu. O ana, ben de çok küçük bir çocuktum. Ama o kadar uğraşı veriyordu ki, yine de benimle başa çıkamıyordu. Bu yüzden “bu yaşta koca halimle bununla baş edemediğime göre, kimse baş edemez” diyordu. Şimdi bütün bunlar bir dünyanın en büyük savaş makinasının ezemediği bir güce ulaştı. Veya ölü bir halk kişiliği, ölü bir halkı yaşama çeken bir halk durumuna getirdik. Bu, kadınlar için de böyledir. Bu kadar cesaretsiz kadından, çok cesaretli kadınlar çıkardık. Kadının böyle dağlara çıkması, özgürlük yürüyüşü aslında enderdir. Veya saflara gelir, iki gün kalır, sonra da bir an önce kurtulmaya çalışır. En değme bir sultan bile olsa kadını hareme kapatır, başına da bekçi diker veya bir koca varsa yine çocuğa bağlar, eve bağlar, başka şeylere bağlar.
Kadın bağlılık türleri böyledir. Şöyle bekçi dikmek, başınızı bağlamak, hatta güdülerinize hitap etmek isteniliyor. Normal ihtiyaçlarınızı da fazla gerçekleştirme gücünüz yok. Çok zorlu bir yaşam dayatılıyor. Bütün zorluklarına rağmen kolay kolay bırakacağınızı da sanmıyorum. Çünkü düzenin size verebileceği hiçbir şey yok. Burada zorluk olsa da sonuçta önemli olan yaşarken, mücadele ederken insanın iç varlık, olgunluk durumudur. Diğer yerlerde bunlardan hiçbir şey yok. Derler ya, “Kadının adı yok” burada sadece adı değil, kendisi de oluşmaya başlıyor. Temelde “kendin için bir şeysin ya da olabilirsin” anlayışı çıkıyor. Onun koşullarını da yaratıyorum. “Bir şey olma” herhalde herkesi bağlayan bir gerçekliğiniz oluyor. En yakınlarınız bile, “sen benimsin” bir anlamda “sen hiçbir şeysin” der. Benim en vurgulayıcı yanlarımdan biri de karşımdaki bir çocuğa, her insana, “sen bir şeysin” demektir. Büyük demokrasi, halkı kimliğine ulaştırmak, büyük saygıya yol açmak budur. Hiç kimsenin veremediği kadar özgürlük ve değer verdiğim için herkes bana sevgi ve bağlılık duyuyor. Bütün bunları vurgularken, aynı zamanda çok çatışmalı ve çelişkili olarak getiriyorum. Dönüştürmeden, aşama yaptırmadan ilerleme sağlanmayacağına biliyorum. Ve bütün bunlar günlük oluşumlar olarak birikiyor. Kadın çözümlemesini, özgürlük çözümlemesini anlamak, üzerinde durmak iyidir. Böyle olursa sizin yaşamınız daha da anlam kazanabilir.
Bu çözümlemelere inanıyorsanız ve bu yaşama, tartışmaya çok canlı, yüksek ilgiyle yaklaşırsanız ve bir de kendi özgücünüze de güvenmek zorundasınız. Ayrıca sonuç almak gibi doğrultuya da sahip olmalısınız. Özgüce güvenme, kendi gerçekliğine bütün yönleriyle yaklaşma sizi kendinize getirebilir, var edebilir. Bu tercih edilecek ve başarılacak yaşamdır. Daha da çok birlikte çalışacağız. İzlerken tartışmalı ve eleştiri geliştirebilirsiniz. Fakat bazı sonuçlar vardır; yakıcıdır ve ölümüne mücadeleyle hayata geçirilmesi gerekir. Bu savaştır, gereken her şeyi büyük bir özveri ve disiplinle yapmaktır, bu gücü göstermektir. Bütün bu tartışmalar “Nasıl Yaşamalı?” sorusuna açıklık getirebilir, sonuçlar aldırabilir. Bu çözümlemeler sizi epey etkileyecektir.
Fakat yenilenmeyi oldukça bilinçli görmelisiniz. Zaten şimdi yaşama daha farklı yaklaşıyorsunuz. Bir yerde yaşam kilitlenmiş, erkek egemenlikli toplum karşısında biraz kilitlenmişsiniz. Kendinizi ucube veya bir korkuluk durumuna sokuyorsunuz. Artık gerçeklerle yüz yüze geliyorsunuz. Korkmak yerine cesaretli, bilimsel yaklaşırsanız, çözümlenişe güçlü yüklenirseniz başarırsınız.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER