NASIL YAŞAMALI? II CİLT -96.BÖLÜM
En Değme Erkek Kadın Karşısında Bitiktir
Önderlik gerçeği, aslında kendini bulurken ve ifade ederken, bir genç kız masumiyeti biçiminde de olmaya özen gösteriyor. Genç kız masumiyeti derken, şu kastediliyor: Genelde kadınlığın, özelde gençliğin başlangıcındaki bir genç kız, kendini fazla mal-mülkün sahibi olarak görmez. Fakat kendini bekleyen mal-mülk konusu olmayı da anlamakta güçlük çeker. Biraz saflık burada.
Gençliğinizde bu daha da çarpıcıdır. “Ben ne olacağım” sorusu gittikçe bu genç kızın psikolojisini temelden sarsmaya ve biçimden biçime girmeye, derin endişe, telaş kadar umutlarını oluşturmaya başlar. Yani bu soru gittikçe yakıcı olur. Bunun çok önemli nedenleri var; toplum, özellikle aile, genç kızı öyle bir konuma getirmiştir ki, genç kız sadece şanslı bir kocayı bekler. O da bulunursa. Öyle bir erkeklik gerçeği de söz konusudur ki, en iyisi bile, ölçüsüz davranışlarıyla bütün tutkularını bir çırpıda kadından çıkarmak ister.
Saldırganlığa kadar varan yaklaşımlarıyla adeta bir canavar, bir vahşi kesilir. Zor bela birkaç duygu sözcüğü ağzından çıksa da aslında anlamak, hele anlayışlı olmak ondan fazla beklenmemelidir, beklenemez de. Bunun mülk düzeniyle, aile ve düşman gerçekliğiyle ilişkisi vardır. İstese de ona gücü yetmez. En değme Kürt erkeği kadın karşısında bitiktir. Birkaç sözcüğü ve davranışı sergilemesi oldukça zordur.
Saygı ve sevgi ölçülerine doğru yaklaşım erkek için bir o kadar zordur. Bütün yaklaşımlarda hâkim olmak, mülk edinmek, kendine bağlamak, hem de sımsıkı hiçleştirinceye kadar bağlamak esastır. Tüketici bir kişiliği dayatması, kompleksleri, hırsları, kinleri dizginlenemez boyutlardadır. Malının elinden çıkmasına, ona yan gözle bakılmasına, hatta konuşmasına bile tahammül edemez. Etki sahasına girilmişse, hele özel ilişkilerle biraz bağlanmışsa, bu kan dökmenin nedeni olabilir. Toplumsal gerçekliğimize baktığımızda, “sen misin benim kızıma bakan” denilir, hele bu eşiyse en kötü bir davranışı ölüme kadar gidebilir. Bu bir namus anlayışı değil, en geri Afrika kabilelerinde bile olmayan bir anlayıştır.
Yine Afrika kabilelerinde çok özgür olanın bizde katletme nedeni olduğu çokça görülmüştür. Bunun sağlam bir aile ölçüsü olmadığı, bitik bir aile ölçüsü olduğu ortaya konulmuştur. Bu bitik aile ölçüsü, yurtseverlik, her türlü toplumsal ve özgür gelişme önünde en büyük engeli teşkil etmektedir. Zaten sömürgecilik de daha çok bu kurumu esas alarak yükleniyor ve sonuç almaya çalışıyor.
Devrimci kişilik bu bitik aile anlayışına alternatif bir ölçütte geliştiği oranda, bu ilişkiye, bu kuruma sağlıklı bir yaklaşım gücü gösterebilir. Zaten kişinin özgürlük düzeyi, kadın ilişkilerinde kadın çalışmalarında kendini belli eder. Sağlıklı çalışıyorsa, değerli bir çalışmanın sahibidir. Kısa sürede boğduruyorsa, çarpıklaştırıyorsa, bu kişilik sosyalist-demokratik olmak bir yana, karşı-devrimin sınırında olan biridir. Duyarsız olmak kadar, eski ilişki düzenini bile geride bırakan hortlatmalar, parti çalışmaları için büyük bir tehdit oluyor. Hâlâ da bu sorun saflarımızı oldukça etkiliyor. Ve neredeyse bu yaklaşımı aşan çok az sayıda ilişki var.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER