TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (139.BÖLÜM)
Önderlik konusunda yapılan kısa açıklamaların yeterli olduğunu sanıyorum. Önemli olan doğrularımıza layıkıyla sahiplik yapmaktır. Tek doğru yönelim tarzı da budur. Bu bizi mutlaka doğru ve haklı olana götürecektir. Sonuna kadar hatalı tutuma karşı çıkmalı; hak ettiği neyse kendisine onu vermelisiniz. Bundan sonra bütün yaşamınızı böyle götürün. Yani hatalara izin vermeyen ve sonuna kadar doğruluğun egemenliği için çalışan bir yaşam tarzını esas almalısınız; bu biçimde yaşamaya hakkınız vardır. Hatalarda ısrar eden yaşayamaz.
Böyleleri kurbanlara yol açabilir; ama buradan çıkaracağımız en anlamlı sonuç parti doğrultusunda kurallı yürümeyi daha da kesinleştirmek, kimden kaynaklanırsa kaynaklansın, hatalı gidişatlara karşı durmak ve bütün gücümüzle bunların tasfiyesine çalışmak olmalıdır. Bu bizi, sonuçta bundan sonrası için hazırlıklı halde tutacak, beklenmedik olaylar karşısında bizi tedbirli kılacak ve duyarlı yapacak; bu tutumlar sayesinde kazanacağımız çok şeyler olacaktır. Koşullarımız zordur, ama bu zorluklar bizi yıldıramaz. Zorluklar bizim için sadece yürümenin bir aracıdır. PKK’nin daha zor günleri de olmuştur. Zindandaki yoldaşlar iyi bilir. Yaşamı daha da anlamlı kılmak ve güzelleştirmek elimizdedir. Çabalar hep karşılıklı olmalıdır. Birbirinizi zenginleştirmeli, yaşamı birbiriniz için daha da anlamlı hale getirmelisiniz. Oldukça içten ve son derece hizmet eden bir tavır içinde olmalısınız.
Bu yönlü eksiklikleriniz vardır, içinizde zayıf durumda ve ilgiye muhtaç olanlar vardır. Kendi kişiliğinizi ilgi kaynağına dönüştürün. Bu konuda kendinizi başkalarına verme, ışık saçma, aydınlatma ve canlı bağlar geliştirme işine katın ve geliştirin. Hasan Bindal yoldaşın şehit düşmesi olayı bizi etkilemiştir. Ama biz, şehit yoldaşımızı bütün yönleriyle kavratmaya ve özümsetmeye çalışıyoruz. Onun kişiliğinde bir kez daha şehitlerimizi bütün haşmetiyle içimize sığdırmaya çalışıyoruz. Şehitlerin anılarına bağlılık sadece onları anmak değildir, bütün hizmetleri ve özellikleriyle partiden ibaret olan bir yaşama ulaşmaktır. Denilebilir ki, bu yaşamı daha da zenginleştiren şehitlerimiz, en küçük bir kişisel kaygı ve çıkar düşünmeden şahadete erişmişlerdir.
Onlar vatan ve özgürlük şehitleridir ve PKK’yi PKK yapan gerçek değerlerdir. PKK’ye bağlı olan bir militan, şehitlere dayanarak partiyi yeniden ve yeniden yaratabilir. Onları küçük ve yetersiz görmeyelim, ama anılarının etkisi altında da ezilmeyelim. Çıkarılacak tek doğru sonuç bağlılıktır. Oldukça zorlu bir yaşamın içinden geliyor ve yaşıyorsunuz. İşkenceden geliyorsunuz. İçinizde şehitlerin anılarıyla yüklü olarak gelenler az değildir. Hepsini bir kez daha birlikte yaşayalım diyoruz. Hiçbir toplum bizim toplumumuz kadar insani, vatansever, özgürlüğe susamış ve bağlı değildir. Gerçekte özgürlük adına insanı yücelten bir tutum kadar yüce bir tutum yoktur.
Dolayısıyla güvenimiz tamdır. Soylu bir yaşam, tamamen insanlığa, vatanseverliğe ve özgürlüğe adanmış bir yaşam, elbette en güçlü yaşamdır. Bu konuda alnımız açıktır. Bu temel ve esas olduğuna göre, geriye kalan şey nedir? Geriye kalan çırak da olsak ustalaşmasını bilmektir. Bu elimizdedir ve mutlaka ustalaşmalıyız. Çıraklar iyi eser yaratamaz, ustalar zafere gider. Bizim yaşamımız, şehidiyle birlikte var olan bir yaşamdır; şehidi ve geride kalan dava arkadaşlarıyla iç içe olan bir yaşamdır. Bu iç içelik o kadar belirgindir ki, kimin şehit düştüğü ve kimin geride kaldığı ayrımı bile öyle pek anlamlı olmamaktadır. Çünkü biri diğeri içindir. Biz şehitlerimizi tamamen içimize alarak yaşıyoruz. Bu PKK’de kesindir. Dolayısıyla ne bir arkadaşımız şehit düştüğünde kaybolup gideceğini düşünebilir, ne de geride kalan tek başına kaldığını söyleyebilir.
Hayır, bizde birin bütünde ve bütünün birde gerçekleşmesi esastır. Egemen olanı budur. Buna özen göstereceğiz. Şehitlerin anısına yapabileceğimiz en büyük hizmet, yaşamımızı daha da özgürlüğün bedeli ve somutlaşmış ifadesi haline getirmek olacaktır. Bu biçimde kaynaşmış bir yoldaşlar topluluğu haline geldikten sonra, katlanamayacağımız hiçbir zorluk olamaz. Yoldaşlar topluluğu olarak bu temelde ne kadar dürüst, samimi ve sonuna kadar bağlı olursak ki öyleyiz- erişemeyeceğimiz ve zaptedemeyeceğimiz hedefler de o denli azalacak ve kalmayacaktır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER