TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (15.BÖLÜM)
f) yarattığı tahribat-parti içi zayıflıkları ve yanlışları partiyi dağıtmak için kullanma
Parti içinde huzursuzluğu, grupçuluğu, kariyerizmi, kin ve öfkeyi doğurup körüklemek, son tahlilde düşmanın dayattığı platformdur; Kürdistan’da yaşanan karanlık, teslimiyet, dağılmışlık ve örgütsüzlük ortamının parti içinde yaşatılması çabasıdır. Konuyu biraz daha açabiliriz. Partimiz işte düşmanın dayattığı böyle bir platformla karşı karşıya geldi. Bu platform kimisini yanına, kimisini karşısına almak suretiyle bazı arkadaşları kendisine bulaştırmıştı.
Öyle ki, arkadaşlar arasında birbirini çekememenin, birbiriyle dalaşmanın, birbirine karşı hoşgörülü olamamanın, yani yoldaşça ilişkileri işletememenin temelinde bu platform vardı. Parti karşıtları faaliyetlerini bu temelde yükseltmek, partinin kardeşlik, birlik ve yoldaşlık ruhu yerine düşmanlık, kin ve öfke ruhunu geçirmek istediler. Üzücü olan şey birçok arkadaşın da buna düşmesiydi.
Bununla sadece Avrupa’yı kastetmiyoruz. Konferansta ve hatta daha öncesinde sinsi sinsi beyinlerine şırınga edilen zehir, bazı arkadaşları buna düşürdü. Bu konuda örnek alınacak olan Parti Önderliği’dir; Haki’lerin, Mazlum’ların, Kemal’lerin ve Hayri’lerin ruhudur. Ama başkaları tarihimizin en karanlık, en köhne ve en gerici yanlarını platform diye sunmak istediler.
Düşmanlık, kin ve öfke partimizin platformu olamazdı. Düşman, körüklenen bu platformdan yararlandı ve onu parti diye sundu. Anlaşılmaz gibi görünen davranışların bu platformun bir yansıması olduğu açıktır. Bütün bu tahrikler partiyi bölmek ve yıkmak içindir. Evet, partililer arasında tartışma ve eleştirilerin olması doğaldır. Ama bundan çıkarılması gereken sonuç, bu tartışmaların ve eleştirilerin güçlü bir devrimci dayanışmaya hizmet etmesi gerektiğidir. Bunun tersi Kürdistan’da çokça görülen aşireti aşirete, mezhebi mezhebe, aileyi aileye, kardeşi kardeşe kırdırtma faaliyetinin dolaylı veya doğrudan düşman tarafından parti içerisine yansıtılmasıdır. Ne yazık ki birçok arkadaş bunu fark etmemektedir.
Gerek biçim, gerekse öz açısından sürdürülen tartışma üslubu partinin üslubu değildir. Parti içinde bazı arkadaşlar, “Şu veya bu kişi küçük-burjuvadır vb.” türünden şeyler söylediler. Bunlar hiç önemli değildir. Parti saflarında küçük-burjuva etkilerini taşıyan birçok arkadaş olabilir. Çeşitli tabakalardan gelen birçok kişi bu sınıfın etkilerini taşıyabilir. Ayrıca bu tür şeyler söylense bile, aynı parti saflarında kalınarak devrimcilik yapılabilir. Ama çok sınırlı da olsa, bazı arkadaşlar en basit nedenler yüzünden birbirlerini rahatlıkla karşı-devrimcilikle itham edecek kadar ileri gidebilmektedir. Evet, bu ciddi bir sakıncadır. Son tahlilde söylenebilecek şey, bunların düşmandan kaynaklanan faaliyetler olduğudur. Örneğin, Semir-Seher ilişkisi, doğrudan Yıldırım’ın bir ilişkisidir.
Bu anlamda, Parti Önderliği Avrupa’daki tartışmanın partinin platformuna uymadığını belirterek, bunun hemen kesilmesini istemişti. Parti Önderliği’nin tavsiyesi, arkadaşların kendi aralarında iyi geçinmeleri ve parti platformunda kalarak, onun ruhuna uygun biçimde tartışmaları biçimindeydi. Parti platformu dayatıldıkça, parti dışı platformu dayatan Semir uzaklaştı. Ama arkadaşlar açısından belirtilmesi gereken şey şudur: Arkadaşların hepsi son tahlilde parti platformuna uydular. Ama buna pek de gönül rızasıyla gelinmediğini belirtmek gerekir. Bu sadece bir taraf için değil, bütünü için geçerlidir. Çünkü düşmanın dayattığı platform onları birbirlerine karşı kışkırtıyor, 60 tahrik ediyordu. Bu provokasyon ortamını yaratarak kendi düşmanca platformunu dayatanlar, parti platformu karşısında neden durmadan uzaklaşmışlardır? Semir birçok arkadaşı bu ortamın içine itti ve kendisi de bir gün içinde partiden ayrılabildi. Evet, bu provokatör kimisine dost, kimisine düşman görünerek, birçok arkadaşı birbirine saldırtarak kendileri üzerinde etkili olmuştur.
Burada belirtilmesi gereken husus, kimin nasıl göründüğünün önemli olmadığı, önemli olanın tarafların bu provokasyona rahatlıkla gelmiş olduğudur. Kısacası parti içinde kökenleri çok eskiye uzanan kadrolar arasındaki çekişme, nefret ve öfkenin, çeşitli huzursuzlukların, kinin ve duygusallığın temelinde Semir’in uzun bir sürece yayılan bilinçli ve gizli faaliyetlerinin büyük rolü vardır. Bu temelde bir platformu PKK’ye dayatan Semir, azgın bir parti düşmanlığı yapmıştır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER