TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (62.BÖLÜM)
İmha bu konuda izlenecek en kolay yöntemdir. Sorun bu insanlardan kurtarılabilecek olanların kurtarılmasıdır. Bunlar bizim için gereklidir. Islah olabilecek kişileri eğitime tabi tutmak, sosyalizmin insanı topluma yeniden kazandırma işlevidir. Bunun için kişinin psikolojisinden, büyüme tarzına ve bu işlere nasıl bulaştırıldığına kadar birçok konuya bilimsel yaklaşmak gereklidir. Salt birkaç belirleme ile yetinmeden, kişinin durumunu her yönüyle inceleyip, bütün çelişkilerini çözümleyerek ve bu konuda düşünceyi yoğunlaştırarak, onu gerçek boyutlarıyla ortaya çıkarmak esastır.
Açık ki bu konuda soruşturma yöntemini daha da geliştirmemiz gerekmektedir. Soruşturma yöntemlerini, hedeflerini ve uygulama inceliklerini giderek bir uzmanlık derecesinde geliştirmek bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. Her şeyden önce bu insanların, bu duruma nasıl düşürüldüğünü, bunlarla ne yapılmak istendiğini ve bunun yolu ve yönteminin ne olduğunu açığa çıkarmak, buradan kalkarak azami bilgiye ulaşmak, bunların içinde ıslah edilebilecek olanlar varsa ıslah etmek, iflah olmaz biriyse ve düşmanca tutumundaki kararı kesinse, ona göre tutum belirlemek gerekir.
Ayrıca bu sonuçlar temelinde partiyi aydınlatmak ve partinin bu tür sızmalardan nasıl dersler çıkarması gerektiğini bir rapor halinde ortaya koyarak, partiye sunmak önemli bir görevdir. Söz konusu başka bir sorun da yargılama ve infaz sorunudur. Bu da çok sınırlı ölçüde uygulanmaya çalışılmıştır. Bizim yasalarımıza göre yargılama; gerekirse bir jürinin huzurunda, işlediği suçların açıkça sanığın yüzüne okunması, suçun biçimine göre öngörülen cezanın belirtilmesi ve sanıklara bir son söz hakkının verilmesi biçiminde işlemekteydi. Bizim öyle uzmanlaşmış mahkemelerimiz yoktur. Zaten bu mahkemeler ulusal kurtuluş savaşı aşamasında kapsamlı mahkemeler olamazlar.
Bunlar sıcak savaşım içindeki mahkemelerdir ve kısa süreli olurlar. Soruşturma da duruma göre, koşullar elveriyorsa biraz uzatılabilir. Ama sıcak savaş koşullarında erkenden sonuç alma ihtiyacı vardır. Başkalarına ibret olması, açık kamuoyu önünde suçluların durumlarının anlaşılması, caydırıcılık ve gerçek adaletin yerini bulması açısından, böyle bir yargılamanın doğru yapılmasını ve geliştirilmesini denemeye çalıştık. Aslında gerek saflarımıza sızdırılan unsurlara, gerek doğrudan bize karşı savaşan hainlere ve işbirlikçilere karşı, halkın bağımsızlık mahkemelerinin daha da geliştirilmesi gerektiğini biliyoruz. Önemli olan şey, örnek olması kabilinden bu dönemde bazı yargılamaların gerçekleştirilmiş olmasıdır. İdam cezası da dahil olmak üzere, verilen cezalardan bazılarının uygulanması, bazılarının ise uygulanmaması tamamen baştan takip ettiğimiz anlayış bağlıdır.
Karşı-devrimin amansız uygulayıcılarına, özellikle bütün partiyi hedefleyenlere, fırsat bulmaları halinde Parti Önderliği başta olmak üzere partiyi imha etmekte bir an bile tereddüt etmeyenlere idam cezası vermek ve cezayı infaz etmek elbette yerinde olacaktır. Af olayı varlığımızı yok etmek isteyen bu unsurlara fazla uygulanamaz. Kişi, tutum ve davranışlarıyla insanlıktan uzaklaşmış biri olduğunu gösteriyorsa, bir halkın ve hareketin varlığına kastetmekte kararlıysa ve insanlıktan çıkmış ise, kendisine aman verilemez. Bunlar özellikle savaş alanında bulunuyorlarsa kesinlikle aman tanınamaz. Ama ciddi bir biçimde oyuna gelmişlerse ve de pişmanlık içinde bulunma durumları varsa, partinin önde gelen kadrolarına suikast düzenlemek için değil de, bilgi toplamak üzere gelmişlerse, bunu da isteyerek değil, belli ölçüde aldatılarak veya çeşitli şantaj biçimleriyle üzerlerine gidilmesi sonucunda yapmışlarsa, kendileri için ıslah olma yollarını açık tutmak yararlı olabilir.
Bunları ıslah ederek yeniden topluma kazandırmak, hatta yanılgılarını köklü bir biçimde düzeltip, devrime hizmet edebilecek öğeler haline getirmek, bunu sağlamanın yollarını açık tutmak gerekir. Biz buna olanak tanıdık. Ordudan geldikleri halde, samimiyetleri ölçüsünde bazılarını tekrar özgürlüklerine kavuşturduk. Bazılarını eğitime tabi tuttuk. Bunun daha da geliştirilmesi gereken bir yöntem olduğu açıktır. Kısacası ileride daha hızlı gelişmeler olacağına göre soruşturma, yargılama ve infaz kuralları ve kurumlarının daha şimdiden özenle geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konunun daha iyi açıklığa kavuşturulması gerekir. Zaten itiraflar bu temelde yayınlanmaktadır. İtirafçıların son sözleri basında yer almaktadır. Kendilerini bu tür durumlara sokanlara karşı ve toplumda bu duruma düşülmemesi için uyarıda bulunmak açısından, bunlar hayli ibret vericidir. Bu konuda yerine getirilmesi gereken görevin çok yönlü olduğu görülmektedir.
Her şeyden önce, Türkiye solunun ve hatta ilkel milliyetçiliğin tarihinde görüldüğü gibi, PKK’ye kolayca ajan sızdırılamayacağı açıklık kazanmıştır. Her alanda olduğu gibi, bu sızmalar karşısında da PKK’nin kendisini silahlandırdığını ortaya koymak gerekir. Ortaya çıkarılan bu son sızmalar, polisleşme ve ajanlaşmanın bütün yönleriyle açığa çıkarıldığını, düzenin bu konudaki suçluluğunu, istihbarat örgütlerinin kokuşmuşluğunu, çürümüşlüğünü ve zavallılığını ortaya koymaktadır.
Bu gelişme bir kez daha düşmanın nasıl hainane emeller peşinde koştuğunu, insanları nasıl robotlaştırdığını, nasıl acımasızca, çok tehlikeli trajik sonuçlara götürdüğünü, buna karşılık PKK’nin kendisini nasıl korumaya aldığını, PKK’nin öyle sanıldığı gibi kolay yutulur bir lokma olmadığını ve bunun iyi bilinmesi gerektiğini ve savaş kurallarına bağlı kalmak istiyorsa, düşmanın da bu kurallara göre savaşması gerektiğini göstermektedir.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER