TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (181.BÖLÜM)
İnsanlık tarihinde sorunlar böyle izah edilemez. Hele hele olgular diyalektik materyalist yöntem ve bilimsel sosyalizmin kılavuzluğuyla bu biçimde açıklanamaz. Dolayısıyla karar çıkartılamaz. Olsa olsa metafiziğin ve kaderciliğin derin etkisi altında bulunanlar böyle davranabilir. İşin beni ilgilendiren yönü nedir? Aslında bu tür kişilikler karşısında hazırlıksız değilim. Burada kırk kişi de olsalar, bu tiplerin tarzını fazla ciddiye almıyorum. Ama genelde yapabileceğim işler vardır. Bunun dikkate alınması gereken yanları nelerdir? Bana yönelik olduğu, bana yakın bir arkadaşı ya da bir parti değerini hedef aldığı, beni de yakından etkilediği ve hatta bana karşı komploya girişebileceği için değil, bu tip unsurların yaymak istediği ruh ve kişilik partinin bakış açısını ve yaşam tarzını dağıttığı için bunu dikkate alıyorum. Bunlar zehirli iğneler fırlatır gibi insanlara yaklaşıyorlardı. Ellerinden gelen buydu ve bunu yapıyorlardı. Sizi silahlarıyla öldüremiyorlarsa, bakışlarıyla öldürmeye çalışıyorlardı. Canavar bir ruh ve buz gibi bir kişilikle buna yöneliyorlardı. Bu bir savaşım tarzıdır, hem de en tehlikeli savaşım tarzıdır.
Çünkü PKK’nin ruhuna, dünyasına ve onun kendi halkına sunduğu umutlu yaşama darbe vurmaktadır. Yaşam umudumuz deyip geçmemek gerekir. Kürdistan halkı için geliştirdiğimiz yaşama umudu, bir imhadan kurtulmak demektir; insanlık adına ulaşılabilecek ne varsa ona ulaşmak demektir. Boğulmak istenen şey budur. Peki, bu tam da düşmanın yüzyıllık uygulamalarının felsefesi değil midir? Buz gibi bir kişilikle ve canavar gibi korkutarak, yaşamı boğmaya çalışmak ne demektir? Feodal artıklardan söz edecektir. Bunları ayakta tutan da düşmanın kendisidir. Unutmayın ki, bugün feodalizmi bu biçimiyle ayakta tutan, günlük ilişkileriyle onu besleyen, silahlandırıp “korucu” yapan ve üstümüze saldırtan sömürgeciliktir. Burada da bu tutumu dolaylı olarak besleyen düşmandır. Düşmanın istihbarat çalışmalarında bir şeyi daha gözönüne getirmek gerekir. Haberalma örgütleri bir elemanını kullanır, yüz kişi de farkında olmadan bu örgütlerin hesabına çalışır. Düşman örgüt içinde bir kişiyi ayarlar, bununla o örgütün tamamını kullanır. Bir yerde örgütün taktiğini vurur ve bütün taktiği boğar. Adam taktiği ters uygulayan biridir; bu durumda on ajan kullanmaya gerek yoktur. Bu, parti tutumunu yerle bir eden bir tutumdur. Belli ki bu konularda biraz saf ve zayıfız.
Şu kesindir: Adam kendine göre PKK çapında düşünüyor. PKK üzerinde tam bir egemenlik kurma hissi mutlaktır. Bunun için bütün insanlıkdışı tutumları dayatmaktan ve kuralları çiğnemekten geri durmuyor. Gözünü kırpmadan PKK çapında gaspçılığa yöneliyor. PKK çapında önderliğe soyunuyor ve bunun için kendisini kamufle ediyor. Müthiş bir demagoji yaparak kendisini gizliyor. Uygulamaları tamamen insanlıkdışıdır. Sonuç başarısız kalırsa her şey gidecektir. Bu durumda tarihin en lanetli tiplerinden biri olarak kalacaktır. Büyük oynamak biraz da böyledir. Kumar oynuyorsunuz; her şeyinizi ortaya koyuyorsunuz; istediğiniz zar tutarsa iyi, tutmazsa her şeyin sonu gelecektir. Gerçekte işler bu kadar basit değildir. Adam bu konuma gelmek için bütün gücünü toparlamıştır.
Örneğin bu kadar tutku neyle geliyor? Bu kadar egemen olma iflasını neyle besliyor? Bir vermeden milyonlar almak istiyor. Bu hiç hesapsız olur mu? Adam teorinin doğru yorumunu güçlü geliştirebiliyor. Buna karşılık okun ucuyla değerlerimizi hedefliyor. Bunu neden hesaplamıyorsunuz? Bu tutumu tamamen aşmak gerekiyor. Bu mantık ve kişiliğin durumunu başından günümüze kadar böyle ele almak ve yargılamayı bu biçimde geliştirmek zorunludur. Sorgulama bir kişiye özgü değildir. Bu örnek bizi biraz daha uyandırdı. Bu mantık ve kişilik karşısında sorumluluğumuzun bilincine ulaşmışsak, partiyi bütünüyle yeniden gözden geçirmek, partiye yönelen bu yaşam tarzını ve uygulamalarını bir kez daha değerlendirmek zorundayız. Yine bütün alanlarda ortaya çıkan sonuçlar yeniden gözden geçirilmelidir.
Sorumluluk alan bütün parti değerleri ve birimleri, her alanda ortaya çıkabilecek bu ve benzer gelişmeleri, bilerek ya da bilmeyerek parti ruhunu ve yaşamını hedef alan bütün tutum ve davranışları mutlak anlamda değerlendirebilmeli ve kontrol altına alabilmelidir. Bundan sonra hesap hatası içinde olunmamalıdır. En önemli sonuç, bu konuda eğer varsa, her arkadaşın öngörüsüz, yetmez ve dar kalan devrimciliğine yönelmesidir. Her arkadaş buna derinliğine ve genişliğine yetkinleşmiş bir devrimcilikle karşılık verebilmelidir. Burada şunu açıkça belirtebiliriz: Önderlik her zaman gereklidir. Bu sadece fiziksel olarak yaşayıp, önderlik etmek demek değildir. Bazı önderlikler, aradan yüzyıl da geçse, kendi rollerini konuşturmasını bilirler.
PKK’yi bu temelde geliştiriyoruz. Ama yine de görev başında bulunduğumuz zaman yenilgiye götüren yaşamı aşmak ve günlük planda taktik önderliği tutturmayı, günlük yaşam tarzımızın bir parçası haline getirmek zorundayız. Elbette bu konuda sorumluluğun en büyüğü bana düşmektedir. Bunun gereklerini yerine getirmekle yükümlüyüm. Temel açıklama ve yönlendirmeyi sağlamalıyım. Siz de bunları sonuna kadar özümsemesini ve görev anlayışınızla uygulamasını bilmelisiniz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER