TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (194.BÖLÜM)
Sizler şimdi kendiniz için acaba neler yapabilirsiniz? Bu önemlidir. Dürüst olduğunuzu ve mücadele etmek istediğinizi sanıyorum. Hem de PKK’ye yaraşır bir biçimde mücadele etmek istiyorsunuz. O halde bunun nasıl yapılacağı sorusuna cevap vereceksiniz. PKK tarihi bir hayli zengindir, verileri boldur; incelemesini bileceksiniz. Bu konuda yüzeysellik olamaz. Ciddi olmamak ve sonuca gitmemek kabul edilemez. Şimdi önemli bir atılımın öngünündeyiz. Her düzeyde 1991 yılı atılımının kıpırdanışları yaşanıyor. Newroz kutlamaları bir patlama biçiminde hala sürüyor. Partinin ısrarlı eğitici çabaları yine ileri düzeyde bir öncülüğe ulaştırdı. Ama acaba bütün bunlar sizin komuta ve militan rolüne sahip çıktığınızı gösteriyor mu? Bunu burada tartışıyoruz. Sizinle burada bunu halletmek istiyoruz. Sağlam bir yürüyüşün temel koşulunun bu temelde kendinizi halletmeniz olduğu ortaya çıkıyor. Düşman da en hassas sorunun bu olduğunu bildiği için, bir yandan açık saldırı cephesi ve öbür yandan dolaylı etkileme yöntemleriyle yenilginizi neredeyse bir kader gibi göstermeye çalışıyor.
Şimdi şu “affetme” sorunundan, çeşitli alanlardaki zımni uzlaşmaları normal göstermeye olanak sunacak tavırların geliştirilmesine kadar çeşitli olguları göz önüne getirelim: Bütün bunlarla başarıya gitmeyi ve hatta kendinizi yaşatmayı olanak dahilinde görüyor musunuz? Kesinlikle hayır! Ancak bu konudaki gafletin varlığından söz edilebilir. Böylesi bir gaflet durumu ile particilik yürütülemez. Birçok nedenler gösterebilirsiniz; yetmezliğin birçok gerekçesi sıralanabilir. Ama bunlar hiçbir şeyi kurtaramaz. Kültürsüzlüğünüzden tutun da doğru dürüst politik hat’a girememenizi, örgüt hattına girememenizi ve kendinizi şekillendirememenizi gerekçe olarak gösterebilirsiniz. Ama bunlar gerçekten yenilginizi önleyemiyor. Gerçekten tasfiyeciliğin bütün belirtileri açıkça ortaya çıktığı halde, hiçbir alanda ve cephede buna başarıyla karşı koyamamış olmanızın sorumluluğunu kimin üstüne yıkacaksınız? Önderliğe mi? Asla! Halk kitlelerine mi? Kesinlikle hayır! Araç gereç yokluğuna mı! Asla! Sorumluluğu kendinize yıkacaksınız. Sorun siz kendinizsiniz. Şimdi siz militan olduğunuzu söyleyerek işin içinden çıkmak istiyor, hatta önderliğe soyunuyorsunuz. Bunun sağlam duruşunu tutacaksınız. Kaldı ki ne tecrübeniz, ne de size sunulan destek azdır. Bu konuda dikiş tutturmak sizin işinizdir. Ne kendinizle, ne de partinin size sunduğu yetkiler ve verdiği değerlerle oynamaya hakkınız vardır. Kendinizi düzeltme işini erteleyemezsiniz. Komuta düzeyinde işlere karşılık vermek hiçbir gerekçeyle savsaklanamaz ve ertelenemez.
Dolayısıyla bütün partililer için çıkarılması gereken sonuç bellidir: Tutarlı devrimcilik ve önderlik hattında yürüyen militan açısından, hiçbir bahaneye sığınmadan ve herhangi bir yetmezliği savunmadan, bundan sonrasını sağlam götürebilecek bir çalışma tarzına, üsluba ve vuruş tarzına ulaşmak, işlere hakim olmak, bu konuda gerçekten bir iktidar savaşçısı, bir ordu kurucusu, kısacası bütün işlere kumanda edebilen, bunun için görüş üretebilen, karar çıkartabilen ve düzeltme yaptırabilen bir konuma ulaşmak zorunludur. Devrimcilik şimdi böyle yapılabilir. Demin başında sözünü ettiğim anlama işini artık layıkıyla ve beraberinde değişmeyi de sağlayacak biçimde halletmek durumundasınız.
Anlayışlı olun derken, gereken değişikliği mutlaka anlamakla iç içe götürmeniz gerektiğini belirtiyoruz. Yani anlamakla uygulamayı birleştireceksiniz. Buna teori ile pratiğin birliği adı verilir. Bu çok geneldir. Çizgiyi kavramanın biraz var olduğunu söylüyoruz. Artık çizginin uygulanması gerekir. Öyle bir uygulama dışı kalınmaktadır ki, bu durum açık kontralara destek sunmaya kadar gidebilmektedir. Sizdeki uygulama yanlışlığı veya düşkünlüğü bu kadar gelişmişse, başka zeminlerde bunun karşılığının çok ağır bir cezalandırma olduğunu unutmayın. Eğer şimdi cezalandırılmıyorsanız, bunu doğru yolda oluşunuza değil, tersine içinde bulunulan durumun nazikliğine ve biraz da kendi gafletinize borçlusunuz. Yoksa bu kadar kural dışılık, bu ölçüde pratiğe egemen olamamak sizi yaşatmaz ve şu ya da bu biçimde tasfiye olmaya götürür.
Önderlik olayına cevap verememede eksiklik üsluptaysa düzeltmek, yetmezlik çalışma tarzındaysa kendinizi burada kanıtlamak zorundasınız. Bunu yapamazsanız suçlusunuz. Bahane aramamalıyız. Önderlikte bahane olmaz. Aşağı yukarı hepinizin konumu budur.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER