KÜRT AŞKI -26. BÖLÜM
KÜRT AŞKI -26. BÖLÜM
0 Yorum
389
07-11-2023


Kadınla Yaşam Değerlidir
Birinci yıldönümünde Zilan şahadeti için çok şeyler söylenebilir. Genelde gerilla ve kadın ordulaşması üzerinde onun eyleminin etkileri ideolojik, siyasi, askeri boyutlarıyla rahatlıkla ortaya konulabilir. Yine Dersim özgülünde olup bitenler dile getirilebilir.
Ben bu hususlarda oldukça alışagelmiş bir değerlendirme yapmayı fazla anlamlı bulmuyorum, zaten gerektikçe yapılıyor ve yapılmalıdır da. Dersim’de; örneğin bu eleştirilen kişilik bizzat mektubunda, “küçük burjuva, bilmem Kemalist etkiler deyip duruyorsunuz, yakışmaz. Bu şeyleri niye ısrarla yaşıyorsunuz, yaşatıyorsunuz” derken, aslında daha bir yıl geçmeden o verdikleri kayıplarla kendi durumlarını ortaya koyuyor. Eminim ki, bu eleştirilerden bazı sonuçlar çıkarılsaydı, bu büyüklüğe cevap olabilen bir gerilla sergilenseydi, Dersim düşmanın en çok korktuğu ve asla sonuç alamayacağı ve belki de Güney’den daha fazla etkili bir Kuzey direniş kalesi olacaktı. Ama o kişilik, kendine layık gördüğü yaşamı fazla yaratıcı olmayan, derinliği yakalamayan, tedbiri geliştiremeyendir. Aslında nasıl savaştığı, nasıl yaşamak istediği de fazla belli değildir. Nereden bakılırsa bakılsın, zaafları olan bu kişiliğin savaşa yansıması, düşmanın ağır operasyonunu önceden görememek kadar, ona etkili bir savaşla karşılık verme gücünü ortaya çıkarmaması en önemli kayıp nedenidir ve aslında Zilan kişiliğinde buna cevap verilmişti.
Kendi başına örgütlenmesi, planlaması, eylemini başarıyla ortaya koyması hepsi için uyarıcı olabilirdi. Bir kişinin kendi düzeyinde sağladığı bu gelişmeyi, onlar kendi kişiliklerinde sağlamış olsalardı, düşmanın bu sahaya böyle rahat girmesi, sonuç alması asla mümkün olmazdı. Demek ki, şehitlerin anısına layık olunamamıştır.
O kadar kızlar-erkekler vardı; hepsi kendi kendilerini tüketirken, demek ki önemli yanlışlıklar yapmışlar. En azından kendilerini örgütleyememişlerdir. Yaşama ve savaşa verdikleri anlamlar dar olmuştur. Düşmanı esas alan bir yaşam tarzına girememişlerdir. O yaşamın savunulması için kendilerini örgütleyip savaşta patlayan bir dinamit deposu haline gelememişlerdir. Aslında Dersim’de gösterilmesi gereken kişilik Zilan kişiliğidir.
 Ayakta kalacak olan, yaşayacak olan da buydu. Biz bunu vurgulamıştık, bu ciddi bir işarettir dedik. Gerilla zor bir sürece girmiştir, düşman oldukça derli-toplu geliyor. Bu bir semboldür dedik, eğer ayakta kalmak istiyorsanız kendinizi şiddetlendirmeniz lazım, hatta her gerilla Zilan kişiliğiyle özdeşleşerek, -bir anda değil- sürekli patlayacak bir bomba halinde yürüyebilmelidir. Kürdistan üzerindeki bu büyük belanın, bu büyük afetin kaldırılması, gerilla kişiliğinin bu düzeye gelmesiyle mümkündür.
Ama Kuzey’den Güney’e doğru gelişlere baktığımızda; sığ geçildi, anlamı derinliğe kazılmadı ve hatta partinin bazı savaş değerleri üzerine ucuz bir yaşam tutuldu; yaratıcılık, katı bir direniş kişiliği olarak ortaya konulmadı. Sonuç ise en anlamsız kayıplar. Özellikle bunun bu yılda olması bizi çok öfkelendirdi.
Duyarlılıklarınız, olup-bitenleri anlamanız zayıf. Ne şahadetlerin gerçeğinden, ne de düşmanın yönelimlerinden fazla anlamıyorsunuz. Tersine büzülüyorsunuz, anlamsızlaştırıyorsunuz ve sonuçta darbe yeniliyor. Oysa bu eylem düşmanı çok korkutmuştu ve her gerilla rahatlıkla bu sürece girmişti. Karar vardı uygulama da sağlanabilirdi. Yaygın görülen, saflarımızda birisi çok iyi yapmışsa diğerlerinin ona dayanarak ucuz yaşaması bir kez daha etkili oluyor ve böylece de gafilin kaybı ortaya çıkıyor.
Kim ne derse desin, bu yılı gerillada çok büyük kazanmak mümkündü. Zilan kişiliğine bir anlam verilebilseydi, gereklerine vicdanen kendini yatırmış olsalardı, bu büyük bir gelişme anlamına gelecekti. Diğer boyutlarda da böyledir: İdeolojik, moral ve cesaret olayında, kesinlikle herkesi kat be kat büyütecek bir anlama sahipti. Çağrısında bilindiği üzere büyük yaşam tutkusu, cesaret çok nettir. Bunun büyük bir şans olarak da görülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Ama birçoğu kişiliğinde maalesef bu düzeyi yakalayamadı. İdeolojik moral düzeyin savaşta ne kadar belirleyici olacağı anlaşılamadı, gerekenler yapılamadı ve istenmeyen kayıplar yaşandı. Tedbir almasaydık belki de bu çok kötü bir yenilgiye kadar da gidebilirdi.
Zilan’da insanlarımızın beynini, yüreğini açan, bencilliği yıkan, ideolojik etkileri çok çarpıcı ve ulusal düzeyde olan bir ufuk vardır. Siyasi olarak da güçlü olmanın nasıl olduğunu ortaya koymuştur. Küçük amaçlar için değil, büyük amaçlar için yaşamanın nasıl olduğunu kanıtlamıştır.
  Örgütsel anlamda da ikide bir örgüt bozgunculuğunun anlamlı olmadığı vurgulanarak, değerli bir yoldaş olmanın örneği sergilenmiştir. Son derece yapıcı, örgütlü bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini çarpıcı olarak ortaya koymuştur. Bütün bunlar partililere bir mektup ve çağrı biçiminde sunuldu. Etkisi hiç olmadı demiyorum, ama oldukça sınırlı bırakıldığı, genelde şahadet çizgisine yaklaşımın duyarlı olmadığı görüldü, sonuçta çok büyük bir gelişmeye neden olabilirken bunun geçiştirilmesi yaşandı. Elbette biz her zaman şahadetlere karşı aldığımız tedbirleri ve anlamını yitirtmedik. Bu şahadet temelinde bütün şahadetlere yüksek değer biçtik. Çok şiddetli bir yoğunlaşmayı esas aldık. Örgüt içi savaşımız çok yoğundu, çok keskindi. Hiçbir yenilgiye fırsat vermeyecek kadar biz kendimize anlam vermiştik. Herkes gitse de, biz kalışımızla, kesin yenilgiye geçit vermeyeceğiz. Ve bugün bu gerçekleştirilmiştir.
Düşmanın Kuzey’den başlatıp tarihin bu en büyük operasyonlarını Güney’de tamamlamak istediği çok net. Bu da büyük bir taarruzdu. Belki de, Türk Kurtuluş Savaşının ve hatta Osmanlıların son iki yüzyılındaki en büyük operasyonlarındandı. Özellikle Kürdistan’a son iki yüzyılda düzenlenen seferlerin en kapsamlısıydı.
Tarihte böyle seferleri İskenderler, Romalılar, Persler, İslam orduları veya Cengiz Han, Timur orduları düzenlemiştir. Biz bunları bir tarafa bırakalım, son iki yüzyılın Kürdistan seferlerinin içinde bu yılın operasyonları en büyüğüdür. Dersim’de başlatılması da bence anlamlıdır. Çünkü Zilan şahadetinde Genelkurmay sarsılmıştı ve bunun intikamını almak için oranın üzerine korkunç yöneldi. Türk askeri literatüründe böyle anlamlar vardır; intikam veya imha seferlerini düzenlerler. Bütün partiye bunu ödetmek için Güney’e kadar böyle büyük bir çapul seferi düzenledi.
Açık söyleyim, hepinizin pratiğine baktığımda, tedbirleriniz bunları aşmaya yeterli değildir. Dersim gerillamız cevap vermeyi beceremedi. Güney’e kadar bütün alanlarımız etkili bir karşı koyuşu yıl için planlayıp, hayata geçiremediler. Güney’de bile, esasta buradaki savaş duruşumuz olmasaydı belki de ardına kadar bir yenilginin kapısına açık bir yönetim yoğunca yaşanıyordu.
Ama bizim çok katı kararlılık ve hazırlık düzeyimizle, bütün alanlarda bir gerileme olsa da, sonuçta bizde duracaktır. Nitekim operasyon durdurulmuştur. Durdurulmasından da öteye çok ağır ve son bir sefer olma konumuna indirgenmişitir. Aynı zamanda işbirlikçiler için de bir son ihanet seferine dönüştürülmüştür. Bu da bizim savaş tarzımızın bir ifadesidir. İster yaşayın, ister ölün, ister kaybedin, ister kazandırın. Ne olursanız olun, Önderlik gerçeğinde verilen söz önemlidir ve söze kati bağlılık vardır. Bu da sizin söylediğiniz gibi değil, günlük, anlık pratik hazırlıklara, kendini kanıtlamakla olur. Çok açık ortaya çıkmıştır ki, bu operasyonlar bir anlamda “yenilgimizdir.” Zihniyet olarak, ideolojik, siyasal, örgütsel düzeydeki güçlenme olarak, bir başkaldırı ve başarma yakalanmamıştır.
Biraz daha değerlendirmeleri yoğunlaştırın ve göreceksiniz ki, sizlere kalsa, ne kadar savaşsanız da yenilgi bir yerde kaçınılmaz oluyor. Şimdi, bunun Zilan kişiliğiyle bağlantısı nedir? Bu eyleme kalkan bir kişilikten anlam çıkarılsa, bir yıl ona göre şiddetle değerlendirilse, yenilgi olmayacak. Neydi o? Şiddetle kendini bomba olarak patlatırken, sen onu düşüncede şiddetlendireceksin. Politikada, örgütlemede, bizzat askeri yoğunlaşmada şiddeti göstereceksin ki, yenilmeyesin. Zilan; bunun işareti, sembolü, çağrısı ve gerçeğiydi. Ya böyle savaşçı bir kişiliğe ulaşırsınız, ya da yenileceksiniz.
 Gerçekleştirilen eylem Dersim için olduğu kadar, bütün ülke için, halk içindir. “Ya böyle kendinizi her anlamda bombalar haline patlatırsınız, ya da yenilgi kaçınılmazdır.” Bu çok önemli ve değeri büyüktür. Aslında kendi payıma bazı sonuçlar çıkardım ve çok zor da olsa gereken cevabı vermeye çalışırız, dedim. Öyle ağlayarak, sızlayarak, imkânlarla oynayarak değil, kendi tarzımızdaki derinliği, çok yönlülüğü, yaratıcılığı eksik etmeden; verili kazanımlar kadar, yeni kazanımları da buna ilave ederek cevap vereceğiz. Bizim için bu artık önüne geçilemez bir emirdir. Başarı yürüyüşü zafere kadar sürdürülecektir.
Bir yılı değerlendirdiğimizde, ciddi bir yetmezliği kendi payımıza göstermedik ve tehlikeli bir başarısızlığa neden olmadık. Başarı için hemen her şey vardır. İşte bu, doğru karşılık vermek oluyor. Siz acaba böyle bir karşılık verme gücüne ulaşabilir misiniz? Bu, artık kendinizi sorgulama, buna göre yaratma ve o gücü gösterme yiğitliğidir. Kim olup olmadığınızı, ne kadar yapıp yapmayacağınızı ortaya koyacaktır. Önderlik kendi payına düşeni yaptı diye düşünüyorum. Elbette bütün partililer yapmalıydı. Çünkü çağrı onlaraydı, halka da, hatta insanlığa da çağrı vardı. Kısmen cevap olunabilirdi, bundan sonra da cevap olunabilir. Birinci yılında yapamadıysanız, ikinci yılında yapabilirsiniz. Eğer bağlılık gücünüz varsa, bütün bir ömür bunun tedbirlerini alabilirsiniz. Dediğim gibi, bütün şahadetlerden sonuç çıkarabiliyorsanız, bunun yolu ardına kadar hepiniz için açıktır. Umarım, ihmal etmezsiniz, gafilce, unutkanca, öyle alışageldiğiniz sığlıkla bu şahadetleri geçiştiremezsiniz. Mutlaka kendinizi katlayarak bir cevabı vereceksiniz. Vermedikçe fazla yüzünüzün ağaramayacağı, yine yaşamı kazanamayacağınız da o denli açıktır.
Şehitlerini unutan, onlara gereken anlamı veremeyenler, lafta geçiştirenler fazla iflah olmazlar. Büyüklük, şehitlere verilen anlamla orantılıdır. Anlam vermek, bir ölüye gösterilen ilgi değildir; anlam vermek, onları yaşamsallaştırmakla mümkündür.
Benim biraz daha özgün olarak bu şahadette düşündürmek, duyumsatmak istediğim yanlar var. Mektubun son cümlelerinde büyük yaşam istemi, büyük yaşamın büyük eylemle bağlantısı çok çarpıcıdır. Yine özgür kadın şekillenmesine yaklaşım oldukça çarpıcı.
Kesin yeni yaşam arayışıdır.
Müthiş bir “özgürlük” istemidir.
Var olan düzen dahilindeki yaşamlara tepkidir. Zaten o yaşama iğne ucu kadar değer verse, bu eyleme cesaret edemezdi. Bu eylemi aynı zamanda geçerli yaşama müthiş bir darbedir. Klasik kadın-erkek arasındaki ilişkiye darbedir. Düzen dahilindeki kadın-erkek, evlilik, cinsellik, sevgi, duygu bütün bunlara büyük darbedir. O küçük yaşam -kendisi evlilik denemesi de geçirmiştir- herhalde ona bir hiç gibi geliyor. Hatta itici geliyor. Dolayısıyla eylem üzerinde etkili oluyor. Bunun yanında büyük yaşam arayışı çok net. Bunun için, güzel yaşam, savaşla bağlantılı yaşam, eylemle bağlantılı yaşam çok çarpıcı. Bunun üzerine salt siyasi değerlendirmeler yapmakla açıklığa kavuşturma işini sağlayamayız. Bu, biraz da edebiyatın konusu oluyor. Romanlaştırılarak daha iyi dile getirileceği kanısındayım.
Bunun bir sembol olması, bütün şahadetlerin anlamını içermesi şartıyla. Özellikle son bir yılın kadın şahadetlerinde bu çok nettir. Gerek zayıflık nedenleriyle gerçekleşen şahadetler, gerek eski yaşama şiddetle tepkinin verdiği cesaretle teslim olmamanın, kendini sürekli bombalama biçimindeki şahadetler aslında yaşam arayışıdır. Bir şeylere hiç değer verilmiyor veya basit, küçük amaçlı yaşamlara, bu şahadetlerde hiç yer yok. Ama diğer yandan aynı zamanda aşk derecesinde bir yaşam anlayışı vardır. Buna, büyük yaşam, yüce yaşam diyoruz. Küçük yaşam yerle bir edilirken, büyük yaşam müthiş yüceltiliyor.
Büyük yaşayacaksın.
Büyük yaşam ne demek? Büyük duygular, büyük düşünceler, büyük eylemler...
Kadın özgülünde, özellikle derinleştirmek istediğim de, tam da bu noktada çok önemli. Zilan kişiliğine vereceğim en iyi karşılık; bir defa küçük içerikli yaşamları yerle bir etmektir.
Ben bunu yaptım mı? Yaptığıma inanıyorum. Son yılda dikkatinizi çektiğim gibi küçük amaçlı yaşamların adeta yerle bir edilmesi gerektiğini işledim ve önemli oranda da bunu aştım. Demek ki, anıya karşılık verme bu biçimde olmuştur.
Bütün küçük duyguları öldürdük.
Kişiye ucuz bağlılıkları, eyleme dayanmayan bütün sevgileri, bağlılıkları yerle bir ettik. Bunu bilinçli yaptık. Aşağıladım, lanet getirdim ve çılgınca yaptım adeta.
Diğer bir şey daha yaptık, büyüme işini geliştirdik, eylemi büyütmek, yaşamı büyütmek.
Bu çağrıya kendi kişiliğimizde kısmen cevabı şöyle verdim: Kadın yaklaşımında büyüklükler, duyguları büyütme, sevgileri büyütmekte oldukça ilerleme kaydettim. Daha cesaretli olma temelinde, -elbette bunu sağlarken hep bir çelişkiye göre; yani içeriksiz, çirkinliğe ve kayba götüren; büyük eyleme değil, eylemsizliğe götüren; çirkinleştiren ne varsa onu bir yana iterek, gerisini de veya ona karşıt olanı da yücelterek, böyle bir çelişkiyi ona diyalektik bir mantığı dayatarak işlettik.
Sonuç ise, önemli gelişmelerin sağlanması oldu. Bu, aslında en zor olandı ve gerekeni yapmaydı. Zilan kişiliğinde özellikle, dikkatle değerlendirilirse böyle bir istem var, -ama kendisi bunu başaramıyor. Çünkü gücü yok. Gücü ancak bir sembol olmaya var. Bunu küçümsemiyorum. Bana göre bu tanrılara mahsus bir şey, ama yine de bir zayıflığı içeriyor. Yaşamsallaştırabilse, eylemini ve onun örgütlülüğünü süreklileştirecek bir bomba haline gelecek. Bunu anlıyor, bunu istiyor da, son değerlendirmesi, son talebi bu. Böyle olmak istiyor ve bu şansı yakaladığı için adeta bu eyleme koşarcasına gidiyor. Ölüme değil, büyük yaşama koşuyor.
Burada bilinçsizlik yok, bir güven var. Önderlik gerçeği başta olmak üzere, PKK’ye hem eleştirisi var, hem güveni var. Gerisini yapmaları gerekir diye bu cesareti gösteriyor. Elbette her gün kendini büyük bir güçle yaşama katmak, öyle kolay bir iş değil.
Düşünün, ben bile bu kadar zorlanıyorum, peki, sizler nasıl yapacaksınız? Böyle eylemsel, böyle örgütsel, böyle düşünülmesi bile insanın nefesini kesen bir sembol olmayı ve onu her an yaşamsallaştırmayı kim, nasıl sağlayacak? Sorunun ağırlığı burada. Kendisi zaten bunu belirtiyor. Bu şansı yakaladım diyor, onun için büyük cesaretle eyleme yürüyor. Zor olanın gerisini getirmek olduğunun da tamamen farkında. Şimdi biz o sonrasını yapmaya, süreklileştirmeye çalıştık. En zor olanı yine kendimize görev belledik.
Şüphesiz bu ilk değildi. Onun daha öncesi de vardı. Çok büyük kadın kahramanlıkları vardı, ama bu zirveyi teşkil ediyor.
Kürdistan gerçeğine baktığımızda, kadının yaşamıyla eylemliliği arasındaki ilişki sağlam kurulamamıştır. Hatta toplumsal bir gerçekliktir; kadın fazla yaşamsallaştırılamamıştır.
İşte, Kürdistan’da bunun en cesaretli adımı bu eylemle atılıyor. Bizim bu işe böyle girişmemizin özgünlüğü burada. Kürdistan için olmakla birlikte, aslında bir evrensel anlamı da vardır. Zaten eylem dünyanın dikkatini çekti. Dikkatini çektiği kadar, son yıllardaki kadın ordulaşması da ilgisini çekti. Bu nasıl bir iştir diye soru sormayan kalmadı. Kendi ülke somutumuzda zaten başlı başına yeni bir olay. Hemen hepinizin hafızalarının, ruhunuzun pek algılayamadığı bir durum.
Kadın-erkek ilişkilerinde düşüş müthiş boyutlarda. Düzen dahilindeki bütün yaşam özelliklerinde bir bitiş var. Kadın-erkek ilişkilenmesi feci bir boğuntu. İster aile, erkek-kadın veya karı-koca veya baba-ana veya sözlü-nişanlı bilmem sevgi, aşk olsun; bütün bu kavramlar müthiş düşüş kavramları ve tabii ki kurumları halinde geliştirilmiştir. Yani eylemliliği tamamen bu düşüşü yerle bir etme eylemliliği ile oluyor. Peki, bunun yerine yüceltilmesi gerekenler, kavram ve kurumlar nasıl konulacak? İşte, bu her babayiğidin işi değil.
Israrla vurgulamaya çalıştım:
Büyük sevgi, büyük savaşa benzer.
Büyük bir savaşı düzenleyemeyenin sevgisinin de gelişmesi mümkün değildir. Nitekim savaşı ne kadar geliştirdiysek, sevgi boyutunu da eklemek istediğimizde, bu çok çarpıcı ortaya çıktı.
Savaşın gelişemeyişinin en önemli nedeni de; sevgi kişiliğinin olmamasıdır.
Yetmez ve çözümsüz kişilikler, savaşa müthiş yansıyor. Kabadırlar ve ne kadar savaşsalar da yenilgiye götürüyorlar. Kürt kavgacılığının, Kürt sevgisizliği ile bağlantısını kurduk. Ve baktık ki, duygular yok, yüce duygular hiç yok. Her şey yetersiz, her şey ilkel, her şey düşmana götürüyor.
“Seni seviyorum” denildiği noktada düşmana dörtnala koşuluyor. Örgütten kaçarak, eylemden kaçarak, düşmana zemin olunuyor. Her ilişkilenme neredeyse bir kayıp nedeni olarak düşünülüyor. Bunu alaşağı etmek -aşağı olmuş zaten- ve bundan bir yüceliğe merdiven dayamak en zor sorundur. Savaşı çözmek de buna bağlıydı. Kişilikleriniz savaşı geliştiremiyor. Hazır savaş olanaklarını bile ordulaştırmıyor. Hatta en “benim” diyenler, niyetleri ne olursa olsun, savaşı, partiyi yerle bir ediyorlar. Bakıyoruz aynı kişiliğe, aynı kimliğe; sözde çok savaşanı, yaşamı, tarzı, kadınla ilişkilenmesinde ifadesini buluyor. Bencil, dar, fazla duyguları yok. Kaba bir cinselliği fazla aşamamış, sevgiyi boyutlandıramamış ve bunu kadında çok somut ortaya koyuyor. Bir baktık ki, bunun da savaşa fazla vereceği bir katkısı yok.
Sevgiyi yüceltmenin, en az savaşı geliştirmek kadar zor bir iş olduğunu iyice anladık ve ortaya koyduk. Fakat, hala bu anlamda birer hastasınız.
“Sevgi hastası” veya “sevgiden yoksun olmanın” hastası.
Sevgi, duygu adı altında bir şeyler karıştırıyorsunuz, onların da büyük bir kısmı aşağılanmadan öteye bir anlama sahip değil. Çoktan içi boşaltılmış, karı-koca duyguları, erkek-kadın ilişkileri. Saygısı yok, canlılığı yok, kurutucu, bitirici ve bir nevi zehirlenme düzeyine varmış bir yaşam felsefesi veya bir yaşam tarzı. İşte, biz bütün bunlara karşı direndik. Nitekim kendimden başlamak üzere yaptığım en önemli işlerden biri de; bunun izah edilmesi, açıklığa kavuşturulması ve bunun bir kader olmadığının kabul ettirilmesiydi.
Kendi soyunuza, kendi cinsinize neden böyle çirkin, kurutucu yaklaşıyorsunuz? Kadın duygulanmasına bakıyorsun, nefes alamayacak duruma gelmiş. Eğer bu böyleyse hiç yaşanılmaz. Erkeğe bakıyoruz, ufak bir hâkimiyet ilişkisiyle her şeyi yerle bir ediyor. Hiçbir yiğitlik yok. Basit bir kıskançlık, çekememezlik yüzünden kişiliğinizi yiyip bitiriyorsunuz.
Bu aşk olamaz, duygu olamaz, bu ilişki arayışında da anlamlı olamaz. Böyle olacağına yaşamı durdurmak daha iyidir. Bomba gibi kendinizi patlatmanız daha değerlidir. Zaten çağrının anlamı da budur. Yapamıyorsanız kendinizi bombalayacaksınız. Ben Zilan kişiliği tamamen budur demek istemiyorum, ama çağrısının bir özelliği de burada, sizleredir. Neden böyle yaşıyorsunuz, neden böyle ruhsuzsunuz, neden böyle örgütsüzsünüz, neden böyle düşürücüsünüz? Elbette doğrusu, daha tercih edilmesi gerekeni, büyük yaşamı gerçekleştirmektir. Bu bir sanat işidir. Ben kendimi ortaya koydum; sevgi düzeyinde, savaş kişiliğimle bağlantılı olarak ancak bu kadar olabildim diyorum. Ulusal, hatta evrensel çapta kendimi çözümleyerek...
Bir kadın karşısında nasıl olunmalı ilkesiyle, yaklaşım tarzıyla ve her boyutta, yaratıcılık nasıl olacak?
Adamakıllı sorguladık ve biraz kabul edilebilir bir kişiliği yakaladık. Geleneksel birçok yaklaşım yerle bir edildi. Ayıplı, çirkinleştiren yaklaşımlar, düşünceden ve temel değerlerden, yurtseverlikten, siyasallık, örgütsellikten uzaklaşmalar tümüyle yerle bir edildi. Tersine güç veren bir ilişkiye dönüştürülebileceği ortaya çıkarıldı. Yine mülk konusu olmak değil, müthiş değerleri paylaşmakla yürüyen bir yaşamın geliştirilebileceği ortaya çıkarıldı. Benim açımdan herhangi bir kadınla bu anlamda yürümek hiç sorun değil. Şimdi, bu değişik ve aslında çoğunuzun henüz anlamaya güç yetiremediği bir durum.
Sözleşme, aşk, evlilik hepsi bu kavramın içinde gizlidir.
Benim için herhangi bir kadınla, herhangi bir yerde ve zamanda bu biçimde anlaşılabilir, yürünebilir, savaşılabilir. Bir çözüm var, ulusal bir çözüm, hatta evrensel bir çözüm. Aslında bu ileri düzeyde yakalanmış bir durum. Belki kişiselleştiriyorum, benim için fazla kişiselleştirme zaten tehlikeli, fazla uygun olmaz, genelleştirme, derinleştirme daha önemlidir. Bunu başarıyla yürüttüğüme inanıyorum. Öyle tüketme değil de, üretmeyi bilmek çok daha önemlidir.
Dikkat edilirse, bu son yılda müthiş bir üreticilik var. İlişkide derinliğine, genişliğine büyütme üretimdir. Tarzımda bir derinleşme oldu. Mesela, benimle her ilişkilenen veya benim sahama giren, benim şartımla, benimle yürüyen, benimle ilgilenen sıradan bir dost bile kesin üretiyor. Ama dikkat edilirse, çoğunuzun ilişki tarzında bir tüketme vardır. Zaten en ufak bir ilişki “bitirdim” diye bir deyimle son buluyor. Bu, bana anlamlı gelmediği kadar, çirkin ve tehlikelidir.
Neden ilişkiler bu kadar tüketici? Tüketicilik yalnız cinsi boyutta değil, kavramda tüketici, duyguda tüketici, eylemde, örgütlenmede tüketici. Ufak bir ilişki örgütün içini boşaltıyor. Örgüt gitti, siyaset bitti. Ne uğruna; küçük bir aşkı varmış. İşte, bu büyük saygısızlıktır. Tersi olacaktı. İster bireysel, ister genel anlamda bir yücelişi yaşadığın an, üretime koşacaksın. Kadın-erkek ilişki boyutlanmasında gelişmeler var. Siyasete etkisi çarpıcı, ordulaşmada etkisi çarpıcı ve örgütlenmeyi müthiş etkiliyor.
Şimdi bazı bölgeleri ele alıyorum: Dersim’den tutalım Moskova’ya kadar, zindandan tutalım dağların doruklarına kadar, ilişkilerde tüketicilik düzeyi aşılmamış. İzin istiyorlar, acaba Parti ne der? Şimdi, bunun izni de o kadar önemli değil, ilişkide sen tükenişteysen istersen on imam gelsin nikahını kıysın veya meşrulaştırsın, bu hiçbir şeyi ifade etmez. Çünkü senin ilişkin tüketici ve bir değeri yok. Burada yüceliğin, aşkın inkârı var, bunun nesini biz kabul edeceğiz?
Aşk aslında anlamını bulursa çoğunuzun kişiliğinde ve eyleminde; öyle kanun izini istemez, öyle ayıplı, köhne yaklaşımlara da fazla izin vermez.
Gerçek anlamda aşk cesurdur, aşk bilinçlidir, aşk çarpıcıdır, aşk vurucudur, aşk sonuç alıcıdır.
Nitekim bizim kadın kimliğinde, kişiliğinde bu ortaya çıktı. Vurucu olduğu, keskin olduğu, güzel olduğu, çarpıcı olduğu, ayıplı olmadığı önemli yönleriyle netleşti. Önderlikte bu biraz gerçekleşti.
Bir yücelmeyi sağlamak gerek. Kürt kişiliğinin dönüşümünün sırrı, onun kendi cinselliğini dönüşüme uğratmasındadır. Kadın zaten boğuntuya getirilmiş, onun cinsellikte fazla bir iddiası yoktur, ancak kendini pazarlar, ama erkeğin kendini tüketmesi affedilir gibi değil.
Önderlik gerçeğinde gerçekleştirilen en önemli bir gelişmenin bu olduğunu vurguladım. Klasik yaklaşımın cins, cinsiyet güdüsüne bir gem vurması kadar, bir yüceltmeye, siyasete kadar taşırmaya güç yetirmiştir. Bu önemli bir gelişmedir. Hani derler ya, “makûs talihi yenmek”, bizde biraz da böyledir. Talihsizliği aşmak böyle bir kişiliği dönüştürmekle mümkündür. Ama bu çok zor bir iş. Nasıl ki, ilişki sizi her sahada tüketiyorsa, bizim tarzımız da müthiş üreticiliğe götürüyor.
Mesela, müthiş örgütçü, müthiş siyasal yoğunluklu, müthiş çekici, müthiş büyütücü ve müthiş eyleme çağırıcı anlama sahip. Mümkün müdür, benimle en ufak bir yaklaşımı olan bir kadın beni tüketmeye götürsün? En sıradan olanı bir Zilan eylemliliği, gerisi hemen hepsi böyle fedai kişiliğiydi. O ortaya çıktı ve bu bir gerçek oldu.
Düşünün, hepiniz dürüstçe yaklaşabilirsiniz. Böyle kişilerle dünyalar fethedilir. Ama insan endişeleniyor, yani istediğiniz anlamda serbest bırakılırsanız -zaten kavrayış düzeyiniz zayıf, kendinize hâkimiyetiniz zayıf, kişiliğiniz yenilgi kişiliği- birbirinizi ne hale getireceğiniz belli değil.
Erkek tümüyle geleneklerin ağır etkisi altında, “mutlaka karım olmalı, mutlaka mülküm olmalı.” İşte, namustan anladığı bu. Kültürü, kimliği, kişiliği bundan fazlasına elvermiyor. Mesela, bende bu yok. Annemden tutalım bütün kadınlara kadar, böyle bir yaklaşım oldu mu, yerle bir ederim. Kendisini mal gibi sunmaya çalıştı mı, bitti. Orada ret, orada yerle bir etme vardır.
Dikkat edilirse, bu her kadında siyasal olmaya, kendini güzel kılmaya, eylemli, örgütlü kılmaya yöneltiyor. Önderlik kişiliğiyle az çok ilişkilenmek; düşüncesinde, ruhunda böyle bir kimliği yakalamakla mümkün, başka türlü bu önderlik hiçbir şeye izin vermez. Kurulmuş, kurumsallaşmış kişilik budur ve bunu da sırf kendini tatmin etmek için yapmıyor. Bir derviş gibi, nefs savaşını da veriyor. Bunu büyük bir eylem olarak yürütüyor. Dinamiktir! Salt kendini terbiye etmekle değil. Savaştır, güzel bir savaş, sonuçları olan bir savaş. Düşünün, kendinizi böyle boyutlandıramadınız, doğru temelde birisinin sevgisini veya sevmesini örgütleyemediniz. Ben hepinizden boşuna korkuyorum demiyorum. Ne kadar örnek varsa hepsi örgütü tehdit ediyor, savaşı terk ediyor. Ayrıca kendinizi kolay bitiriyorsunuz. Bu aşk değil, bir felakettir, hastalıktır. Güçsüzlükten dolayı böyledir. Öyle kasıtlı, art niyetli yapıyorsunuz demiyorum, kişiliğiniz böyle kurulmuş, yaratıcılığı gösteremiyor. Bunu bir kader gibi alamayız, bir çaresini bulacağız.
İşte, çaresi Zilan dedik.
Büyük eylemlilik, büyük yaşam, büyük aşk istemi...
Bu bir başlangıç ise, başarabilirsek, toplumsal gerçekliğimizde bütün kadınlarımızı, erkeklerimizi bu temelde yeniden yapılandıracağız, şekillendireceğiz. Zaten ulusların özgürleşmesi de ancak böyle olabilir. Her halkın tarihinde böyle dönüştürücü değerler vardır. İşte, bunu biraz kendi gücümüzle orantılı olarak yapmaya çalıştık. Bu bir çabadır, tam bir zafer, toplumsal kurumlaşmaya götürme değildir. Benim bütün yapabildiğim bir şeyler yıkmak kadar, bazı olumlu, yaşanmaya değer gelişmelerin de önünü açmaktır. Sanırım bu konuda fazla hata yapmadık ve en önemlisi de bazı gelişmelerin yollarını herkes için alabildiğine açtık. Ama anlayamamanız bizi öfkelendiriyor. Bazıları bunun üzerine yalnız binalar kuruyorlar. Bencilliklerini daha da inceltiyorlar, tabi yanlış hesap yapıyorlar. Kesinlikle bunlardan uzak durmayı bilmeniz lazım, aksi halde kötü durumlara düşmeniz kaçınılmazdır. Tam bu noktada savaş kadar yiğitlik istiyor kişilikte; bunun önü açılmıştır, kapatmayalım; öyle aceleyle, egemenlikle sağlanacak bir gelişme değildir. Bazıları bu yıllarda yetkiye dayanarak, “güçlü olan kimse kadın orada veya onun arzuları yerine gelir” dediler; kesinlikle bu da yanlıştır ve bunu aşmak çok önemlidir.
Hatta benim söylediğim diğer bir husus şuydu: “Güçlü olmadığım dönemlerde, ben aşkın daha anlamlı olabileceği kanısındaydım.” Güçlü olduğum dönemlerde benim için aşk veya kadın fazla geliştirici olmadı.
Neden?
Çünkü herkes güce koşuyor. Güç olmaya geliyor, güç vermeye değil. Zayıf geliyor, kendi çirkinliğini aşmak için benden bir şeyler almak istiyor. Erkek-kadın hemen hepsi böyle. Bu da benim için müthiş bir zorluk demektir. Kendimi neredeyse mahvettim. Evet, herkes vermeye değil, almaya geliyor. “Bana da biraz sevgi, bana da biraz güç, bana da biraz güzellik, bana da biraz başarı” diyor. Dikkat edilirse, son yılların önemli bir gelişmesi de budur. Çok azınız “ben de bir şeyler vermeye geldim, benim de gücüm var, ben de gençliğimi, çabalarımı bu temelde başarıyla sunabilirim” diyebiliyor. Çok azı ortaya çıktı, lafta söylese de, pratiği bunu getirmiyor. Artık ben de kendimi mecburen veriyorum. Önderlik kendini halkına tümden verir, eriterek verir. Düşüncesini verir, duygularını verir, kendisini bitirerek verir ve sonuçta halk önderi, kadınların önderi de olur.
Gücümü nereden alıyorum?
Bu konularda çok ustayım. Hemen herkese imkân verebilirim. Eğer siz de genelleşmek istiyorsanız, herkesin vazgeçmeyeceği bir kişilik olmak istiyorsanız, kendinizi vereceksiniz. Bireysel arzu, bireysel hâkimiyet, sizin anladığınız anlamda yaşam ve benzeri şeylerden eser kalmıyor, sadece yücelmiş duygular kalıyor. Hemen her ilişki yaklaşımında bir büyüme olayı kalıyor, bu da çok daha değerlidir. Toplumdaki düşkün kişilik yerle bir oluyor. Genellemeci kişilik, bu tip düşkünlükleri yerle bir eden kişilik de, olağanüstü bir büyüme kişiliği oluyor.
Gelen kadınlar melek gibi olacak, erkeklerin hepsi kahraman gibi olacak ve bu PKK’nin büyüklüğünü ifade edecek.
Dikkat edilirse kısmen bu noktaya doğru geliniyor. Her gelen kadın bu düzeyde Zilan kişiliğini göz önüne getirirse; bir tanrıça gibi, bir melek gibi, bir savaş kahramanı gibidir. Erkeğin de, öyle klasik ölçülerle benim karşımda durması mümkün değil. Böyle erkekler, utançlarından yerin dibine girerler. Ne erkekliği? Erkeklik yapacak hiçbir şeyleri olmadığını derhal fark ederler. Bu da yeni erkeğin ortaya çıkması anlamına gelir. İşte, Önderlik bunu biraz sağlıyor ve derinleştiriyor.
Bu da güzel bir şey.
Önderlik kişiliği bence güzel gelişiyor. Müthiş bir yıkma işi, -yıkılabilirse yüceliklere ön açmadır, dikkat edilirse önü de açıktırmüthiş yiğitlikler gelişiyor. Kendimizi kimseye zorla kabul ettirme derdinde değiliz, devleti olanlar bile bize muhtaçtırlar. Bizde bir güzellik bulurlar. En büyük imparatorluk sahibi Amerikalılar bile bizim karşımızda komplekslidirler. Böyle kaba güçlerinden başka bir şeyleri yoktur. Hiçbir moral değerleri, hiçbir siyasi değerleri yoktur. Onlar kala kala kaba güçleriyle bırakılmışlardır ki, yeniktirler bu anlamda. İster imha etsinler, ister atomu patlatsınlar, bu onların insan dışılıklarını gösterir.
Demek ki, insanlar kendilerini yaratabiliyor. Belki hala anlayamadınız, size hayal gibi geliyor, ama karşınızda kadın mı istiyorsunuz; böyle bir kişilik oluşturun, bütün kadınlar en yüce sevgi değerinde size gelebilir, koşabilirler. Bir kadın, kendini böyle şekillendirse, bütün erkekleri peşinden koşturabilir, onları savaştırabilir de. Yalnız cinsi anlamda koşturur demek istemiyorum, o işin basit bir kısmı, onları adam edebilir, onlara komuta edebilir. Önderlik olayını biraz inceleyin, bunların hepsi az çok ortaya çıkmıştır. Onun için, “ya bunda yaşam bulamıyorum...” Tamam, sen anladığın anlamda yaşamı bulamayabilirsin. Diğer tarzda yaşam var, işte biraz benim boyutumu yakalayalım. Kadın mı istiyorsunuz veya erkek mi -kendinize layık- istiyorsunuz? İşte ölçüler var.
Hiç ayıp değil, benim için her kadın değerlidir ve istediğim gibi yaşarım. Öyle istedim, göz koydum, seni kandırdım, sana kendimi dayattım, sana hükmettim, seni aldım kanunlara göre, şahadetnameye göre seni şöyle yaptım... Bu kelimelere hiç yer yok, aşk biraz da budur zaten. Düzen ise hep bu kayıtlamaları getirir. Egemen düzen, baskıcı, sömürücü, düzen, kayıt yapar. “Sen şuna şu kadar bağlan, görevin şöyle olmak, şöyle boyun eğeceksin” şeklinde ahlakına kadar ölçü koyar. Bu doğru mu? Hayır! Bu bizde her şeyin kaybettirilmesine kadar götürür. Bütün kızların yapabildiği, hiçbir şeyi olmayan, ona kesinlikle bir parça ekmek bile getiremeyecek olan zavallı bir erkeğe çok zavallıca bağlanmak. Ben bunu çocukluğumda gördüm ve ayıp dedim böyle bağlanmaya. Ve asla dedim, ne ben böyle bir erkek olurum, ne bir kadını böyle kendime bağlarım, isterim.
Sonuç işte bugüne kadarki geliş hikâyesi. Ve siz tenezzül ettiniz. Tenezzül ettiğiniz için, buna kişiliğiniz bugün büyük kahramanlığı geliştiremiyor, büyük bir savaş komutanı olamıyorsunuz. Kişiliğiniz fazla sevilmiyor, açık söyleyeyim. Yani ben mi söylüyorum sevilmeyesiniz, hayır sevilebilmeniz için her şeyi yapıyorum. Ama bunu kendinizde somutlaştıramadığınız için bir çırpıda düşüyorsunuz, insan size güvenmiyor. Hangi kutsal emaneti sırtınıza bindirsek ihanet ediyorsunuz. Söz veriyorsunuz, gereklerini yerine getiremiyorsunuz. Yetki veriyoruz yerle bir ediyorsunuz. Kadın veriyoruz, bitiriyorsunuz. En değme kahraman erkek gençlerimizi veriyoruz, onları da bitiriyorsunuz.
Tabii ki senin sevilmeye değil, yerle bir edilmeye layık olma durumun var. Demek ki aşk kişiliği öyle sıradan bir kişilik değil. Ülkesine, insanlığa, zaferine anlam verecek, güzel, çekici ve sonuç alıcı olacaktır. İki kelimeyi bir araya getiremez, neyin başına hangi felaketi getireceği belli değil. Ölçüsüz, dengesiz, serbest kaldığında kime ne yapacağı belli değil, şimdi böyle erkeğe, böyle kadına biz güvenemeyiz en azından. Onların üzerinde sıkıca duracağız, adam oluncaya kadar.
PKK olayında kişiliğin gerçekleşmesi böyledir. Bu bana göre hem çok önemli, hem de tek çare. Ben size kadın ve erkek olmayın demiyorum. Böyle, kadın ve erkek olun, ilişki olmasın demiyorum, böyle ilişki olsun diyorum. Bana bunu kanıtlayacaksınız, ama bunu yaşamınızla, savaşımınızla göstereceksiniz, ki ben kendi verdiğim sözün, bana emanet edilen bu değerlerin sözcüsü olayım, onlara ihanet etmeyeyim. Buna ulaşmazsanız haklı olarak ben erkekliğinize de, kadınlığınıza da metelik kadar değer vermem, ayağımın altında çiğnerim. Eminim ki, bu yaklaşımda dürüst olsanız, ısrarlı olsanız, eylem gücünüz müthiş arttığı kadar, yaşam gücünüz de artar. Her biriniz en arzulanır yoldaş olacaksınız. Şimdi ben hala bu işin üzerinde duruyorum, durmam gerekiyor. Durmasam böyle bu işin üzerinde birçok şey elden gidebilir. Bir ulusal çabadır bu, evrensel boyutu da var, yadırganmamalıdır da.
Neden?
Biz yıkacağız, öldüreceğiz. Kabul edilmesi gereken yaşam kişiliğini de tabii ki yaratacağız. Zaten bu yıkma işi, öldürme işi, kabul edilebileni, yaşamsal olanı yaratmak içindir.
Zilan hiçbir zaman “ben ölüme koşuyorum.” demedi.
“En güzel büyüleyici yaşama gidiyorum” demiştir.
Büyüleyici yaşam nedir?
Nasıldır? Savaşla bağlantısı nedir? Hangi zaferi bizden istiyor? Bu sorulara cevaplar veremezseniz, ben sizi erkek-kadın olarak parti içinde kabul edemem. Çünkü ben anıya bağlıyım. Bana vasiyetler bırakılmıştır. Kesinlikle bunu kimse yanlış anlamasın, bu boyuta ulaşanlar için yaşamın en büyüğü var. İlişkilerde yasaklama, bilmem neden beni sevmiyor, ben neden sevmek istiyorum da örgüt önümde engel. Kesinlikle bunlar ikiyüzlü laflardır. Sen kendi kendini engel durumuna getirmişsin. Her tür savaşta yenil, ideolojide, politikada, örgütlenmede yenil, hiç görevlerinin farkında olma, ondan sonra “canım sevgi istiyor!” Hem ahlaksızcadır, hem görevlere ters düşer. Bunu ben sırf PKK’yi idare etmek için, PKK’yi yüceltmek için söylemiyorum. Bir ulusu yeniden şekillendirme yaklaşımıyla bağlantıdır. Çok açık, kendi sülalem için kadın yetiştirmiyorum, hanedan yetiştirmiyorum. Hemen her hâkimin, her söz sahibinin yaptığı gibi, ne şu anlamda ne bu anlamda, kadın üzerinde bir baskı düzeyi geliştirmemişim. Ben kendi özgünlüğümü burada yakalıyorum. Hala kendimi baskıyla bazılarının emekleri üzerine kurarak dayatmıyorum. Ne kadının, ne erkeğin. Tam tersine kendi emeklerimden hepinizi yararlandırıyorum. Büyüklük burada ve bunu da yaparken kendimi çirkince hiçbir şeye dayatmadığım gibi, herkes, nereye gidersem ayağa kalktı. Yedisinden yetmişine kadar heyecanı bende buluyor, büyüklüğü bende buluyor, coşkuyu bende buluyor, güzelliği bende buluyor.
Düşmanımız bile benden sıkılmaz.
Bana dayanarak düşmanlığını yaşıyor. Stratejileri buna göre oluşturuyor. Milyonlarca düşman ekmeğini bana karşı düşmanlıkta buluyor. Şimdi ben bunu yalnız kendi bencilliğim için mi yapıyorum? Hayır! Çok bencil olmak isteyenin buna böyle ihtiyacı yok. O da alır birileriyle, bazılarıyla kendi basit yaşamı götürebilir. Ben buna zaten tepki duyuyorum. Böyle bireyselleşmiş yaşamdan nefret ediyorum. Bütün kadınların bağlılığı, kadınların daha fazla güzelliği, çekiciliği, daha fazla savaşçılığı benim için heyecan verici. Zilan kişiliğinde bunun ifadesi çok çarpıcıdır.
Erkek de bu anlamda artık bitmiştir. Aklınız olsaydı erkeğin de artık eskisi gibi erkek olarak yaşayamayacağı o eylemle noktalanmıştır. Bana göre bir dönüşümü yaşamayan erkeğe, erkek diyebilir miyim artık? Hiçbir kadın PKK saflarında hiçbir erkeği kabul edebilir mi? Zilan kimliği netleştikten sonra bütün eski erkeklik ölmüştür. Yeni erkeklik nasıl olur, o da sizin işinizdir. Dikkat ederseniz bazı erkekler de böyle eylem yapmaya kalkıştı, cesaret edemediler. Demek ki, erkek daha zayıftır bu konuda. Eylemdeki cesaretinin, fedakarlığının, kadına göre zayıf olduğu ortaya çıktı.
Demek ki, kendinizi gözden geçirmenin gereği var. Bunun gibi birçok şey aslında ortaya çıkmıştır. Bir kadınla ne kadar doğru yaşayabileceğiniz belli değil. PKK’yi hiç tanımıyorsunuz. Bakmasını bile bilmiyorsunuz. Kadın da aslında tanınmaz haldedir. Bunun için durum ortaya çıkarma işi, netleşme işi çok önemli.
Bir bakışta sevda mı olur?
Hatta bir bilmem kendi deyişinizle, öyle ucuz yaklaşımlarla sevda, aşk mı olur, bağlılık mı olur, olmaz! Kaldı ki, bizim bu anlamda kavramları artık bir tarafa bırakmamız gerekir. Savaş ordusunda, YAJK ordusunda bunların anlamı artık geçmiştir. Dikkat edilirse zafer yaşantısı bu. Ben dahil, hepimize uygulanması gereken zafere yürüyen, savaşçılıktır. Kadının da, zafere yürüyen savaşçılığıdır. Bunun dışında başka kavramları, yaklaşımları dayatmak doğru değildir.
Her şey bu zaferle gerçekleştirilecek.
Büyük eylem, büyük yaşamı doğuracaktır.
Güç yetirebileceği kadarıyla sanıyorum bu anlamda dönemsel ve özgün bir şehit olarak Zeynep Kınacılar tarihte rolünü oynamıştır diye düşünüyorum. Yaptıklarımızın da oldukça yerinde ve cevap niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Şüphesiz yapılanlar bir başlangıç düzeyindedir. Kesinlikle kimse yanlış anlamamalı ve bencilliğiyle boğuntuya getirmemelidir.
Kadınla yaşam değerlidir.
Aslında zafere bağlanmış her insanla yaşam değerlidir. O az bir imkân değildir ki bu hepinizin bayram derecesinde coşkuyla karşılayabileceğiniz bir gelişmedir. Bunun dışında fazla heyecan verecek değerler yoktur bizde. Zaten ortada değer diye bir şey yok. Bunun sizi heyecanlandırmaması, bizim için öfke nedenidir. Yaşamı bu temelde yakalayamamanız ve kahramanlığa doğru tırmanışa geçememeniz bizi öfkelendirmiştir.
Düşüşünüz önünde duruldu. Yükselişin zemini ortaya konuldu. İstediğiniz kadar vatanı sevebilirsiniz, istediğiniz kadar maddi zenginliği kazanabilirsiniz. Bunun için yolu, yöntemi, aracı önünüze koymuştur.
İşte parti, işte onun her türlü savaşım araçları ve örgütü başta olmak üzere, emrinize verilmiştir. Savaşla kazanamayacağınız hiçbir şey yoktur. Her zaman vurgularım, benim gibi bir zavallı bile bu işle kendini bu kadar kazandırabildiyse, neden siz kazandırmayasınız? Başka türlü işiniz var mı? Yok! Başka türlü karın doyuracak bir işi bile kimse size vermiyor. Düşmanın kapılarında karın tokluğuna kapıcılık isteseniz bile, binde bir kişiye iş verilir. Ama bu iş de bir iştir, savaş işi, eylem işi, örgüt işi; sadece karın doyurmuyor, en değerli bir dünyayı da kazandırabiliyor. Zaten devrimin üretici değeri de burada. Yani bir ülkede herkes işsizliğe yatırıldığında, açlığa mahkûm edildiğinde; devrim en kazandıran, üreterek kazandıran, maddi ve manevi olarak kazandıran iş oluyor. Diğer bir tanımı da budur. Diğer yaşam kurutulmuştur. Aile işi cehenneme çevrilmiştir, aşk ölmüştür, ama devrim sürecinde bu da can bulmuştur.
Kurutucu değil, son derece diriltici, adeta ete kemiğe büründüren bir yaşamın, ardına kadar yolu açılmıştır. Yine bir ilişkinin bitirici değil, müthiş ayağa kaldırıcı imkânı ortaya çıkarılmıştır.
Aşkın zemini yaratılmıştır.
Bu, bir emek işidir. Büyük emekle, devrimci emekle, kazanılacak bir iştir. Siz istiyorsunuz ki hamal pratiğiyle sonuç alasınız. Sosyalist, özgür emekle olmadan mümkün mü? Emeğiniz köle emeği. Bu nasıl yansıyor? İşte, siyaset yapamıyor, örgütü kuramıyor. Neden kuramıyor? Çünkü emeğiniz sosyalist emek değil. O anlamda henüz ulaşmamış, -hamalvari çalışma tarzınızın anlamı budur. Ama benimki öyle mi? Ben de eskiden yolma yolardım, her türlü toprak işini, bilmem kaba emekle işleri de yapardım, ama sosyalist devrimci emekle işleri ele aldıktan sonra, bunun veriminin bin kat olduğunu gördüm. Sınırsız bir verimliliğe götürebileceğini gördüm ve her şeyi sosyalist emek devrimine verdik. Kaybettiklerimizin hemen hepsini burada yakalayacağımızı gördük. Eskiden bir ömür boyu çalış, belki bir başlık parası bulunamazdı veya bulunsa ne olacak, daha da kendini ölüme mahkûm eden bir yaşam ardından gelirdi.
Sosyalist emek çabasıyla bütün kızlarımız bizim oluyor.
Aynı zamanda bir yaşam mahkûmu değilim, müthiş özgürlüğe bir çıkış yaptım. Bu sosyalist emekle sağlanıyor. Çok çarpıcı bir kazanım da budur. Bunun için düzen diyelim, işbirlikçiliğinin veya onun altında işte başa bela gelenekselliğin bitirdiği kişilik, yaşam umudunu yeniden yakalıyor. Önderlik biraz bunun ifadesidir. Gerçekleştiren gücü, bütün gücünün kaynağı budur.
Demek ki, sosyalist emek tarzı boşuna çaba değil, yaratan bir çabadır. Hemen her şeye anlam verip üretmesini bilen bir emektir. Ben şuna anlam veremiyorum; daraldım, tıkandım, yaşam bana anlamlı gelmiyor, heyecanlı olamıyorum, yaratamıyorum, bütün bunlar doğru yaklaşımlar değildir. Bu yaklaşımlar, PKK’de olup bitenleri anlamamak, şahadetleri anlayamamak, eylemi anlayamamak, yani ruhsuz olmaktır, emeğinin, köle emeği olmasıdır. Ve bu da zayıf kişilik demektir.
Şüphesiz çelişkiler var. Hemen her düzeyde çelişkiler nefes aldırmıyor, ama şiddetli mücadeleyle onu çözme durumu da var.
Buna yüksek bir ilgiyle yaklaşım gösterin. Ben büyük bir sabırla buraya getirdim, buna bin defa şükretmelisiniz. Ne demek yaşamın özgürce yolunu açmak, ne demek bunun savaşla sonuna kadar önünü açmak? Kolay mı size göre, en önemlisi de bütün bunlar herhalde yakıp-yıkmak için değildir. Yaşamı tümüyle yitirmek için değil, tekrar Zilan kişiliğinde diyorum ki, büyük yaşama ulaşmak içindir; anlamın büyüklüğü burada. Hiç kimse ucuz ölüme koşmadı. Kimse böyle, yaşayacağımı yaşayayım da ölüme ondan sonra koşayım demesin.
Eylemimde hiçbir zaman ölümü düşünmedim.
Müthiş yaşamın etrafında demiyorum, yani onun artık neresinde olmak da mühim değil, her tarafındaydım. Var olan, değilse yaratılması gereken yaşamın müthiş militanıydım.
Ve oluyor işte, gerçekleşiyor. Bunu hala anlayamıyorsunuz, o zaman affedilmeme gibi bir durumunuz vardır. Kişiliğiniz hala gelişemiyor. Senin adın düşmanın şu veya bu düzeyinde işbirlikçiliğidir. İşte bugün nasıl bize karşı da savaşıyorsun? Oysa bizdeki kişilik zafer kişiliğidir. Tarzıyla, temposuyla çok net.
Başarıyor.
Herkes diyor ki, artık kabul edilmesi gereken tek kişiliktir. Eğer bütün bunlar az çok anlamlıysa ve size de doğru gibi geliyorsa, gerisi kendinize nasıl mal edeceğinizi bilmektir. Varsa bir sözünüz, varsa bir bağlılığınız, varsa bir yaşam saygınlığınız, duygularınız, aşkınız; bütün bunları nasıl acaba büyük eyleme doğru, onunla birlikte yaşamsallaştırmaya güç getireceksiniz, meseleniz budur. Kimse ucuz ölün demiyor. Kolay ölmeyen bir kişiliği müthiş kılarak yürüyün, önderlik biraz da budur. Yaşama verdiği müthiş anlam onu başarının an be an gücü haline getirmiştir. Umarım siz de biraz böyle olursunuz. Benim için herhangi bir yere ulaşmak başarı için yeterlidir. Kimseden metelik kadar bir şey istemem.
Yaratın...
Elinizde imkânlar var, kullanamıyorsunuz. Partiyi tanımıyorsunuz, yetkiyi tanıyamıyorsunuz. Benim için iğne ucu kadar imkânı tespit emek sorun değildir. Bu konuda demek ki gerilikleriniz var. Yaşamı, kadını, aşkı tanıyamıyorsunuz. Benim için yaratmak söz konusu, hiç sorun değil. Üzülerek söylüyorum, neden kendinizi böyle kuruttunuz? Neden fazla yaratamıyorsunuz? Çok bencilce kendinizi bitiriyorsunuz? Ayıp olan budur.
Gördüğünüz gibi, biz bir şehidimize karşı nasıl büyük, anlamlı yaklaşıyoruz; pek hafızalarınızın anlayamadığı kadar büyük yaklaşıyoruz ve neler yapıyoruz... Hepiniz az çok bir şeyler yapabilseydiniz ve en önemlisi de bu ucuz ölümü yerle bir etseydiniz, ölümün kader olmadığını, yaşamın bir kader olduğunu kanıtlayabilseydiniz... Ben bu yaşamda büyük bir heyecanla, kesin daha büyük yapabileceğime eminim. En büyük güç olarak kendimi her an yenileyebileceğime eminim. Ama sizler yaşamı kurutmuşsunuz. Yüzünüz de, yüreğiniz de bunu ifade ediyor. Bana göre bu bir kader değil artık. Mesela ben hürmetimle müthiş yaratabilirim. Düşüncemle yaratırım. Örgütsel bağlarla hemen mekanizmamı kurarım. Çocuğu eyleme kaldırmaktan tutalım, yetmiş yaşındakini de, ki kendileri hep söylüyor; “biz on beş yaşındaki delikanlı gibi olduk” diye. Demek ki bu önemlidir ve gerçekleşiyor. Neden yapmayacaksınız? Derdiniz ne? Ben böyle yapmakla öldüm mü? Ayıp mı oldu? Hayır. Bugün giderek hem halkımızın, hem anlayışla, haklı insanlığın gururla yaklaştığı bir konumdayım. Ben sizin gibi hiçbir zaman ağlamadım, kimseye yakarmadım.
Kahramanlar ağlamaz...
Bu kadar şehidin anısına bağlı olanlar ağlamaz ve içinizde en zorda olan benim. Tek üzüntüm bütün bu şehitler için daha büyük yapmam gerekirken (yani, yine ortamdan şikâyet etmiyorum, yaşamdan da şikâyet etmiyorum) sabırsızım, daha fazla acaba nasıl yapabilirim diye. Endişem, telaşım bu yüzden. Sizden daha fazla kısıtlı ortamdayım. En önemlisi de yine fazla anlayışlı olmayışınızdır. Yoksa benim kendimi tutmam imkânsız, benim kendimi sınırlamam imkânsız. Benim yaşama karşı böyle çelişkili, böyle yaramaz, yetmez konumda olmam imkânsız, kolay ölmem imkânsız.
Vereceğiniz karşılık elbette ki olmalı. Kesinlikle basit ve şehitlerini bir tarafa iten bir yaklaşımı kabul edemeyiz. Anlamını kat be kat kendimizde somutlaştırarak, bütün yönleriyle hakkını vereceğiz. Yüzlerce genç kadınımızın, kızımızın kendini teslim olmamak uğruna “kül” etmesini sıradan bir olay olarak geçiştiremeyiz. Bu kadar genç delikanlımızın bir özgür yaşam uğruna kendini feda etmesini basite alamayız. Kaldı ki, halkımızın da kesinlikle çok zorda olan bir durumu var ve başarı istemi vardır. Onu bir tarafa itemeyiz. Öyle biz ortaya çıkmışız. Komutayı temsil edeceğimize inanıyorum. O zaman bütün yönleriyle bunun hakkını vermek bir görevdir. Burada yaş, cins, ulus kimliği de pek o kadar önemli değil.
İnsanlık adına, ulusallık adına, sınıfsallık adına, hak adına bir görevdir.
Güzellik, aşk adına görevidir.
Bana göre biraz bu yükün altından çıktık. Bu görevlere biraz karşılık verebildik. Sözümüz her zaman söz. Daha fazla yaşamak bizim için daha fazla başarı demek.
Şimdiye kadar bunun gereklerine nasıl ulaşmışsak, bundan sonrası için de tek bir şartı “ben yaşıyorsam bu sözün değeri kesin zafer” demektir. Sizin için de eğer sözün gerçek bir anlamı olacaksa, bundan sonrası için en azından, isterse tek bir kişi kalsın, onun eyleminde “zaferi yakalamak” demektir. Bize karşı kimse başka söz veremez. Nasıl bu şehitler kendilerini bize vasiyet ettilerse -ki biz yaşarken onların hakkını verdik- içinizden de artık bazılarının veya sağ kalanın, o sözün zafer anlamına geldiğini bilmesi gerekir. Bunun eskisiyle artık kıyaslanmayacak kadar imkânları da doğmuştur. Gerektiği kadar yürek, gerektiği kadar beyninizi konuşturabilirsiniz.
Partinin silahını, ARGK’nin silahını, halkın cephe silahını zafer için kullanabilirsiniz. Kullanamazsanız, sizi kimse adam yerine koymaz, ne düşman, ne halk. Biz de asla böyleleriyle rahat olamayız. Orada her şey, bir şehidimizin anısına bağlılıkta bile, zafere koşullandırıyor. Hiç kimse demesin, güç kuvvet kaynağı nerede? İşte bir tek şahadet bile güç kaynağıdır.
Haki’den başlattık, Zilan’da bir yılını doldurduk.
Görüyorsunuz ki bu hemen arzulanan, başarılmak istenilene yetiyor. Yeter ki siz de bu temelde kendinizi gözden geçirme, sözün, kararın sahibi yapma çabası içinde olun. Zaten başka işiniz yok. Çabanızın pratik ustalık değeri, gerektiği kadar kendinizi eğitim, tecrübe ve pratikle yoğunlaştırmaktır. Yaşamın kendisi zaten an be an her şeye nasıl başarıyla koşulacağını gösteriyor. PKK çizgisinde çabanın nasıl kullanılması gerektiğine dair bir sorun yok. Amacına bu kadar bağlanmış, kilitlenmiş bir kişiliğin; eyleminde, yürüyüşünde hatası fazla olamaz. Olsa da anında düzeltir.
Bütün bunların ifadesi odur ki; şehitlerin anısı en yüce değerdir, bağlılığı ona gereken çabanın da gösterilmesi kesin zaferdir.
6 Haziran 1997
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN

YORUM GÖNDER

ZİYARETÇİ YORUMLARI

BENZER KONULAR

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (22.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (80.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (23.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (81.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (24.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (82.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (25.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (83.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (26.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (84.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (27.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (85.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (28.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (86.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (29.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (89.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (30.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (87.BÖLÜM)

BAŞKA DİLDE ANNE OLMAK (31.BÖLÜM-SON)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (88.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (90.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (91.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (92.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (93.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (94.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (95.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (96.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (97.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (98.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (99.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (100.BÖLÜM)

PKK'YE DAYATILAN TASFİYECİLİK VE TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ(1.BÖLÜM-ÖNSÖZ)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (101.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (102.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (3.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (103.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (104.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (5.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (105.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (6.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (106.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (7.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (107.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (8.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (108.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (9.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (109.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (10.BÖLÜM )

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (110.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (11.BÖLÜM )

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (111.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (12.BÖLÜM )

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (112.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (13.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (113.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (14.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (114.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (15.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (115.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (16.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (116.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (17.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (117.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (18.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (118.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (19.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (119.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (20.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (120. BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (21.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (121. BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (22.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (122. BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (23.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATIK UYGARLIĞA I CİLT (123.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (24.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (124.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (25.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (125.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (26.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (126.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (27.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (127.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (28.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (128.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (29.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (129.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (30.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (130.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (31.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (131.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (32.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (132.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (33.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (133.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (34.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (134.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (35.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (135.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (36.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (136.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (37.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (137.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (38.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (138.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (39.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (139.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (40.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (140.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (141.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (41.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (42.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (142.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ(43.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (143.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (144.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (44.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (145.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (45.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (146.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (46.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (147.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (47.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (148.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (48.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (149.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (49.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT (150.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (50.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (51.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA I CİLT SON (151.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (152.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (52.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (153.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (53.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (154.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (54.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (155.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (55.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (156.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (56.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (157.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (57.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATIK UYGARLIĞA CİLT II (158.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (58.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (59.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (159.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (160.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (60.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (161.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (61.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (162.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (62.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (163.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (63.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (164.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (64.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UGARLIĞA CİLT II (165.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (65.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UGARLIĞA CİLT II (166.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (66.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (167.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (67.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (168.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (68.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (169.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (69.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (170.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (70.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (171.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (71.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (172.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (72.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (173.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (73.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (174.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (74.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (175.BÖLÜM)

TASFİECİLİĞİN TASFİYESİ (75.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (176.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (76.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (177.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (77.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (178.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (78.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (179.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (79.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (180.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (80.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (181.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (81.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (182.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (82.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIGA CİLT II (183.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (83.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIGA CİLT II (184.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (84.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIGA CİLT II (185.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (85.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (186.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (86.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (187.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (87.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (188.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (88.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (189.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (89.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (190.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (90.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (191.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (91.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (192.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (92.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (193.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (93.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (194.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (94.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (195.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (95.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (196.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (96.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (197.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (97.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (198.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (98.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (199.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (99.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (200.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (100.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (201.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (101.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (202.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (102.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (203.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (103.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (204.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (104.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (205.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (105.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (206.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (106.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (207.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (107.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (208.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (108.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (209.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (109.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (210.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (110.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (211.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (111.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (212.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (112.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA (213.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (113.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (214.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (114.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (215.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (115.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (216.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (116.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (217.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (117.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (218.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (118.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (219.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (119.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (220.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (120.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (221.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (121.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (222.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (122.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (223.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (123.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (224.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (124.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (225.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (125.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (226.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (126.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (227.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (127.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (ÖNSÖZ )

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (228.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (128.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (1.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (229.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (129.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (2.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (230.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (130.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (3.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (131.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (231.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (4.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (232.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (132.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (5.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (233.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (133.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (6.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (234.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (134.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (7.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (235.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (135.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (8.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (236.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (136.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (9.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (237.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (137.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (10.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (238.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (138.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (139.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (11.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (239.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (12.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (140.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (240.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (13.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (241.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (141.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (14.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (242.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (142.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (15.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (243.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (143.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (16.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (144.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (244.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (17.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (245.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (145.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (18.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (246.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (146.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (19.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (247.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (147.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (20.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (21.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (248.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (148.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (22.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (23.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (249.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (149.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (24.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (250.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (150.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (25.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (251.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (151.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (26.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (252.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (152.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (27.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (253.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (153.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (28.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (254.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (154.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (29.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (155.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (255.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (30.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (256.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (156.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (31.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (257.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (157.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (32.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (258.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (158.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (33.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (259.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (159.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (34.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (260.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (160.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (35.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (261.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (161.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (36.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II ( 262.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (162.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (37.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II ( 263.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (163.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (38.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (264.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (164.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (39.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II ( 265.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (165.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (40.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (266.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (166.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (41.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (267.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (167.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (42.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (268.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (168.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (43.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (269.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (169.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (44.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (270.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (170.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (45.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (271.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (171.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (46.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (272.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (172.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (47.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (273.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (173.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (48.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (274.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (174.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (49.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (275.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (175.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (50.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (276.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (176.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (51.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (277.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (177.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (52.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (278.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (178.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (53.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (279.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (179.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (54.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (280.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (180.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (55.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (281.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (181.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (56.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (282.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (182.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI (57.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (283.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (183.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (58.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (284.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (184.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (59.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (285.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (185.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (60.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (286.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (186.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (61.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (287.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (187.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (62.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (288.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (188.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (63.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (289.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (189.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (64.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (290.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (190.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (65.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (291.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (191.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (66.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (292.BÖLÜM )

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (192.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (67.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (293.BÖLÜM )

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (193.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (68.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (194.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (69.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (195.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (70.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (294.BÖLÜM)

TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (196.BÖLÜM-SON)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (71.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (295.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (72.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (296.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (73.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (297.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT–II (74.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (298.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (75.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (299.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (76.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (300.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (77.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (78.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (301.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (79.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (302.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? CİLT-II (80.BÖLÜM)

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (303.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? II CİLT (81.BÖLÜM)

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -82.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -304.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -83.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -305

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -84.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -306.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -85.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -307.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -86.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -308.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -87.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -309.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -88.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -310.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -89.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -311.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -90.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -312.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -91.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -313.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -92.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -314.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -93.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -315.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -94.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -316.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -95.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -317.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -96.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -318.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -97.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -319.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -98.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -320.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -99.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -321.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -100.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -327.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -101.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -328.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -102.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -329.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -103.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -330.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -104.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -331.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -105.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -332.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -106.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -322.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -107.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -323.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -108.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -324.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -109.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -325.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -110.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIK CİLT II -326.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -111.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -333.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -112.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -334.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -113.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -335.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -114.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -336.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKÛN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -1.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -115.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -337.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKÛN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -2.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -116.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -338.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -3.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -117.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -339.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -4.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -118.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -340.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -5.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -119.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -341.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-6.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -120.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -342.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-7.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -121.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -343.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-8.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -122.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -344.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-9.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -123.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -345.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-10.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -124.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -346.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-11.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -125.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -347.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-12.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -126.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -348.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-13.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -127.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -349.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-14.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -128.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -350.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-15.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -129.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -351.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-16.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -130.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -352.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-17.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -131.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -353.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-18.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI II CİLT -132.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -354.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-19.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -133.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -355.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-20.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -134.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -356.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -135.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-21.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -357.BÖLÜm

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -136.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-22.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -358.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -137.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-23.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -359.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -138.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-24.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -360.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -139.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-25.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -361.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -140.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-26.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -362.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-27.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -141.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -363.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -142.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-28.BÖLÜM

SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II -364.BÖLÜM-SON

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -143.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-29.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -144.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-30.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-31.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -145.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN SAVAŞTA ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-32.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -146.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -147.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAİLARI VE GÖREVLERİMİZ-33.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -148.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİŞ SAVAŞLARAI VE GÖREVLERİMİZ-34.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -35.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -149.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-ÖNSÖZ

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -36.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -150.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-1.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-37.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -151.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-2.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-38.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -152.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-3.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-39.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -153.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-4.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-40.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -154.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-5.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-41.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -155.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-ÖNSÖZ-1.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-42.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-6.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -156.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-2.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-7.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-43.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -157.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-3.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-8.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -158.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-44.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-4.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-9.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -159.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-45.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-5.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-10.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-46.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -160.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ -6.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-11.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-47.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -161.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ -7.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -162.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-12.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-48.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ -8.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-13.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-49.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-14.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-50.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-15.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-51.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -163.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-16.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-52.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ -9.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-17.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -164.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-53.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ -10.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-11.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-18.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-54.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT-165.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-12.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-55.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-19.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -166.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-13.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-20.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-56.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -167.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-14.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ-57.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-21.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -168.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-22.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -169.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -58.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-15.BÖLÜM

KÜRT AŞKI-23.BÖLÜM

FAŞİZME KARŞI TOPYEKUN DİRENİŞTE ŞEHİR SAVAŞLARI VE GÖREVLERİMİZ -59.BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT -170.BÖLÜM

TARİH GÜNÜMÜZDE GİZLİ VE BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA GİZLİYİZ-16.BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 1. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 2. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 3. BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 171.BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 24. BÖLÜM

KÜRESEL SERMAYENİN TÜRKİYE KAYYUMU AKP

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 172.BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 4. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 25. BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 173.BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 5. BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 174.BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 6. BÖLÜM

KÜRT AŞKI -26. BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 175.BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 7. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 27. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 8. BÖLÜM

NASIL YAŞAMALI? II CİLT - 176. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 28. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 9. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 29. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 10. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 30. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 11. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 31. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 12. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 32. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 33. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 13. BÖLÜM

KÜRT AŞKI - 34. BÖLÜM

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 14. BÖLÜM

V. CİLT= KÜRT SORUNU VE DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜ -1-

HAKİKAT SAVAŞÇILIĞI - 15. BÖLÜM

V. CİLT= KÜRT SORUNU VE DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜ- KÜLTÜREL SOYKIRIM KISKACINDAKİ KÜRTLERİ SAVUNMAK -2-

V. CİLT= KÜRT SORUNU VE DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜ -3-

V. CİLT= KÜRT SORUNU VE DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMÜ -4-