TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (92.BÖLÜM)
O halde bu kadar açıkça belirlenmiş disiplin ve yargı esaslarımızın uygulanması gerekir. Bunlardan en çok haberdar olanlar, kendilerinin de suçlu olduğunu bildikleri için, disiplin ve yargı esaslarımızı maalesef göz önüne getirmiyorlar. Çünkü bu esasları işletirlerse, öncelikle kendilerini yargılamak zorunda kalacaklardır. Disiplin ve yargılama esaslarımızı örtbas etmeye çalışmalarının nedeni budur.
Sanki PKK’de hiçbir yargı sistemi yokmuş, herkes istediği suçu işleyebilirmiş ve karşılığında hiçbir yaptırım görmeyebilirmiş gibi davranılmaktadır. Bu, köle Kürdistan halkının, her türlü suç ve suçlu karşısında savunulamaz duruma düşürülmesine yol açmaktan başka bir sonuca götürmeyecektir. Bunu asla kabul edemeyiz. Her suçun bir cezası vardır. Kaldı ki, biz Kürdistan’da düşmana ve hainlere yaptıklarını ödettiriyoruz. Elbette suçluları kendi içimizde de cezalandıracağız. Suçlu olanlara hak ettikleri cezayı vereceğiz. Buna karşılık başarılı olanları yücelteceğiz. Bizim yasamız budur. Suçlu ile doğru birbirine karıştırılmamalıdır. Arkadaşlar “Hepimiz suçlular topluluğuyuz” diye yazıyorlar. Hayır, suçlular bir yana, doğrular bir yana ayrılmalıdır. Bu ayrım kesinlikle yaratılacaktır.
Biz bir saat bile bir suçluyla birlikte kalmak istemeyiz. Biz yaşantısını tamamen netleştirmiş, aydınlatmış ve tarih karşısında alnı ak olan insanlarla birlikte yaşamak isteriz. İşi gücü bunalım içinde yaşamak ve yapıyı uğraştırmak olan kişilerle merkezi düzeyde birleşmek bir yana, takım ve manga düzeyinde bile birleşemeyiz. Kişinin durumu uygulamayı gerektiriyorsa, uygulama altına alınır. Cezası neyse kendisine ödettirilir. Adalet yerini bulmalıdır. O zaman suçluluktan kurtulur ve parti saflarında kendisine bir yer bulur. Bunu özden gerçekleştirmeyenlerin, partimiz bir yana, halkımızın saflarında bile yeri yoktur. Bu da bir kuraldır. Örgütsel işleyişe ilişkin bu belirlemelerin yanı sıra, başka hususlara da değinmek gerekir. Hareketimizin taktik planları vardır. Bu planlar uygulamak içindir. Planlamada; hedefler, vuruş tarzı ve genelde gerillanın yaşam tarzı vardır. Bütün bu hususlar oldukça işlenmiştir. Bu nedenle üzerinde fazla durmayacağız. Planlar, keyfi olarak uygulatmaya almamazlık edilemez. Planlara yaratıcı yaklaşmak çok önemlidir. Örgüt plan için genel çerçeveyi sunar. Güncel gelişmelere paralel olarak, bu planlar her an değiştirilebilir ve geliştirilebilir; planın uygulanmayan yanları atılır, uygulanmaya elverişli yönleri daha da geliştirilir.
Örneğin, “daha Eylül ayı gelmeden kış hazırlıklarına başladık” denilmektedir. Kış hazırlıkları dedikleri şey nedir? Kış hazırlıkları denilen şey, aslında geri çekilme, eylemden uzaklaşma ve büzülmedir. Düşman bunu bildiği için, kışa doğru operasyonlarını sıklaştırmakta ve darbelerini artırmaktadır. Salt moral düzeyinde bile olsa, “kışa doğru fırtına gibi eseceğiz” denilmelidir. Bu en azından düşmanı ürkütecektir. O zaman düşman kolay kolay üzerimize gelemez. Bizim kış mevsiminde nasıl yaşayacağımız önceden bellidir. Bazıları üç dört ay çadırlara veya bazı alanlara kapanacaklarını ve kış mevsiminde bir şey yapmayacaklarını söylüyorlar. Düşman bunu fark ettikten sonra, bu kez kitlelere yönelecek, kentlere saldıracak, dar boğazları tutacak ve sizi orada boğuntuya getirecektir. Bunun doğru bir yaklaşım olmadığı iyi anlaşılmak zorundadır. Biz kış mevsiminde, yaz mevsiminde olduğundan daha fazla eylem yapabiliriz. Düşmanın dezavantajları bizden daha fazladır. Düşman güçleri kış mevsiminde daha fazla hareket edemez duruma düşmektedir. Bu konuda bizim birliklerimiz daha avantajlıdır.
O zaman neden bu avantajı kullanmayalım, neden durumu tersine çevirmeyelim? Neden kış mevsiminde yazdan daha fazla eylemlilik içinde bulunmayalım? Düşmanın cephe gerisine sızar, eylem yaparız. Bir yerde eyleme girişmez, başka bir yerde girişiriz. Az ya da çok güçle, az ya da fazla vururuz. Bunun için olanaklarımız vardır. Araştırılır ve üzerinde durulursa, kış mevsiminde yazdan daha az başarılı olamayacağız görülecektir. Kış mevsimi sadece eğitim değil, aynı zamanda eylem anıdır
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER