NASIL YAŞAMALI? II CİLT -113.BÖLÜM
Erkek Olmak Kolay Değil
Na.: Aslında o erkeklik değildir Başkanım.
- Öyleyse nedir?
Na.: Erkeklik dışında her şey olabilir.
- Aslında kim kocakarıdır bunu ayırt etmek biraz zor. Ben kendimi kurtarmak için bu kadar çaba harcıyorum. Erkek olmak kolay değil. Nasıl bu erkekliği kendinize yakıştırmışsınız. Esef ediyorum. Zaten babamı da beğenmedim. Şimdi kendimi de beğenmiyorum.
Demek istediğim; kendimi de her şeyi de yeniden yapılandırmak zorundayım. Neden kendimi bir kızın başına bela edeceğim. Doğru dürüst kendimi yürütemeyecek durumdaysam köle bir kızı alıp neden kendime bela edeceğim. Kızın kendisi bir kere zavallı. Erkeklik denilen şey bunu kabul etmemeli. Bu dağdaki erkeklerimize, başa bela demekten başka bir şey söyleyemiyoruz. O zaman ne anlamı var o erkekliğin? Bir kız arkadaşına bir ortam bile sunamıyor. Bir yaşam imkânını veremiyor. Ondan sonra da “ben başka bir erkeğim” diyor. Bu kızlar da aynısı. Size bir karış kadar yer veya özgürlük veremeyecekse ne yapacaksınız bu erkeği? Size sunabilecekleri ciddi bir özgürlük ve yerleşme imkânı yoksa neden onları kabul edeceksiniz. Benim bile imkânım bu kadar, bütün iyi niyetime, çabama rağmen ancak böyle verebiliyorum. Erkek dediğin adam ancak bu kadar olur.
İşte kızın veya Mardin erkeğinin yaşadıkları, biliyorsunuz o bağlı olduğu erkek hem de nişanlısıyla birlikte sömürgecilerin verdiği tabancayla vurulmuş. İşte Kürt erkeği! Düne kadar arkadaş, yoldaş dediğiniz adamın durumu. Bu erkekler insanı nereye götürmezler ki? Aslında bu konu biraz açıldı. Zaman olsaydı bir psikolog gözüyle, saatlerce de anlatabilirdim. Bir romancı gözüyle, hatta bir asker gözüyle de çok kapsamlı anlatabilirdim.
Benim çözümlemem size çok soyut, teorik gelmesin. Ekmek-su kadar yaşamınızla ilintilidir. Koyduğum ölçüler ulusal ölçülerdir. Ve bunlar bütün erkeklerin, hatta kadınların da ölçüleridir. Kürt erkeğinin kendini bu temelde bitirişi, kadının da erkeğe köleliği azmıdır! Ben binlercesini aklımdan bir bir geçiriyorum. Ben hâlâ o yedi yaşındaki arkadaşlarımın elimden alınışını bile mesele yapıyorum. Erkek oyun arkadaşlarım ile kız oyun arkadaşlarımın zamansız elimden gidişi benim için hâlâ bir kayıptır. Kazanma dediğiniz olayı biz bu kadar çok erken ve amansız bir biçiminde ele almışız. Çocuklarını bizim elimizden almak için eve kapatırlardı. Bin bir yöntemle onları geri çekiyordum. O açıdan kazanma meselelerine kolay bakmayın.
Örgüt size kazandırıyor, konuşma imkânını veriyor, kendi başınıza mı böyle ayakta kaldığınızı sanıyorsunuz. Bizim çabalarımız olmasaydı şimdi her biriniz bir kocakarı olurdunuz. İlk erkek sizi kölece bağlamış ve hemen ucuz bir kocakarı yapmıştı. Şimdi beyninizi bağımsızlaştırmakla, yüreğinizi, duygularınızı özgürleştirmekle uğraşıyoruz. Siz gözünüzü açar açmaz bir erkeğe göre endekslenmişsiniz ve biz de erkeğe göre olan bu yaşam endeksini kırmak istiyoruz. Bağımsız yetişme imkânını size sunmak istiyoruz.
Çünkü öyle olmadan sizinle yaşanılamaz. Bu kadar köleyi PKK içinde tutamayız. İlkel tutkularla, ilkel sevda ve inkâr anlayışlarıyla ilişki geliştiremeyiz. Benim sorunu bu kadar kapsamlı ele almamı yeni mi fark ediyorlar. Neden şimdiye kadar önderlik gerçeğini doğru ele almadınız? Bu konuyu kendinize nasıl soruyorsunuz?
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER