NASIL YAŞAMALI? II CİLT -116.BÖLÜM
Sevmek Çok Gerekli Fakat Kimle Nasıl Ne Zaman?
Doğru seveceksiniz, sadece sevgi değil, doğru yaklaşacaksınız, doğru konuşacaksınız, doğru yürüyeceksiniz. Tabi bütün bunların güzellikle ilişkileri vardır, siyasetle, askerlikle bağları vardır. Aksi halde herhangi bir ilişkiye geçit vermeyiz. Ayıptır, yani senin bir köle kadını kendine yakıştırman, bir militana yakışır mı?
Benim sorumluluğum altında bu kadar kız var, hiçbirisine karı gözüyle bakamam, arkadaş gözüyle bakarım, sevgili haline getirmeye çalışırım. Ama siz hemen nasıl karı yaparım düşüncesindesiniz. Bu kızlar bu kadar düşmüş daha konuşmasını bilmiyorlar, onları karılaştırmak ne demek! Sizleri ilkin gürbüz, canlı, yani biraz özgür veya yaşanılabilir hale getirmek gerekir. Sevmek için ilkin objesini yaratacaksın. Ben bunu söylerken abartma yapmıyorum, sevmek çok gerekli fakat kimle, nasıl, ne zaman? Kendimizi yitiremeyiz ki. “Sığınakta fırsatı buldum, yetkiliyim alıp kaçarım veya kölem yaparım” dersen sen haysiyetsizin tekisin. Kadın namus anlayışı onu kabul etmez, yücelteceksin.
Benim özel tedbirlerim olmazsa bu kızların, her birisi bir bela olur. Zaten zayıflar, erkek biraz geçit verdi mi duygusallar, hepsi ağlarlar. Korumaya, sığıntı olmaya çalışırlar. O zaman yaşam katledilmiş demektir. Biz böyle bir hata işleyemeyiz. Sorun canın istemesi değil sorun; savaşma, özgürleşme imkânıdır. Sanırım içinizde böyle bir sürü sevdalı, bir sürü anlayış var. Kızlarda da var, hem de yaygın. Doğru sevmeyi acaba kaç tanesi becerebilir. Geçen yılki kadın konferansında ilişki maskesi altında, nasıl konferansın boşa çıkarılmaya çalışıldığını biliyoruz.
Mesela genel evlilik kararı geliştirme. Eğer öyle bir karar alınmış olunsaydı, gerillanın neresinde olurduk. Ama çoğu neredeyse bunu normal görecek. Hepsi dürüst, saf kızlar. Sevmeyin, âşık olmayın dayatmasında bulunmuyorum. Size müthiş sevgi yolunu açtım, ama gerilla ordusunu böyle bitirecek kararlar çok tehlikelidir. Bu işin kuralları olduğunu hep unutuyorsunuz veya hiç aklınıza getirmek istemiyoruz. Devrimlerin doğası böyledir.
Meşhur orta çağda da öyle bir şair vardı, “Devrime, isyana kalktın mı ilk yapacağın iş, karından boşanmaktır” diyor. Bunu söylerken tabii özgürlüğün anlamını da veriyor. Ben de sizin gibi yaptım. Ben de karasevdalıydım daha önceleri. Ama çok büyük bir savaş geliştirdim. Keşke siz de böyle başarsanız. Benim bu konudaki savaşımı biraz anladınız mı? Zorlama yok. Ama izleyin, araştırın.
Bu konuda son derece üretici hususlar var. Yine kadın-erkek arayışınız devam etsin. Ama bu bilimsel ve özgürlük iradesi çerçevesinde olmalı. Sevdiniz diye sizi suçlamıyorum, ama eski biçimiyle de olmayacağı açık. Dediğim gibi çok değer de verir. Ama bu kızlar şimdi perişan. Bunları ayakları üzerinde tutuncaya kadar bin bir emek harcıyoruz. Yani halkı bir düşürmüşse kadını bin düşürmüştür.
Bunları kaldırmadan, bunları yürütmeden ne evliliğidir ne nişanlılığıdır, değil mi? Bir devrimci için söylüyorum. Zor! Bu kızlardan şehit olanları da vardır. Bütün kızlar, çok değerli yoldaştırlar. Hepsi de bize bağlıydılar. Aslında yarattığımız düzey küçümsenemez. Daha da geliştiriyoruz.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER