TASFİYECİLİĞİN TASFİYESİ (82.BÖLÜM)
Günümüzde bazıları hala neyle uğraşıyorlar? Bunlara biraz da konferansımızı değerlendirerek cevap verelim. Konferansımızın hedefi böylesi önemli bir gelişme döneminde olumlulukları iki katına çıkarmak, olumsuzlukların ise önünü kesmek, muazzam bir tarzda birikmiş olan gücümüzün doğru düzenlenmesini ve yönetilmesini sağlamak, hem de hiç zaman geçirmeksizin partinin gelişmesine ve güçlü bir yönetim gücü olmaya ulaşmaktı. Görevlere bu kadar anlam verilirse, aynı ölçüde düzenlenip yürütülür. Yine çeşitli yetmezliklere ve özellikle komuta sorunlarına rağmen, partinin mevcut gücünün savaştığı anlaşılmaktadır. Gücümüz biraz büyümüştür. Bu konuda önemli gelişme vardır.
Öte yandan başından beri parti içinde işi gücü bireycilik ve kariyerizm olan saydığımız özellikler, feodal ve küçük-burjuva etkiler, toplumdan soyutlanmış lümpen unsurların özellikleri ve etkileri söz konusudur. Bunlar parti içinde kendilerini ayakta tutmayı, feodal despotçuluğa ve küçük-burjuva kurnazlığına borçludur. İşleri güçleri Parti Önderliği’nin talimatlarını sınırlandırmak, dipten gelen eleştirileri sınırlamak, etkisizleştirmek, bastırmak ve korkutmaktır. Böylelikle ortada sözümona kim vardır? Bunlar, en ileri düzeyde kadro olarak kendilerinin var olduğunu söylüyorlar. Aslında yıllardır bununla uğraşıp duruyorlar. Bir toplantı yapılacak olursa, yine “en iyisi” bunlardır. Bunlara bir çağrı yapmak gerekir. Çünkü kendileri bu konumu bilinçli olarak yaratmışlardır. Üstten engellemeye ve alttan düşürmeye çalışmışlar; partiyi kendilerine muhtaç hale getirmek için ne gerekliyse onu yapmışlardır. Örneğin beşyüz kadroluk bir alanda beşyüz kadroluk bir yoğunlaşma vardır. Adam bunları öyle savurmaktadır ki, anlaşılması olanaksızdır.
Örneğin E. bölgemizde geçen bir durumdan söz edelim. Burada tepeden tırnağa silahlı olan beşyüz kadar savaşçı bulunmaktadır ve hepsi bütün güçleriyle savaşmaya hazırdır. Yardakçılarıyla birlikte bizim önderlik sevdalıları ne yapıyorlar? Gelişmeler görkemli bir biçimde büyüyor. PKK önderliğine yaraşan durum nedir? PKK önderliğine yaraşan sağlıklı bir düzenleme yapmak, iç eğitimi yoğunlaştırmak, en elverişli komuta özelliklerini tutmak, araziyi değerlendirmek, dolayısıyla “korucu” kalıntılarını silip süpürmek, büyük darbelerle devletin ordu güçlerine yönelmek, mümkün olduğu ölçüde uygun taktikler ve pusu sistemiyle düşman güçlerini yerle bir etmek üzere bütün güçlerimizi seferber etmektir. Bunların hepsi yapılabilir. Oysa tam da burada yapılan şey nedir? İkiyüz kişilik bir gücü boş bir alanda avare gibi dolaştırırsanız, muazzam bir hazırlığın temeline, ağır bir imhanın bütün patlayıcılarını yerleştirmişsiniz demektir. Bu güç her şeyden önce savaşmadığı için dağılacaktır. Bir de bu gücün kendisini koruma sorunu vardır, bununla uğraşacaktır. Öte yandan küçümsenmeyecek bir ordu gücüdür; günün yirmidört saatinde başında olmazsanız için için kaynayacak, yaşanan olumsuz bir durum herkesi etkileyecektir.
Çünkü düzen bozulmuştur. Kimin nerede ve nasıl hareket edeceği belli değildir. Üstelik yanlış yapılmıştır. Bu durumda bu birim çözülecek ve çökecektir. Öbür yandan, sözde durumu kurtarma adı altında, en zayıf kişilerin komutasındaki zayıf birimler, ciddi hedeflerin üzerine gönderiliyor. “Gidin şu hedefe vurun, şu köye saldırı düzenleyin” deniliyor. Yani olmayacak duaya amin dedirtiliyor. Bu da savaşçıların tehlikeli bir biçimde harcanmasına yol açıyor. Nitekim bu da yapılıyor. Hedeflere saldırılmaması gereken biçimde saldırılıyor. Her gün, “gidin, Şırnak’ı bombalayın” deniliyor.
Şırnak’a ikinci, üçüncü sefer girerseniz, mutlaka imha olursunuz. Şırnak’a girilmez demiyorum, girilir. Ama gerekli önlemler alınır ve uygun güçlerle girilir. Uygun hedeflere karşı uygun eylemler yapılır. Hayır, “gidip filan eve bomba attık; filan hedefe uzaktan üç dört saat silah sıktık” deniliyor. Bunun, gerillanın silahlı savaşım tarzıyla ne ilgisi vardır? Birçok gücün durumunun böyle olduğu ortaya çıkıyor. Gidip düşmana uzaktan kurşun sıkın, düşman da size sıksın! TC’nin mermileri bitmez, ya bizimki öyle midir? Oysa bunlar bizden ricada bulunuyor. “Bize biraz mermi gönderin” diyorlardı. Biz de hayatımızı ortaya koyarak kendilerine mermi ve erzak ulaştırdık. Buna karşılık, onlar boş bir ortamda, düşmanı hedeflemeyen ve hiçbir sonuç getirmeyen eylemlerde bu değerlerimizi har vurup harman savuruyorlar.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER