NASIL YAŞAMALI (33.BÖLÜM)
“Kürdistan devrimi ilk defa uluslararası çapta bir kadın devrimi olabilir’’
KÜRDİSTAN DEVRİMİ KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ VE TOPLUMSAL DEVRİMDİR
Çok önemli bir aşamadan geçiyoruz. Bütün gücümüzü, bütün yeteneklerimizi harekete geçirmeliyiz. Bunu söylemeye bile gerek yok. Ama bu maalesef zamanında anlaşılmıyor. Tam tersine böyle karartmak, çirkinleştirmek, olumsuzlaştırmak için ne kadar söz ve davranış gerekiyorsa o sergileniyor. Bir tartışma yürütüyorlar ki adamın yüreğini ağzına getiriyorlar. Bunlar düşmana cesaret veren tartışmalardır. En zor koşullarda bile ben, tek bir umutsuzluk doğuracak ne bir sözcük sarf ettim ne de bir hareket sergiledim. Ama bu kavranılmıyor. Hep kendi basitliklerini, grupçu niteliklerini, çirkinleştirici yanlarını konuşturuyorlar.
Gerçek bir PKK kadrosu, ilişkilerinde çekici, özgürleştirici, aydınlatıcı, sürükleyici yönü bir an bile göz ardı edemez. Bunun yanında tepki, kaçırtma, teslim alma, bozma, boğma ve tıkanıklığa götürmenin de bir kölelik tarzı olarak reddedilmesi gerektiği çok açıktır. Bu konuda büyük bir savaşımımız vardır. Görmek gerekir; o açıdan “ilişkiyi nasıl tıkatıyorum, nasıl itiyorum, nasıl teslim alıyorum, nasıl bastırıyorum, nasıl boşa çıkarıyorum, nasıl sağa-sola çekiştiriyorum, nasıl yaşanmaz duruma getiriyorum, nasıl muğlaklığa itiyorum, nasıl umutsuzluğun ilişkisine dönüştürüyorum” demeye kimsenin hakkı yoktur. Bunların hepsi düşmana hizmet eder. İlişki, umut ilişkisi olacak. İlişki, yengi-başarı imkanını içinde taşıyacak, uğruna içtenlik, iyimserlik yaklaşımı gerektirecek.
Açıklama, çözümleme şansını sürekli verdireceksin ki, ilişki ve yaşam biraz ilerlemiş olsun. Savaşırken bile güzel olmayı bilmek, bütün büyük savaşçıların özellikleri olsa gerek. Önemli bir savaşın komuta kişiliği eğer çok çarpıcı olmazsa o savaşı idare edemez. Düşünün ben bu özelliğimi biraz geliştirmezsem kimseyi dinletemem. Yoksa sizin gibi çok zorda, sıkıntıda olan savaşçılar kaçıp gider. Bütün hünerimi ortaya koyacağım ki, bu savaş en güzeli olsun. Yani olaylar beni zorluyor, günlük uygulamalarıyla sürekli çirkinleştiriyor, tahammül edilemez duruma getiriyor. Ben bütün bunları görerek savaş ve yaşam tarzımı güzelleştiriyorum, çekici kılıyorum. Siz sanıyorsunuz ki, kendiliğinden bu böyle oluyor. Kendini yetkinleştirmek, kendini çok zor bir mücadele tarzının yürütücü gücü haline getirmek, onun yeterli koşullarına sahip olmak, büyük bir sorumluluktur. Bu olmadan mücadele edilemez. Bizim çoğu komutanımıza bakın, işi-gücü savaşı, yaşamı, ilişkiyi çirkinleştirmektir. Bu büyük bir çelişkinizdir.
Maalesef üsluptan, hitaptan tutalım yorumlayış tarzına, önünü açmaktan tutalım ona bir umut vermeye, işlerin neden-nasıl başarılabileceğine dair bir yol-yöntem belirlemeye kadar bütün bu konularda tıkanmış bir komutan var karşımızda. Zor bela eline verilen birkaç imkânı bitirmenin çabası içindedir. Yığınla böyle komutanlarımız veya savaşçılarımız var. Benim böyle bir duruma düşmem savaşın bitmesi demektir. Çok önemli bir davanın savaşı veriliyor. Tüm gücümüzle “gerçek bir önder nasıl olmalı” kuralına sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz. Çünkü, ortamımızı çirkinleştiren davranışlar fazla. Hemen her şeye çirkin yaklaşım var; kadın-erkek ilişkileri söz konusu olduğunda bu çok daha çarpıcıdır. Bu konularda alınması gereken çok büyük bir mesafe var.
İlişkiye ustaca yaklaşım, ilişkiye güzelce yaklaşım, ilişkiye tam bir sanat inceliğinde yaklaşım gerçek bir komuta kişiliğinin eğiterek, hayattan ders çıkararak ulaşması gereken, vazgeçilmez bir özelliği olmalıdır.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER