SÜMER RAHİP DEVLETİNDEN DEMOKRATİK UYGARLIĞA CİLT II (217.BÖLÜM)
PJA’nın kuruluşunu saygıyla karşıladım. Bu, kendi kaderlerini özgürce belirlemede tarihi bir adım, çelişkileri açığa çıkarıp çözmede temel bir araç rolünü oynayabilir. Fakat kapsamlı bir mitolojik, dini, felsefi ve bilimsel bakış açısıyla konuyu tüm tarihsel ve güncel boyutları içinde çözmeleri, bu temelde ideolojik biçim, programatik, örgütsel ve eylemsel bir hat çizip pratikleşmeleri önem taşımaktadır.
Bir Özgürlük Akademisi oluşturmaları gerekli ve yerindedir. Özgür vakıf çalışmaları ve her tür sivil toplum kuruluşlarında pratikleşmeleri, özgür kimliği ve yaşamı gerçekleştirmede büyük rol oynayabilir. Genelde demokratik toplumun oluşumunda öncü rol oynamaları, somut yapılarının bir gereği ve dönüşümlerinin kanıtıdır. İlerde edebi ve felsefi boyutlarda yaklaşımlarla katkıda bulunmaya çalışacağım. Ama öz sunulmuştur. Yoldaşlıkta, özgür yaşamda, tanrıça dininde ve aşka saygısı olanlarda, değerli şehitlerinde de kanıtlandığı gibi bu özün ölümsüzlük kazandığına; kölelikten, aşağılık kokan kadın ve kirli egemen erkekten intikamını aldığına ve zafere dek daha da almaya devam edeceğine ve başarılı olacaklarına dair umut ve dileklerimi de bu vesileyle belirtmeliyim. Kongre tartışmalarının ve ondan önce size ulaşabilirse konferans çalışmalarının bu değerlendirmelerle güç kazanacağına inanıyorum.
Adınızdan özünüze kadar, doğanın renklerinin ahengine uygun olarak, her konuyu en yaratıcı biçimde tartışıp, en uygulanabilir ve kalıcı değeri olan kararlar ve oluşumlara yol açabileceğinize dair umut ve inancımı da belirtirim. Son söz olarak, özgürlüğünüz ve onurunuz neyi gerekli kılıyorsa, o kararı almakta özgür olduğunuzu belirtmek isterim. Bu amansız bir savaş kararı olacağı gibi, barış kararı da olabilir. Ama en doğru olanı yapacağınıza, tüm insanlığa ve halklarımızın mutlak çıkarına olanı gerçekleştireceğinize; özgür ve onurlu barış kararlılığınızla birlikte, nereden ve hangi güçle gelirlerse gelsinler, imha güçlerine karşı son derece hazırlıklı olacağınıza ve gelenleri pişman edecek bir savaş kararlılığına sahip güçte bulunduğunuza dair inancımı da belirtirim. Her şeyi bundan sonra o çokça söylediğiniz “sözümüz pratiğimiz olacaktır” tavrınız belirleyecektir. Yine her şeyin sizleri bu sözün anlam bulması ve pratikleşmesi için zorladığını, kararlılığınızın gereği olarak her türlü hazırlığı yapmanızın şart olduğunu, gaflete düşmemenizi ve yerinde olmayan ölümleri kader olmaktan çıkarmanız gerektirdiğini de belirmeliyim. Bir konuda ricada bulunuyorum: Tüm örgütsel ve eylemsel çabalarınızı bana göre, özellikle esaret koşullarıma göre ayarlamamanız gerekir. Esas geçerli olan sizlerin sağlık, onur ve başarı durumunuz ve bunu temel almanızdır. Komplocular yaşamımı sizlere karşı kullanmak istediler. Kahramanca bir ölüm imkanı çoktan elimden alınmıştı. En kahredici bir yaşam içine düşürülmüştüm.
Tarihin bütün lanetlileri beni çarmıha germişlerdi. Esenliğiniz için, en zor biçimde de olsa, bugüne kadar yaşamam önemliydi. Gerçekler büyük oranda ortaya çıktığı gibi, doğru karar ve eylem pozisyonuna da geldiğinize inanıyorum. Çocuk değilsiniz; doğru olanı ve başarıyı sağlayabilecek gücünüzü sadece kendiniz ve halk için kullanın. İnsanlık adına da mümkünse bir şeyler yapın. Ama sağlığınız, onurunuz ve zaferiniz öncelikle kendiniz için gereklidir. Sizler ve halk benim için büyük fedakarlık yaptınız. Bunun yeterli olduğuna inanıyorum. Ben de artık endişelerimden kurtulup biraz kendimi dinlemek isterim. Fakat şu hususun da tamamen farkındayım ve dikkat etmek durumundayım: Komplonun mantığı, esas olarak yaşatılmamam veya yaşatılsam bile tüm dürüst halkımızı, dostlarını, en başta sizlerin sonuna kadar bağlı olanlarını imha etmek, kalanları da bölüp birbirlerine bırakmak, böylelikle fiziki ve manevi imha biçiminde örgütsel varlığınızın sonunu getirmekti.
Aslında şu yüzkarası rantçı düzenin krize sokulmasından da netçe anlaşıldığı gibi, Türk halkı üzerinde de benzer bir uğursuzluk amaçlanmaktaydı. Tüm hesap, kof bir direnme biçiminde halk çocuklarını ve halkları birbirine kırdırmaya yönelikti. Tarihi intikam peşinde olan bazı Yunan lanetlilerinden tutun kimi Türk ‘asalım’cılarına kadar Türkiye’yi daha çok kendilerine bağlamak isteyen güçlerin hepsi, bana dayalı bir kargaşadan çıkar umuyorlardı. Ölümüne dirensem, dört dörtlük oyunları tutacak; yaşamaya çalışsam, ‘teslim oldu’ denilecekti. Kahredici ikilem buydu. Hırsımın pek kaba olmaması ve sağduyum, daha uçaktayken kardeşlik savunmasını ortaya çıkardı. Bu tavır benden çok sizler için büyük şanstır. Ama sonun nasıl biteceğini kestiremiyorum. Ölümümün yalnız benimle sınırlı olması için çok çaba harcadım. Fakat beklenmedik bir ölümüm veya kendilerine göre ayarlanan bir sonuç, hala halkla birlikte imhanızı gündemde tutmaktadır. Bunun böyle olmaması için yine çaba harcayacağım. Ama yine de bu tür ölümüm yarın olabilecekmiş gibi her tür hazırlık içinde olmanız, sadece sizler için değil, tüm yurtsever halkımız ve dostlarımız için de gerekli olmaktadır.
Bunun için “Paketlenmem Hiroşima’dan daha tehlikeli bir bombalamadır” demiştim. Yarın en felaketli gün gelecekmiş gibi, hepinizin, herkesin hazırlık içinde olması, sağlığı, onuru ve başarısı için şarttır. Yine de barış, kardeşlik ve demokratik çözümün başarılı olacağına dair umudumu belirtir, bunu pratiğinizle kanıtlayacağınıza dair inancımla birlikte, her şeyden önce gelen yoldaşlık sevgisi ve saygısıyla hepinizi selamlar, daimi başarılarınızı dilerim.
HALKLAR ÖNDERİ ABDULLAH ÖCALAN
YORUM GÖNDER